DOĞAL AFETLERİN ZARARLARINI ARTIRAN FAALİYETLER

Doğada bulunan hiçbir canlı tek başına yaşayamaz. Bitkiler, hayvanlar ve insanlardan oluşan canlı grupları hem birbirleriyle hem de çevre ile etkileşim içindedir. Canlı ve cansız varlıklar arasındaki bu etkileşim sonucu oluşan ortama doğal denge denir. Günümüzde hızlı nüfus artışı ve sanayileşme doğal dengenin hızla bozulmasına yol açmıştır. İnsanlar çevresini hızla değiştirerek bazı doğal afetlerin zararlarının artmasına neden olmuştur. Erozyon, ülkemizin karşı karşıya kaldığı en büyük doğal afetlerdendir. Bitki örtüsünün tahrip edilmesi ile erozyon artar. Erozyonun artması ile verimli toprak örtüsü yok olur. Böylece tarımsal faaliyetler yapılamaz. Açlık ve kıtlık başlar. Oysa doğal bitki örtüsünü koruyarak ve erozyon tehlikesinin olduğu alanları ağaçlandırarak erozyonun zararları azaltılabilir. Akarsu vadileri boyunca ve dağ yamaçlarında doğal bitki örtüsünün tahrip edilmesi sel ve su baskınlarına neden olur. Sel ve su baskını tehlikesi olan alanlara yerleşim yerleri kurulmasının önlenmesi, bitki örtüsünün korunması ve geliştirilmesi selin zararlarını büyük oranda azaltır.

• Ülkemizde daha çok İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülen afet kuraklıktır. Yağışların azlığı, sıcaklığın yüksek olması kuraklığın şiddetini artırır. Bu bölgelerimizde bitki örtüsünün tahribi kuraklığın etkisini artırmaktadır. Kuraklık, canlı yaşamını olumsuz etkiler. Tarım alanları su sorununun varlığı nedeniyle olumsuz etkilenirken büyük yerleşim yerlerinde sağlık sorunları yaşanabilir.

• Ormanların büyük kısmı kıyı bölgelerimizde yer alır. Dikkatsiz ve bilinçsiz davranışlar sonucu ortaya çıkan orman yangınları insan kaynaklı afetlerdendir. Oluşan yangınlar sonucu ormanlar yok olurken can kayıpları da yaşanabilir. • Heyelanlar can kaybına ve maddi zararlara yol açmaktadır. Arazilerin eğimli olması, sağanak yağışlar ve bitki örtüsünün tahrip edilmesi heyelanlara neden olur. Ayrıca köprü, yol, tünel yapımı nedeniyle yamaç dengesinin bozulması da heyelan oluşmasını hızlandırır. Bu risk altındaki yerlerdeki dik yamaçları yerleşim yeri olarak açmak heyelanın verdiği zararı artırır.

• Ülkemizde sıklıkla yaşanan doğal afetlerden biri de çığdır. Kar yağışının yoğun olarak yaşandığı bölgelerdeki dağ eteklerine evler, tesisler vb. kurmak bu doğal afetin zararlarını arttıran faktörlerdir.

• Ülkemizde en çok görülen doğal afet depremdir. Bu doğal afetin verdiği zararları arttıran insan faaliyetleri şöyle sıralanabilir:

• Plansız kentleşme, kaçak yapılaşma ve gecekondulaşma.

• Yerleşim yerlerinin fay hatları üzerine kurulması.

• Binalarda depreme dayanıklı malzeme kullanılmaması.

• Bina inşa edilecek alanların zeminlerinde etüt çalışması yapılmaması.

• İnşa edilen binalarda dayanıklılık kontrollerinin yapılmaması. İnsanların afet öncesinde yeterli hazırlıkları yapmaması

Kaynak: Tevfik FAKIOĞLU

İnkılap Tarihi İlkler

TC İNKILAP T.ATATÜRKÇÜLÜK .. İLKLER….İLKLER….İLKLER…İLKLER….İLKLER…

1.Ünite :Bir Kahraman Doğuyor
  • Mustafa Kemal’e ‘’ Kemal’ adı nerde verilmiştir. Selanik Askeri Rüştiyesi ( Ortaokulu)
    •   Mustafa Kemal ülke sorunlarıyla ilk kez hangi okulda ilgilendi. Manastır Askeri İdadi( Lise)
    •   Mustafa Kemal’in tarih sahnesinde görüldüğü olay ve görevi neydi? 31 Mart Olayı – Kurmay başkanı
    •   Mustafa Kemal’in Tarih ve Edebiyattan etkilendiği şehir. Manastır Askeri İdadi( Lise)
    •   Balkan milletlerinin en çok ayaklandığı şehir hangisidir? Selanik
    •   Çok kültürlü,milletli,çok dini inançların yaşandığı kozmopolitlik şehir hangisidir.  Selanik
    •   Mustafa Kemal’in okuduğu askeri okular sırayla hangileridir? Selanik Askeri Rüştiyesi, Manastır Askeri İdadisi,Harp Okulu ve Harp Akademisi’dir.
    •   Mustafa Kemal’in Harp Akademisi’nde çıkarması, arkadaşlarına ülke sorunlarıyla ilgili konuşmalar yapması hangi özelliğini gösterir?  . Liderlik
    •   Mustafa Kemal’in Osmanlı Devleti’nin başkenti olması sebebiyle padişahı ve siyaseti yakından takip ettiği şehir hangisidir?  İstanbul
    •   Mustafa Kemal’in  Askeri ataşe(memur) olarak görev yaptığı yeniçeri kıyafeti giyerek kültürünü tanıttığı,Bulgar parlamentosunun ( meclisi) çalışmalarını ve siyaseti yakından takip ettiği şehir hangisidir?  Sofya
    •   Mustafa Kemal’in ilk görev yeri neresidir? Şam 5.Ordu ..        Şam’da kurduğu dernek .Vatan ve Hürriyet
    •   Selanik, Manastır, İstanbul ve Sofya Atatürk’ün hangi özelliğinin gelişmesine neden olmuştur? Fikir( Düşünce)
    •   Mustafa Kemal’in ilk askeri başarısı nerde ve hangi yıl olmuşturTrablusgarp Savaşı-1911- İtalyanlara karşı
  • Osmanlı D. 1.Dünya Savaşı’nda savaştığı cepheler hangileridir? 1-Taarruz KK:( Kanal, Kafkasya) 2-Savunma-ÇISH: Çanakkale, Irak,SuriyeFilistin, Hicaz- Yemen 3- Yardım cepheleri- ya ile bitenler( Makedonya, Romanya, Galiçya)
    •  Mustafa Kemal’in 1.Dünya Savaşında savaştığı cepheler nelerdir? Çanakkale, Kafkasya, Suriye( ÇKS)
  • Mustafa Kemal’in Trablusgarp Savaşı’nda yerli halkı bir araya getirmesi hangi özelliğidir? Teşkilatçılık
    •   Mustafa Kemal’in bütün dünyaca tanınmasını sağlayan savaş cephesi hangisidir? Çanakkale Cephesi–1915
    •   Mustafa Kemal’in aldığı rütbeler sırayla hangi savaşta verildi? Trablusgarp Savaşı( Binbaşı) , Sofya( Yarbay), Çanakkale( Albay), Kafkas( Doğu) Cephesi ( Tuğgeneral), Sakarya Savaşı( Mareşal)

Okumaya devam et “İnkılap Tarihi İlkler”

Kuvay-ı Milliye ve Cemiyetler

*** Kuvay-ı Milliye: Türk halkının işgallere karşı kendi imkanlarıyla kendi bölgelerini korumak için kurdukları silahlı direniş örgütleridir. Türk halkının bağımsızlık istek ve arzusuna da Kuvay-ı Milliye ruhu denilmiştir. İzmir’in Yunanlılar tarafından işgali ile bu bağımsızlık ateşi daha da alevlenmiştir.

Kuvay-ı Milliye birliklerinin olumlu yönleri: – Milli bilincin oluşması ve bağımsızlık fikrinin yaygınlaşmasını sağlamıştır. – Düşman ilerleyişini yavaşlatarak Düzenli Ordu’nun kurulmasına zaman kazandırmıştır. –Düşmana önemli kayıplar verdirmiştir. –TBMM’ye karşı çıkan ayaklanmaları bastırmıştır. Olumsuz Yönleri: – Sadece kendi bölgelerini kurtarmak amacıyla kuruldukları için düşmanı yurttan tamamen atmak için yeterli değillerdir (bu yüzden düzenli orduya geçme kararı alınıyor) – Düzensiz birliklerdir emir komuta zinciri yoktur başlarına buyruk hareket ederler. –İhtiyaçlarını halktan bazen zor kullanarak karşılarlar. Dikkat: Ali Fuat Paşa komutasında birleştirilen Kuvay-ı Milliye birlikleri Gediz Muharebesinde Yunanlılara yenilince düzenli orduya geçiş hızlanmıştır.

Okumaya devam et “Kuvay-ı Milliye ve Cemiyetler”

Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar

  • Atatürk’ün gittiği okullar sırasıyla şöyledir.

–Mahalle Mektebi Annesinin isteğiyle kısa bir süre gitmiş, mektebi yarıda bırakmış. Eski yöntemlerle (geleneksel yöntemlerle) dini eğitim veren bir kurumdur.

–Şemsi Efendi İlkokulu’ndan mezun olmuş. Batılı tarzda (modern tarzda) eğitim veren bir okuldur. Bu okulda okurken babasının ölümü üzerine okula kısa bir süre ara vermek zorunda kalmıştır.

–Selanik Mülkiye Rüştiyesine annesinin isteğiyle gitmiş, ama yarıda bırakmıştır.

–Selanik Askeri Rüştiyesinden(rüştiye=orta okul) mezun olmuş. Bu okulu sınavla kazanmıştır. Öğretmeni tarafından Kemal adı verildi.

  • Manastır Askeri İdadisinden(idadi=lise) mezun olmuş. Öğretmeni Tevfik Bey sayesinde tarihe, arkadaşı Ömer Naci sayesinde edebiyata ve hitabet(güzel konuşma) sanatına ilgi duymuş, ayrıca Fransızca öğrenmeye başlamış bu sayede yabancı basını takip etme fırsatı bulmuştur. Askeri İdadi iken başlayan Türk-Yunan savaşı nedeniyle arkadaşıyla okuldan kaçarak savaşa katılmak istemiştir. (Bu onun vatanseverliğini gösterir.)

Okumaya devam et “Atatürk’ün öğrenim hayatı ile ilgili olay ve olguları kavrar”

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin durumunu, topraklarının paylaşılması ve işgali açısından değerlendirir

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin durumunu, topraklarının paylaşılması ve işgali açısından değerlendirir

  1. Dünya Savaşı’nın iki temel nedeni:
  2. osmanlı devleti 1. dünya savaşına kadar hangi toprakları kaybetti
  • Sanayi İnkılabı=Üretimin Artması=Hammadde ve Pazar Arayışı=Sömürgecilik Yarışı (Ekonomik Neden)
  • Fransız İhtilali=Milliyetçilik Akımı=Çok Uluslu İmparatorluklarda Milliyetçi İsyanlar (Siyasi Neden)

UnutmaJ Bu iki neden genel sebep, temel sebep, ana sebep, asıl sebep diye sorulabilir. Ve yine unutma bunların dışındakiler devletlerin kendi amaçları ve sadece 2 devlet arasındaki sorunlar özel sebeplerdir.

Dikkat etmende fayda var, savaşın görünen sebebi savaşı başlatan olaydır. (ilk kıvılcım avs-mac. Veliahtı Ferdinand’ın Sırp milliyetçisi bir öğrenci tarafından öldürülmesi ve avs-macaristanın sırbistana savaş açması)

1.Dünya Savaşı öncesi Osmanlı ekonomisi çökmüş, milliyetçi isyanlar sonucunda Balkanlardaki toprakların büyük kısmı kaybedilmiş, orduda ve yönetimde ciddi sıkıntılar yaşayan, sanayisi gelişmemiş geri kalmış, yıkılma sürecine girmiş bir ülkeydi ( Rusya’nın tabiri ile ‘’Hasta Adam’’)

Yabancı Ülkelerin Osmanlı Topraklarındaki Emelleri, Amaçları.

İngiltere: Sanayisi için petrol kaynaklarımızı yani Ortadoğu bölgesini ele geçirmek ve sömürgelerine giden yol üzerindeki Osmanlı topraklarını kontrol altına almak istiyordu.

Fransa: Azınlıkları kışkırtarak Osmanlı’dan pay almak istiyordu gözü güney ve doğu bölgelerimizdeydi

Rusya: Sıcak denizlere inebilmek için Slav birliği kurup Balkanlarda hakim olmak ve boğazlarımızı ele geçirmek istiyordu.

İtalya: Ege ve Akdenizdeki topraklarımızı ele geçirerek Akdeniz’de etkin olmak istiyordu

Bu ülkeler dışında Avusturya-Macaristan, ABD, Almanya gibi devletlerinde bizim topraklarımız üzerinde planları vardı.

