SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN AÇILMASI(12 OCAK 1920)

SON OSMANLI MEBUSAN MECLİSİ’NİN AÇILMASI(12 OCAK 1920)
1908’de II.Abdülhamit döneminde yeniden açılmış olan Mebusan Meclisi bu tarihten itibaren Kanun-u Esasi’de yapılan denetleme yetkisine sahip olmuştu.I.Dünya Savaşında daha rahat hareket etmek
isteyen ittihat ve Terakki Partisi I.Dünya Savaşının başında yeniden seçimler yapılabilmesi için Mebusan Meclisini dağıtmış fakat bir daha seçimler yapılmamıştı.

İttihat ve Terakki Partisi liderlerinin ülkeyi terk etmelerinden sonra kurulan hükümetler halk denetiminden ve desteğinden uzak kaldıkları için halk adına hareket edememekteydi.Bu nedenle Temsil Kurulu Mebusan meclisinin açılmasını sırasıyla Erzurum Kongresi Sivas Kongresi ve Amasya Protokolünde açıkça desteklemişti.
Amasya görüşmelerinde İstanbul Hükümetinin ve Temsil Heyetinin uzlaştıkları tek konunun Mebusan Meclisinin toplanması olduğu görülmüştü.
Temsil Heyetinin amacı İstanbul Hükümetini denetim altına alarak milli kararların kabul edilmesini sağlamaktı.Çünkü Kanun-u Esasi adındaki Osmanlı anayasasına göre hükümet Mebusan meclisinin denetimindeydi.
İstanbul Hükümeti ise Anadolu üzerinde kaybettiği otoritesini bu yolla tekrar kazanmayı amaçlamak-taydı.Halkın Anadolu’daki direniş hareketine olan ilgisinin daha fazla artmasının önüne geçerek Temsil Heyetinin etkinliğine son vermeyi istemekteydi.
Meclisin açılması İtilaf devletleri için ilk başta sakıncalı görülmekteydi.Fakat Osmanlı Devleti ile imzalayacakları barış antlaşmasını onaylatabilmeleri için böyle bir meclisin kendi denetimleri altında olan İstanbul’da açılmasını desteklemişlerdir.
12 Ocak 1920’de açılan Mebusan Meclisine katılan milletvekilleri saltanata bağlıydılar.Ankara’da Musta-fa Kemal paşa ile görüşen milletvekillerinden bir çoğu İstanbul’a gelince sözlerinden dönmüştür. Mustafa Kemal Paşa Meclis Başkanı seçilmemiştir.Kurulması düşünülen Müdafaa-i Hukuk Grubu oluşturulamamış daha az sayıda milletvekili tarafından “Felah-ı Vatan Grubu” oluşturulmuştur.Bu durum milletvekillerinin İstanbul’da ne derece baskı altında olduğunu ve bu nedenle fikirlerini değiştirdiklerini göstermektedir.
Mustafa Kemal Paşa Osmanlı Mebusan Meclisine katılan milletvekillerinin kendisine verdikleri sözlerden dönmeleri nedeniyle Nutuk adlı eserinde şunları söylemiştir:
“….Bu grubu kurmayı vicdan borcu,ulus borcu bilmek durumunda bulunan baylar inançsız idiler…korkak idiler…bilgisiz idiler.
İnançsız idiler;çünkü tek kurtuluş dayanağının ulus olduğunu kavrayamıyorlardı:Padişaha dalkavukluk ederek yabancılara hoş görünerek yumuşak ve nazik davranarak büyük ideallerin gerçekleşebileceğine inanma gafletinde bulunuyorlardı…”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Yinede Milli Mücadele yanlılarının çoğunlukta olduğu Osmanlı Mebusan meclisinde önce 28 Ocak 1920’de gizli bir oturumda kabul edilmiş olan Misak-ı Milli kararları 17 Şubat 1920’de yapılan açık oturumla da bütün dünyaya açıkça duyurulmuştur.

Hakkımızda Sosyal Bilgiler

Belki Bunlar İlginizi Çekebilir.

ortacag donemi

Orta Çağ’da Ekonomi Özet

ORTA  ÇAĞ’DA EKONOMİ A)TARIM Feodalizm (Derebeylik): Batı Roma’nın yıkılmasıyla güvenlik ve geçim ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla …

2 Yorumlarınız

  1. Sosyal bilgiler dersine yönelik

  2. Son Osmanlı Mebusan Meclisinin Toplanması (12 Ocak 1920)

    Son Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920′de açılmıştır.

    M.Kemal, Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu oluşturarak kendi fikirlerinin Mebusan Meclisi’nde kabul edilmesini ve meclise başkan seçilmeyi istemiştir.

    Mebusan Meclisi Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu tanımamış, bunun yerine Felah-ı Vatan Grubu oluşturulmuştur.

    Meclis M.Kemal’i başkan seçmemiştir.

    Mebusan Meclisi padişaha bağlı gibi hareket etmiştir.