UnutmaL Sorularda genellikle bu planlar bilgi olarak verilir. Ulaşılabilecek genel yargı aşağıdakilerden hangisidir diye sorar. Eğer soru genel diye gelirse bu ülkelerin Osmanlı toprakları üzerinde planları veya çıkarları vardır olan şıkkı işaretleyeceksin.

Dikkat: Yukarıdaki devletler Osmanlı topraklarını kendi aralarında yaptıkları gizli antlaşmalarla yukardaki yerleri işgal edecek şekilde savaştan önce zaten paylaşmışlardı.

  1. Dünya Savaşı öncesi devletler ortak çıkarlar doğrultusunda gruplaşmışlar ve birbirleriyle dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları yapmışlardı.

İttifak Grubu : Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya (savaş başladıktan sonra İtilaf grubuna geçmiştir)(sebebi İzmir ve çevresinin İtalyanlara vaat edilmesidir.) Osmanlı (başlangıçta tarafsız sonradan bu gruba girmiş) Bulgaristan (Çanakkale savaşlarından sonra)

İtilaf Grubu : İngiltere, Fransa, Rusya(savaş devam ederken yönetim değişikliği nedeniyle savaştan çekilmiş)… Sonradan Yunanistan Romanya İtalya

Cepheden cepheye Mustafa Kemal

Osmanlı Devleti; savaşa önce İngiltere’nin yanında girmek istemiş ama İngiltere ve Fransa Osmanlı’nın tarafsız kalmasını istemiş (çünkü kendi aralarında zaten Osmanlı’yı paylaşmışlardı)

Almanya, Osmanlı’yı kendi yanında savaşa sokmak istiyordu. Böylece savaşı daha geniş alanlara yayıp kendi cephe yükünü hafifletecek, Osmanlı’nın insan gücü, coğrafi konumu(İngiliz sömürgelerine giden yolu kesecek) halife gücü (İngilizlerin sömürgelerinde Müslümanlara cihat çağrısı yapılarak karışıklıklar çıkaracak)nden yararlanacaktı.

Osmanlı kaybettiği toprakları geri almak ve siyasi yalnızlıktan (itilaf grubunun Osmanlının tarafsız kalmasını istemesi) kurtulmak için savaşa gimiş… İttihatçıların Almanya’nın savaşa kazanacağına dair kesin olan inancı ve Alman hayranlığı bizim Almanya’nın yanında savaşa girmemize neden olmuştur.

Yardım Cepheleri: Galiçya, Makedonya, Romanya (hepsi ya ile bitiyo) sınırlarımız dışında ve sadece yardım göndediğimiz cephelerimizdir.

Taarruz(saldırı,hücum) Cepheleri: Kafkas ve Kanal ( Süveyş veya Mısır) bu cephelerde saldıran taraf biziz ama ağır yenilgiler alıyoruz, bizim için kötü sonuçları oluyo bu yüzden ‘KaKa’ cepheler.

Savunma(müdafaa) Cepheleri: Suriye-Filistin, Hicaz-Yemen, Irak-İran ve Çanakkale (Çanakkale kesin zafer kazandığımız tek cephedir)

Kafkas Cephesi: Rusların işgal ettikleri Erzurum,Kars ve Ardahanı ele geçirerek Hazar petrollerine ulaşmak ve Orta Asya Türkleri ile birleşip Turancılık(Türkçülük) fikrinigerçekleştirmek için açmış olduğumuz cephedir. Sarıkamış Harekatı’nda 90 bin askerimiz donarak ölmüş ve savaş büyük bir hüsranla başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 1916’da bu cepheye gelen M. Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri almıştır. !!! DİKKAT Ermeniler Ruslarla işbirliği yaparak Türkleri sırtından vurmuş, çeteler kurarak Türk köylerini basmışlar. Osmanlı Sevk ve İskan Kanunu (Tehcir Kanunu) ile ülkedeki Ermenileri zorunlu göçe tabi tutmuştur.

Kanal Cephesi: Almanların isteğiyle Süveyş kanalını ele geçirerek İngilizlerin Uzakdoğu sömürgelerine giden kestirme yolu kapatmak için bizim saldırımızla açılmış başarısızlıkla sonuçlanmış ve İngilizler karşı taarruza geçmişlerdir.

Suriye-Filistin: Karşı taarruza geçen İngilizler bölgedeki Araplarla işbirliği yaparak Halep’e kadar ilerlediler. Bu cephede 1918’de görev alan M.Kemal Halep’in kuzeyinde İngilizleri durdurdu.

Hicaz-Yemen : Bu bölgede Araplarla işbirliği yapan İngilizler galip gelmiştir.

Irak-İran:  Petrol bölgelerini ele geçirmek isteyen İngilizlerin Basra Körfezi’nden çıkarma yapmalarıyla başlayan savaşta Selman-ı Pakt ve Kut’ül-Amare’de başarılı olsakta takviye gelmediği için yenildik ve İngilizler Musul’a kadar ilerleyerek petrol bölglerini ele geçirdiler.

Çanakkale Zaferi: Çıkan ihtilal nedeniyle zor durumda olan müttefikleri Rusya’ya yardım götürmek, İstanbul ve Boğazları ele geçirerek Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak ve savaşı kısa sürede sonlandırmak için İtilaf devletlerinin açtığı bu cephe kesin Türk zaferiyle sonuçlanmıştır. Bu zafer ile; Rusya savaştan çekilmek zorunda kalmış, savaşın süresi 2 yıl uzamış, Bulgaristan İttifak grubunda savaşa girmiş savaşın seyri değişmiştir. M.Kemal başarılarıyla Anafartalar Kahramanı olmuş Türk ve Dünya kamuoyu tarafından tanınmıştır. Bu da ilerde Kurtuluş Savaşı’nın lideri olmasında etkili olmuştur osmanlı devleti 1. dünya savaşına kadar hangi toprakları kaybetti

Salih KAPLAN

Kongreler Ve Genelgeler Dönemi

Kazanım 4. Mustafa Kemal’in Millî Mücadelenin hazırlık döneminde yaptığı çalışmaları millî bilincin uyandırılması, millî birlik ve beraberliğin sağlanması açısından değerlendirir.

*** M. Kemal İzmir’in işgalinden 1 gün sonra Samsun’da başlayan Türk-Rum çatışmalarını durdurmak için İstanbul hükümeti tarafından 9. Ordu Müfettişi olarak görevlendirilmiş ve yola çıkmıştır. Dikkat: Atatürk için bu bir fırsattır, Anadolu’ya geçip Milli Mücadeleyi başlatmak isteyen Atatürk bu görevi hemen kabul etmiştir. İstanbul hükümeti ise sürekli işlerine burnunu sokan M.Kemal’i bu şekilde başkentten uzaklaştırmıştır.

*** 19 Mayıs 1919’da Samsun’a gelen M. Kemal Samsun’daki durumla ilgili İstanbul hükümetine gönderdiği raporda suçun Rumlarda olduğunu belirterek, Türklerin rum saldırılarına karşı kendilerini savunduğunu belirtmiştir. Daha sonra Havza’ya geçmiştir.

*** Havza Genelgesi ile işgallerin protesto edilmesini gerekirse silahlı mücadeleye girişilmesini istemiştir. Kurtuluş mücadelesinin ilk belgesi ilk adımıdır. Okumaya devam et “Kongreler Ve Genelgeler Dönemi”

Atatürk’ün 1919’a kadar bulunduğu görevler ve yaptığı hizmetleri, üstlendiği Millî Mücadele liderliği açısından yorumlar

Büyük bir lider başarılı bir devlet adamı olan M. Kemal Atatürk’ün milli mücadelenin lideri olmasında 1919’a kadar bulunduğu görevler, yaptığı hizmetler ve edindiği askeri beceriler ve tecrübelerin büyük etkisi olmuştur.

  • Askeri İdadi yıllarından itibaren arkadaşlarıyla toplantılar düzenlemesi, fikirlerini serbestçe ve cesurca ifade etmesi, hitabet sanatına olan yatkınlığı, tarih konusundaki araştırmaları onun liderlik özelliğinin ilk işaretleridir.
  • Şam’da görevli olduğu dönemde ülkeye özgürlükçü ve halkın temsil edildiği bir yönetim getirmek amacıyla Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurması ( hem lidelik hem teşkilatçılık)
  • Selanik’te askeri görevdeyken İttihat Terakki cemiyetine üye olması ve yanlış düşünceleri ve fikirleri eleştirmesi ( liderlik, cesaretli olması, fikirlerini açıklamaktan korkmaması, açık sözlü olması)
  • 31 Mart olayını bastıran Hareket Ordusunda kurmay başkan olarak görev alması ve bu orduya hareket ismini veren kişi olması
  • Trablusgarp savaşına gönüllü olarak katılması ve yerli halkı İtalyanlara karşı örgütlemesi (vatansever ve teşkilatçı)
  • Çanakkale’deki başarılarından sonra Anafartalar Kahramanı olarak anılmaya başlanması, yurtta ve dünyada tanınması
  • Kafkas Cephesi’ndeki başarıları ve Güney Cephesi’ndeki harekat tarzlarıyla askeri bir deha olduğunu kanıtlamıştır.
  • Mondros’tan sonra milletin içinde bulunduğu durum karşısında ümitsizliğe düşmemiş, kurtuluş ve bağımsızlık yolundaki kararlı yürüyüşünü sürdürerek 1919’a kadar aldığı görevler ve yaptığı hizmetlerden edindiği bilgi birikim ve deneyimlerle Kurtuluş Savaşı’nın, Milli Mücadelenin liderliğini üstlenmiştir.
  • Salih KAPLAN

İLK TBMM’NİN ÖZELLİKLERİ ve ÇIKAN İSYANLAR ALINAN ÖNLEMLER

İLK TBMM’NİN ÖZELLİKLERİ: – Yasama,Yürütme Ve Yargı gücü TBMM’dedir. Yani Güçler Birliği İlkesini Benimsemiştir. UnutmaJ Amaç olağanüstü şartlarda savaş ortamında kararları hızlı alıp hemen uygulayabilmekti. –Meclis Hükümeti sistemi vardı ( bakanlar teker teker oylanarak seçiliyordu) – Her meslek grubundan vekiller vardı (ulusal bir meclis olduğunu gösterir) NOT: Yeni Türk Devleti böylelikle kurulmuş oldu.

Kazanım 6. Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nun çıkarılma gerekçelerini ve uygulama sürecini değerlendirir.

*** Sivas Kongresi’nden sonra istifa eden İngiliz yanlısı Damat Ferit İstanbul’un işgalinin ardından İngilizler tarafından tekrar göreve getirildi

Ve TBMM’ye karşı ayaklanmalar tertip etti. TBMM’ye karşı ayaklanmalar 4 grupta incelenebilir. 1. İstanbul Hükümetinin Çıkardıkları 2. İstanbul Hükümeti ile İtilaf devletlerinin çıkardıkları 3. Kuvay-ı Milliyecilerin

çıkardıkları ( sonradan düzenli orduya katılmamak için isyan ediyo bazıları) 4. Azınlıkların Çıkardıkları.

Not: Bu ayaklanmalar TBMM’yi uğraştırmış, bağımsızlığa giden yolu uzatmıştır, TBMM’nin otoritesini sarsmıştır.

TBMM’nin Aldığı Önlemler: – Şeyhülislamın fetvasına (milli mücadele yanlılarını ve M.Kemal’i Vatan haini gösteren fetvaya) karşı Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi’den fetva (milli mücadelenin gerekliliği konusunda) alınmıştır. – Hıyanet-i Vataniye (Vatana İhanet) Kanunu çıkarılmıştır.

-İstiklal Mahkemeleri kurulmuş ve üyeleri meclisten seçilmiştir. (TBMM yargı yetkisini kullanmıştır=güçler birliği) – Anadolu Ajansı kurularak halk doğru bir şekilde bilgilendirilmeye çalışılmıştır.

Salih KAPLAN

Çağdaş Yönetimde Yönetici Modelleri Nelerdir

Çağdaş yönetimde yönetici modelleri yöneticilerin cinslerine göre ayrılmaktadır.

  1. Alıcı Yönetici: Yapacağı icraatlar kendi inancından daha ziyade başkalarının kendi hakkında olumlu düşünmelerini sağlamak amacıyla yapar. Bu yönetici modeli asla hayır diyemezler. Bu yüzden kararları ile sürekli test düşer.
  2. Sömürücü Yönetici: Kendi menfaati için başkalarını kullanan yönetici modelidir.
  3. İstifçi Yönetici: Sahip olduğu güce makama sıkıca sarılır ve personelleri ile yakın bir ilişki kurmak istemez. Çünkü onları tehdit olarak görür.
  4. Pazarlama Yönetici: Bu yönetici modelinde nasıl olunması gerekiyorsa yönetici öğle olur. Başarı olması halinde kendini beğenir.
  5. Üretken ve Verimli Yönetici: Kendisini iyi bilir ve ne olduğunu amacının ne olduğunu iyi bilir. Uzlaşmacı ve güven vericidir. Sorumlulukları dağıtır iyi bir iletişim ortamı oluşturur. Uyumludur

Okumaya devam et “Çağdaş Yönetimde Yönetici Modelleri Nelerdir”