    Mebusan Meclisi, esaslarını M.Kemal’in belirlediği Misak-ı Milli kararlarını kabul etmiştir (28 Ocak 1920).

    Misak-ı Milli (28 Ocak 1920)

    1. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, asla parçalanamaz.

    2. Arap topraklarının geleceği için halkın oyuna başvurulacaktır.

    3. Batı Trakya halkının geleceğini halk kendi oyuyla belirleyecektir.

    4. Elviye-i Selase’nin (Üç il; Kars, Ardahan ve Batum) geleceği için halk oyuna başvurulacaktır.

    5. İstanbul ve Marmara Denizi güvenlik altına alınmalıdır.

    6. Boğazlar konusunda diğer devletlerle yapılacak anlaşmalarla alınan kararlar uygulanacaktır.

    7. Azınlıklara, komşu ülkelerdeki müslüman azınlıklara verilen haklardan daha fazla hak verilemez.

    8. Kapitülasyonlar kesinlikle kabul edilemez.

    9. Bağımsızlığımızı ve ekonomik gelişmemizi engelleyecek hiçbir sınırlandırma kabul edilemez.

    Misak-ı Milli’nin Önemi:

    Misak-ı Milli ile milli ve bölünmez Türk vatanının sınırları çizilmiştir.

    Bağımsızlık yolunda önemli bir adım atılmıştır.

    Erzurum ve Sivas kongreleri kararları Mebusan Meclisi tarafından da kabul edilmiştir.

    Türk Ulusu bağımsızlık bilincine ulaşmıştır.

    Misak-ı Milli ile belirlenen sınırlar, Lozan Barış Antlaşması ve sonrasında bugünkü sınırlarımız oluşturulmuştur.

    Misak-ı Milli’nin kabul edilmesi ile İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal etmiş ve Mebusan Meclisi basılmıştır (16 Mart 1920).

    Mebusan Meclisi’nin kapatılması TBMM’nin açılmasının zeminini hazırlamıştır.

    İstanbul’un İşgali (16 Mart 1920)

    İtilaf Devletleri Mebusan Meclis’inin kapatılması ile Milli Mücadele’nin sona ereceğine inanmıştır.

    Baskılar sonucu Ali Rıza Paşa görevinden istifa etmiş (3 Mart 1920), yerine Salih Paşa sadrazam olmuştur (8 Mart 1920).

    Adana çevresinde Ermeniler’in katledildiği yolunda yalan haberler yayılmıştır.

    İtilaf Devletleri sözde katliamdan İstanbul Hükümeti’ni sorumlu tutmuş ve İstanbul’u işgal etmişlerdir.

    İstanbul’u İşgal Eden İtilaf Devletlerinin Yayınladığı Genelge:

    1. İşgal geçicidir.

    2. İtilaf Devletleri’nin amacı işgal değil, Osmanlı Devleti’nin nüfuzunu arttırmaktır.

    3. Anadolu’da isyan çıkarsa ya da Türkler katliam yaparsa İstanbul Türkler’den alınacaktır.

    4. Herkes saltanatın merkezi olan İstanbul’un emirlerine uymak zorundadır.

    M.Kemal’in İstanbul’un İşgali Üzerine İtilaf Devletleri’ni Protesto Edişi ve Aldığı Önlemler:

    1. İstanbul ile telefon ve telgraf görüşmeleri kesilmiştir.

    2. İstanbul’da yapılan tutuklamalara misilleme olarak Anadolu’daki İtilaf Devletleri’nin görevli subayları tutuklanmıştır.

    3. İstanbul ve Adana’dan düşman askerinin ulaşımını önlemek için Niğde Ulukışla’da ve İzmit Geyve çevresindeki demiryolları tahrip edilmiştir.

    4. Eskişehir ve Afyon çevresindeki İngiliz kuvvetlerinin bölgeden çıkarılması ya da silahsızlandırılması kararlaştırılmıştır.

    5. Anadolu’da bulunan resmi ya da özel bütün mali kuruluşların para ve değerli eşyaları belirlenerek İstanbul’a gönderilmesi yasaklanmıştır.
    İstanbul’un İşgali’nin Sonuçları:

    İtilaf Devletleri Salih Paşa’ya Misak-ı Milli’ye karşı olduğunu ilan etmesini istemişlerdir.

    Salih Paşa baskılara dayanamayarak istifa etmiş, yerine yeniden Damat Ferit Paşa sadrazam atanmıştır (5 Nisan 1920).

    Padişah meclisi feshetmiştir (11 Nisan 1920).

    İtilaf Devletleri meclisi dağıtmıştır.

    Milletvekillerinin bir kısmı sürgün olarak Malta’ya gönderilmiştir.

    Kaçabilen milletvekilleri Ankara’ya gelmiştir.

    Damat Ferit Paşa Şeyhülislam’a Kuva-yı Milliye aleyhine bir fetva yazdırarak fetvayı ülkenin her yanına dağıtmıştır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir