Gönderen Konu: Karagöz ?le Hacivat Hikayeleri 3  (Okunma sayısı 1293 defa)

  • Ziyaretçi
Karagöz ?le Hacivat Hikayeleri 3
« : Ağustos 14, 2019, 06:05:57 ÖS »
KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: ??KEMBE ÇORBASI
       
Hacivat evden ç?kar, bir ko?u gidip Karagöz'ün evinin kap?s?n? çalar. Karagöz kap?y? açar.
Hacivat: " Karagözüm, ko?, han?m i?kembe çorbas? pi?irdi. "
Karagöz: " Han?m i?kence çorbas? m? pi?irdi? "
Hacivat:  " ??kencenin çorbas? m? olurmu?? ??kembe çorbas?: Bol sirkeli, sar?msakl?. "
Karagöz: " Beni evine götürüp i?kence mi yapacaks?n? "
Hacivat:  " Aman Karagözüm, ne i?kencesi? Seni çorba içmeye ça??rd?m. "
Karagöz: " Demek bana i?kence yapmaya kararl?s?n? Seni kolculara söyleyeyim de falakaya yat?rs?nlar. "
Hacivat:  " Aman Karagözüm, etme eyleme. Beni kolculara teslim etme. "
Karagöz: " Sak?n buradan ayr?lma. Tabanlar?na on sopa ye de akl?n ba??na gelsin. "
Karagöz gidince Hacivat evine döner ve samanl??a saklan?r. Karagöz ile kolcular, biraz arad?ktan sonra, Hacivat'? samanl?kta bulur.  1. kolcu Karagöz'e sorar: " Bu sana ne yapt?? "
Karagöz: " Beni evine ça??rd?. ??kence yapacakm??. Sonra da pi?irip çorbam? içecekmi?. On sopa vurun da ak?llans?n. "
2. kolcu: " Yüz sopa vural?m "
1. kolcu: " O kadar? fazla. Elli sopa yeter. "
Çaresiz kalan Hacivat, Karagöz'ün boynuna sar?l?r: "Aman Karagözüm, sen büyüksün. Suçum azd?r. On sopa yeter. "
Karagöz'ün demesiyle  kolcular on sopa vurup gider. Karagöz Hacivat'? aya?a kald?r?r, s?rt?na biner, çevrede dola?t?r?r. Böyle yapmas?n?n sebebi, Hacivat'?n tabanlar?n?n ?i?mesini önlemektir. Yoksa Hacivat yürüyemez hale gelirdi.

Karagöz'den ayr?ld?ktan sonra Hacivat a??r aksak evine do?ru giderken, dü?üncelere dalar: " Söylediklerimi yanl?? anlayan Karagöz'e mi k?zsam, beni dinlemek zahmetine katlanmayan kolculara m? k?zsam bilemedim. Belki her üçüne k?zmak daha do?ru. Bu dünyada niye böyle haks?zl?klar, adaletsizlikler olur, onu da çözemedim. Gel de isyan etme. "



KARAGÖZ'ÜN KARGASI
                   
Karagöz:  " Hacivat, bak karga ald?m. "
Hacivat:  " Ne!?  Karga m?? Ne kargas?? "
Karagöz:  " Karga kargas?. Nas?l ?a??rd?n ama? "
Hacivat:  " Çok ?a??rd?m!  Aman Karagözüm, nereden ald?n bunu? "
Karagöz:  " Pazardan. "
Hacivat:  " Pazardan m?? Kaça ald?n? "
Karagöz:  " Dört akçeye. "
Hacivat:  " Nee? Dört akçe mi? "
Karagöz:  " Evet, dört akçe. "
Hacivat:  " Sen ne yapt?n Karagözüm? Hiç bu karga dört akçe eder mi? "
Karagöz:  " Etmez mi? Ya kaç akçe eder? "
Hacivat:  " B?rak dördü, üçü, ikiyi, bir akçe etmez. "
Karga söze kar???r: " Bir akçe etmez miyim? Karagöz kim bu ya? "
Karagöz:  " Hacivat, çok iyi arkada??md?r. "
Karga, Karagöz'ün kolundad?r. Hacivat'tan yana döner. Sesi tok, duru?u ciddidir. Sert bakar. Hacivat bir ad?m geriler.
Karga: " Senin ad?n Hacivat m?? "
Hacivat: " Evet Hacivat. "
Karga: " Nerelisin? "
Hacivat: " Bural?."
Karga: " Buras? neresi? "
Hacivat: " ?ey, yani Bursa. "
Karga: " Bursa'n?n ad? ne zamandan beri ?ey yani Bursa oldu? "
Hacivat söyleyecek söz bulamaz. Renkten renge girer.  Ba??n? hafifçe öne e?er. Gözlerini k?sar. Karagöz'den yana döner. Bak??lar?, imdat, beni bu kargadan kurtar, Karagöz, der gibidir. Karagöz durumu hemen kavrar. Hacivat'?n süngüsü dü?mü?tür. Bu bulunmaz f?rsat? de?erlendirir: " Hacivat korktu. Karga, parçala onu. " diye ba??r?r.
Karga: " Sen sus Karagöz, " der.  Karagöz susar. Gözlerini kapat?r. Bir imparatorlu?un çökü?ünü dinlemek için, kulaklar?n? on alt? açar.
Karga, Hacivat'a döner: " Seni kanats?z, tüysüz yarat?k seni. Kendini ne san?yorsun? Beni dört akçeye Karagöz ald?. Sen kendini pazarda sat bakal?m. B?rak akçeyi kuru? veren olmaz. Yolar?m sakallar?n? sonra soka?a ç?kamazs?n. "
Bunun üzerine Hacivat bir kaç?? kaçar ki sormay?n.

Aradan günler geçer. Karagöz ile Hacivat yolda kar??la??r.
Hacivat sorar: " Vay Karagöz, karga yok mu? "
Karagöz: " Yok. Satt?m kargay? kurtuldum. Ne belaym?? be. "
Hacivat: " Aman Karagözüm, bela dedin. Sana ne yapt? bu karga? "
Karagöz: " Ne yapmad? k?? Geçen gece sabaha kadar uyutmad?. Hayat?n? anlatt?. 200 ya??ndaym??. Dünyan?n pek çok yerini gezmi?, dola?m??. Saraylarda ya?am??. Krallarla, prenslerle dost olmu?. Gençli?inde göklerin hakimiymi?. Kartallar, bundan korkarm??. Daha neler, neler..  Sabah olunca yar? uykuluyum ya, sus da biraz uyuyay?m, dedim. Sen misin bunu bana diyen. Bana bir dald?. Yere y?kt?. Kanatlar?yla vurdu, gagalad?. Ama elinden kurtuldum. Pencereden atlay?p kaçt?m. Sokaklarda uzun süre dola?t?m. A?açl?k bir alan gördüm. Oraya girip sakland?m. Kendimce hafiften söyleniyordum. Karagöz, ne v?z?rday?p duruyorsun, diyen bir ses duydum. Kafam? kald?r?p bakt?m. A?ac?n dal?nda karga!?  A?z?m aç?k bakakald?m. Karga, beni pazara götür, on akçeye sat, dedi. Onu pazarda on akçeye satt?m. Bu i?ten epey karl? ç?kt?m. "
Hacivat: " Desene bu kargadan ben ucuz kurtulmu?um.. Kargay? kim ald?? "
Karagöz: " Kilimci Ahmet. Beni yerlerde sürükleyen karga kilimciyi ne yapar? "
Hacivat: " Hal? gibi dokur. Dörde böler, on ikiyle çarpar. "
Karagöz: " Hal ve gidi? böyle. Bana güle güle " der. Böylelikle iki arkada? evlerine gitmek üzere birbirinden ayr?l?rlar.



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: KABAK P??T?, TABA?A DÜ?TÜ 
           
Karagöz ile Hacivat yolda kar??la??r.
Hacivat: " Aman Karagözüm, ben de seni ar?yordum. "
Karagöz: " Buldun i?te ne olacak? "
Hacivat: " Han?m evde kabak pi?irdi, bir tabak kap da gel. "
Karagöz: " Senin han?m tabak m? pi?irdi? "
Hacivat: " Tabak de?il, kabak pi?irdi. "
Karagöz: " Tamam gelirim. "
Hacivat geri dönüp giderken, Karagöz arkas?ndan söylenir: " Han?m? evde tabak pi?irmi?. Ben evden kabak getirecekmi?im. Pi?mi? taba?? kaba??n içine koyacakm???m. ?u Hacivat hekime bir u?rasa iyi olacak. "



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: DOST ACI SÖYLER 
                 
Karagöz: " Hacivat, biz eski dostuz, de?il mi? "
Hacivat: " Aman Karagözüm, tabi ki eski dostuz. "
Karagöz: " Mesela ne kadar eski? "
Hacivat: " Çok eski. Y?llar? üst üste toplamak zaman al?r. "
Karagöz: " Dost ac? söylermi?, do?ru mu? "
Hacivat: " Do?rudur. Yanl??ta olan dostuna ac? söylersin. Onu uyar?rs?n. "
Karagöz: " Gel o zaman ?u kebapç?ya girelim. Bana ac? söyle. "
Hacivat: " Karagözüm, neden ac? söyleyeyim? Yanl??a dü?medin ki. Ac? konu?amam. "
Karagöz: " Bre Hacivat, ac?l? Adana söyle. "
Hacivat: " Ha ?u mesele. Olur söylerim. Benim dostumsan sen de bana bir ac?l? söylersin. "
Karagöz: " Söyledim gitti ama hesab? ödemen ?art?yla. "
Hacivat: " Olur Karagözüm, hesab? ben öderim. "



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: HERKÜL   
                       
Hacivat kurbanl?k koyun seçmektedir:
" Karagözüm gel, ?u koyunu kucakla. Bakal?m elli okka çeker mi? "
Karagöz koyunu kald?ramaz. Etraf?na toplananlar?n bak??lar?ndan etkilenir ve ba??n? öne e?er.
Hacivat böyle bir f?rsat? kaç?rmaz: " Yaz?k sana Karagözüm, bir koyunu kald?ramad?n. Oysa bu alanda bir tosunu kald?rd???na ben ?ahidim. "
Karagöz ba??n? kald?r?r, derin bir iç geçirir: " Do?ru o zaman yirmi be? ya??ndayd?m. Herkes bana herkül demi?ti. "
Hacivat: " ?imdi ya??n elli oldu. Herkülün heri gitmi?, külü kalm??. Bir yirmi be? y?l sonra külün de kalmaz. "
Seyredenlerden gülenler olunca Karagöz Hacivat'?n alay etti?ini anlar. Hacivat'?n üstüne hamle yapar. Yakas?ndan yakalar. Hacivat gömle?ini ç?kar?p, Karagöz'ün elinden kurtulur ve kaçmaya bakar. Karagöz Hacivat'? kovalar ancak yakalayamaz.



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: DEVE ÇORBASI

Hacivat: " Karagözüm, yan?nda torba var m?? "
Karagöz: " H?.. "
Hacivat: " Torba, torba. ?uradan biraz ot yolal?m. "
Karagöz: " Sabah içti?im mercimek çorbas?. "
Hacivat: " Çorba de?il, torba dedim. "
Karagöz: " ??kembe çorbas?, yayla çorbas?. "
Hacivat: " ? "
Karagöz: " Tavuk çorbas?, deve çorbas?. "
Hacivat: " Ötekiler neyse de deve çorbas? ne alaka? "
Karagöz: " Deveyi yat?r?rs?n falakaya. "
Hacivat: " Hani deve nerede? "
??te diyen Karagöz hamle yap?nca Hacivat kaçar. Arkas?ndan ko?an Karagöz, dur kaçma, elli sopa hediyem olsun, diye ba??r?r.



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: B?R KÜP ALTIN
           
Karagöz kuyu açmak için, bahçeyi kazarken bir küp alt?n bulur. Çok sevinir. Bir saat sonra Bursa'da Karagöz'ün alt?n buldu?unu duymayan kalmaz. Halk, kap?n?n önünde uzun kuyruklar olu?turur.  Karagöz s?radan gelene on alt?n verir. Alt?nlar giderek azalmaya ba?lar. Hacivat Karagöz'ün alt?n buldu?unu ama bu alt?nlar? da??tt???n? duyunca solu?u Karagöz'ün yan?nda al?r.
Hacivat: " Aman Karagözüm, alt?n bulmu?sun, iyi, güzel de buldu?un alt?nlar? neden  da??t?yorsun? "
Karagöz: " Alt?nlar?n yar?s? bana yeter. Di?er yar?s? fakir fukaran?n. Onlar da sevinsin. "
Hacivat: " Karagözüm, sen ne kadar alt?n buldun? "
Karagöz: " Bir küp alt?n. Küp benim boyumdan daha uzun. "
Hacivat: " Fakir fukaran?n diyorsun da kalabal?k aras?nda servet sahibi çok zengin gördüm. Bunlar?n içinde sabahtan beri üç dört defa kuyru?a girenler varm??. Elbise de?i?tirip tekrar kuyru?a girerlermi?. "
Karagöz: " Vay köftehorlar? Bo?una de?il ?apkas?n? gözlerinin üstüne kadar indirip bak??lar?n? kaç?ranlar vard?. "
Hacivat: " Bu zenginler daha zengin olursa halk? çok fazla ezer. Zenginleri ??martma. Da??t?m? kes. Kalan alt?nlar? sayal?m. Kendine yetecek kadar?n? ay?r gerisini yar?n ben senin yan?nda gerçek ihtiyaç sahiplerine veririm. "
Karagöz: " Tamam Hacivat, dedi?in olsun. "
Karagöz halktan yana dönerek, bugünlük da??t?m bitti. Yar?n alt?nlar? Hacivat da??tacak deyince homurtular artar, kalabal?k da??l?r.
Hacivat Karagöz ile birlikte bahçeye ç?kar. Karagöz küpte kalan iki avuç alt?n? Hacivat'a verir ve ba?ka alt?n kalmad???n? söyler. Hacivat dü?er, bay?l?r. Daha sonra ay?lan Hacivat, bu alt?nlar? da da??t?r korkusuyla Karagöz'ün verdi?i alt?nlarla birlikte evinin yolunu tutar.
Ertesi sabah küpteki alt?nlar?n s?f?rland???n? duyanlar, Karagöz'ün evinin önünden uzakla??r. Karagöz  bakkala peynir, ekmek almak için gider ama borç bini a?t?, dün neden ödemedin borcunu diyen bakkal veresiyeyi kesti?ini söyler. Karagöz ba?? önde evine döner.
Daha ertesi sabah Hacivat eve gelir. Karagöz üzgündür. Ke?ke alt?nlar? da??tmasayd?m, seni ça??rsayd?m. Böyle aç- susuz kalmazd?m, der.
Hacivat: " Yani art?k ak?lland?n. "
Karagöz: " Ak?lland?m ama gitti alt?nlar, tükendi. "
Hacivat, Karagöz'ün verdi?i alt?nlar? ç?kar?r. Alt?nlar tükenmedi Karagözüm, bunlar bana verdi?in alt?nlar. Al, hepsi senin der ve alt?nlar? verir. Karagöz alt?nlar? al?r ve gözlerinden iki damla ya? akar. Hacivat'a s?k?ca sar?l?r. ??te gerçek dost böyle olur, der.
Hacivat: " Bir küp alt?n daha bulsan yine da??t?r m?s?n?    " diye sorar.
Bunun üzerine Karagöz: " Bir daha yanl??a dü?mem. Kimseye haber vermem. Alt?nlar? bozdurur  harcar?m. " der.



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: ÜZÜM ÜZÜME BAKAR
           
Karagöz ?le Hacivat: Üzüm Üzüme Bakar
Karagöz: " Sana bir atasözü söyleyeyim, Hacivat. "
Hacivat: " Söyle bakal?m Karagözüm. "
Karagöz: " Üzüm üzüme baka baka conki. "
Hacivat: " Bu ne biçim atasözü? "
Karagöz: " Yanl?? m? söyledim. "
Hacivat: " Tabi yanl?? söyledin. "
Karagöz: " Üzüm üzüme baka baka Karagöz. "
Hacivat: " Yine yanl??. "
Karagöz: " Neresi yanl??. "
Hacivat: " Sonu yanl??. Atasözünde ad?n?n i?i ne? "
Karagöz: " Karal? bir ?ey vard? sonunda. "
Hacivat: " Do?ru. Üzüm üzüme baka baka kara.. "
Karagöz: " Buldum. Kara kara. "
Hacivat: " Hay?r. "
Karagöz: " Karabiber. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Belki ?öyle olur. Ben kendi akl?ma göre söylesem. "
Hacivat: " Söyle bakal?m. "
Karagöz: " Hacivat Karagöz'e baka baka Karagöz. "
Hacivat: " Hayda? Bu ne demek? "
Karagöz: " Yani sen bana baka baka Karagöz oldun. "
Hacivat: " Ben Karagöz olduysam sen de bana bakarak Hacivat oldun. "
Karagöz: " O zaman gel yer de?i?tirelim. Ben oraya sen buraya. "
Hacivat: " ?imdi ne oldu? "
Karagöz: " Ben Hacivat oldum, sen Karagöz. "
Hacivat: " Öyle olsun. Senin sohbetine doyulmaz.  Bir yere u?ramam gerek. Sonra görü?ürüz. "
Kendini Hacivat zanneden Karagöz Hacivat'?n evine gider. Kap?y? çalar. Kap?y? açan Hacivat'?n han?m?na ben Hacivat oldum der ve içeri girmeye kalkar. Hacivat'?n han?m?, seni kendini bilmez, diye ba??r?r ve mutfaktan kapt??? oklavayla Karagöz'ün kafas?na vurur. Akl? ba??na gelen Karagöz kaç?p gider.
Ak?amüstü eve gelen Hacivat'a han?m? olanlar? anlat?r. Hacivat ise, bugün Karagöz'le konu?tuklar?n? nakleder. Karagöz'ün ikisi aras?ndaki konu?malar?n etkisinde  kald???n? söyler. Böylelikle Karagöz evleri ?a??r?p bizim eve gelmi?, der.
Hacivat'?n Han?m?: " ?u senin gözü kara ba?ka birinin daha evine  girmeye kalkmas?n? "
Hacivat: " Yok daha neler? Dersini alm??. Karagöz ayn? yanl??a iki kere dü?mez. "



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT:  ?NEGÖL'E ON ??Ç?   
         
Hacivat: " Haydi, son bir ki?i araba kalk?yor. Vay Karagözüm, ho? geldin. Araba kalk?yor. "
Karagöz: " H?. "
Hacivat: " At arabas? kalk?yor. ??çi gideceksin. ?negöl'e patates toplamaya. "
Karagöz: " Di?im a?r?m?yor ki, ?negöl'e di?çiye niye gideyim? "
Hacivat: " Di?çiye de?il, i?çi gideceksin. "
Karagöz: " Pi?tide çok iyiyimdir. Geçen gün nas?l seni kahvede yenmi?tim. Herkesin içinde a?lam??t?n. "
Hacivat: " Ah Karagözüm, benim a?lamam yenildim diye de?il. "
Karagöz: " O zaman neden a?lad?n? "
Hacivat: " Benim ald???m say?lar? kendine yazm??s?n. Senin zavall? haline ac?d?m da a?lad?m. "
Karagöz: " Do?ru, yenilince zavall? durumuna dü?mü?tün. Bak ?srar etme yine a?lat?r?m seni. "
Bir i?çi gelir, araba dolar ve gider. ?kinci bir at arabas? gelir, kenara yana??r.
Hacivat: " Haydi, ?negöl'e on i?çi. Günübirlik i?. Gündelik iki akçe. "
Karagöz: " Az önce kalkan araba nereye gitti, Hacivat? "
Hacivat: " ?negöl'e gitti. Patatese. Gündelik iki akçe. Çal??an kazan?r. "
Karagöz: " Yaz?klar olsun sana Hacivat. Bana neden söylemedin? O paraya ihtiyac?m vard?. "
Hacivat: " Aha? Söyledim ya. Son bir ki?i dedim. ?negöl'e patates toplamaya dedim. ??çi gideceksin dedim. "
Karagöz: " Öyle söylemedin. Di?çiyle, pi?tiyle kand?rd?n beni. "
Hacivat: " Dur Karagözüm, bu arabaya bin. Ayn? yer, ayn? i?. Atlar? biraz k?rbaçlars?n?z, onlardan önce var?rs?n?z. "
" Demek beni adamlara k?rbaçlatacaks?n? Bir daha seninle konu?ursam iki olsun, " diye yürüyüp giden Karagöz'ün arkas?ndan Hacivat bakakal?r.



EN AKILLI KARAGÖZ   
                     
Karagöz ile Hacivat yolda kar??la??r.
Hacivat: " Karagözüm, bal almak ister misin? "
Karagöz: " H?.. "
Hacivat: " ?u kö?ede bal sat?yorlar. Kilosu dört akçe. Al istersen. "
Karagöz: " Zaten eskiden beri benim hayalim. "
Hacivat: " Hayalin mi? Ne hayali? "
Karagöz: " Sal sat?yorlar dedin ya. Bir sal al?p dünya turuna ç?kmak. "
Hacivat: " Sal de?il, bal sat?yorlar. Hey koca kafal?, sa??r kulakl?. "
Karagöz: " Doldururdum çoluk çocu?u sala, kürek çeker, okyanusa ula??rd?m. "
Hacivat: " Okyanusu b?rak, herkes bal al?yor. "
Karagöz: " Herkes fal bakar ama kimse benim gibi fal bakamaz. "
Hacivat: " ... "
Karagöz: " Geçen gün kahve fal?ma bakt?m. ?yi yerdeydim. "
Hacivat: " Nas?l yani? "
Karagöz: " Ç?km???m kava??n ucuna, yukardan ak?l da??t?yorlar. Ben yüksekteyim ya en çok akl? ben ald?m. "
Hacivat: " Sormas? ay?p olmas?n, ne yapt?n o ak?llar?? "
Karagöz: " Kaybolmas?n diye beynime doldurdum. "
Hacivat: " Senin beynin ak?l dolu da, sen çok ak?ll?s?n da ben mi fark edemedim? "
Karagöz: " Bo?una ak?ll?y?m deme Hacivat, ak?l da??t?l?rken sen orada yoktun. "


Yazan: Serdar Y?ld?r?m



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: MANDA
             
Hacivat: " Karagözüm, sana bir bilmece soray?m da bil. "
Karagöz: " Sor bakal?m ama kolay olsun. "
Hacivat: " Can? kaymak isteyen, neyi yan?nda ta??r? "
Karagöz: " Paray? yan?nda ta??r. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Paras?z kaymak nas?l alacak? "
Hacivat: " Bilmeceyi suland?rma. Olmaz dedim. "
Karagöz: " Süthaneyi yan?nda ta??r. "
Hacivat: " Olmaz. "
Karagöz: " Mand?ray? yan?nda ta??r. "
Hacivat: " Olmaz Karagözüm, olmaz. Bu ?ey bir hayvan. "
Karagöz: " Hayvan m?? "
Hacivat: " Evet, büyükba? bir hayvan. "
Karagöz: " Buldum. Fil. "
Hacivat: " Fil de?il. "
Karagöz: " Filin de sütü var. Sütünden kaymak olmaz m?? "
Hacivat: " Kar??t?rma ?imdi fili. Bu bir ah?r hayvan?. Çamura yatmay? çok sever. "
Karagöz: " Çamur hayvan?. "
Hacivat: " ... "
Karagöz: " Hayvan çamuru. "
Hacivat: " ... "
Karagöz: " Tamam buldum. Öküz. "
Hacivat: " Öküzün sütü nerede? "
Karagöz: " O zaman inek. "
Hacivat: " ?nek benzeri, manda gibi. "
Karagöz: " ?imdi akl?ma geldi: Manda. "
Hacivat: " Do?ru Karagözüm, bildin. "
Karagöz: " Bilirim tabi. Benim ad?m Karagöz. Her sorunun cevab?n? ??p diye bilirim. "

Yazan: Serdar Y?ld?r?m


-------------------------------------------------------------------------------------



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: M?RAS
Karagöz’e M?s?r’daki amcas?ndan bir sand?k alt?n miras kal?r. Bunun üzerine Karagöz yak?n arkada?? Hacivat ile beraber bir ticaret gemisine binip M?s?r’a giderler. Miras i?lemlerini hallettikten sonra yine bir ticaret gemisine binip geri dönerler. Ama Marmara Denizi’nde kürekçilerin isyan? s?ras?nda su alan gemiden yolcular kay?klara binerek kurtulurlar.

Karagöz ile Hacivat alt?n dolu sand?kla Mudanya k?y?lar?na, bindikleri kay?kla ula??rlar ama sahilde konu?maya dald?klar?ndan iskeleye iyi ba?lamad?klar? kay?k dalgalara kap?l?r ve gözden kaybolur. Daha sonra bir at arabas?na binerler ve Bursa’daki evlerine dönerler. B?rak bir sand?k alt?n? ceplerindeki para da bitmi?tir. ?? bulup çal??arak para kazanmalar? gereklidir ama nas?l bir i?? Onlar aralar?nda bu konuyu konu?urken tatl? bir sohbete dalarlar. Giderek sohbet koyula??r, ?akala?malar artar.

Karagöz: “ Sence nas?l bir i? tutay?m Hacivat. Ama tutaca??m i? de az emek harcay?p çok para kazanay?m. “

Hacivat: “ Öyle i? olmaz Karagözüm. Ne demek az emek çok yemek. Az emek az yemek. “

Karagöz: “ Sen de amma yapt?n be Hac?cavcav. Bana az yemek vere vere açl??a m? al??t?racaks?n. Biraz insafl? olsan da taba??m? dolmayla doldursan. Pek severim dolman?n yan?na köfteyi, ondan sonra pilav? ve ?amtatl?y?. “

Hacivat: “ Bu kadar yeter mi Karagözüm? ?stersen nohuttan, musakkadan, makarnadan ve cac?ktan da alsan.”

Karagöz: “ Onlar? sen ye Hac?cavcav. Benim istediklerimden iki?er porsiyon olsayd?, o yemeklerden biraz? sabaha kalsayd?, ne güzel olurdu. “

Hacivat: “ Tamam Karagözüm, bu istediklerin olur olmas?na da, çok çal???rsan, çok kazan?rsan, bu yemeklerden yersin. “

Karagöz: “ Ahh. Ah. Ke?ke kay??? iyi ba?lasayd?k ve alt?nlar kaybolmasayd?. Alt?nlar? bozdurur bozdurur harcar, yer içerdik. Keyifli bir hayat sürerdik. “

Yazan:  Serdar Y?ld?r?m

5. S?n?f Türkçe Kitab? - Üç Renk Yay?nevi - Soru Bankas? - Yay?n Y?l?: 2015 - Sayfa: 168



KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: HAC?VAT’IN ATI   
Hacivat’?n son zamanlarda i?leri iyi gider. Çok para kazan?r. Bu birikimi de?erlendirmek için, bir yar?? at? sat?n al?r. Girdi?i her yar??? kazanan me?hur bir at: Küheylan. Olay? duyan Karagöz, Hacivat’?n evine gidip kap?y? çalar. Hacivat pencereye ç?kar ve sorar: “ Buyur Karagöz’üm, bir ?ey mi istemi?tin?
Karagöz: “ Evet Hacivat, bir ?ey istemi?tim. Duydu?uma göre, Küheylan’? sat?n alm??s?n. Onu bana satar m?s?n? “
Hacivat: ” Neden olmas?n Karagöz’üm. ?yi bir fiyat verirsen satar?m. De bakal?m, ne veriyorsun? “
Karagöz: “ H??..”
Hacivat: “ Yani kaç para verirsin? Küheylan’? kaça al?rs?n? “
Karagöz: “ On alt?n veririm. Satt?n m?? “
Hacivat: “ Dur bakal?m, Karagöz’üm. Hemen satt?n m? olur mu? Bir pazarl?k yapal?m, de?il mi? “
Karagöz: “ Nazarl?k takt?r?r?m, Küheylan’a. Anla?t?k o zaman. “
Hacivat: “ Yapma Karagöz’üm. Al??veri?i oldubittiye getirme. On alt?na Küheylan m? sat?l?rm??? Ç?k biraz, ç?k ç?k. “
Hacivat’?n ne dedi?ini tam olarak anlayamayan Karagöz evin merdivenlerini ç?kmaya ba?lar. Sonunda, burnu kap?ya dayan?r.
Hacivat: “ Ç?k Karagöz’üm, ç?k ç?k. “
Karagöz: “ Kap?ya kadar ç?kt?m. Daha fazla ç?kam?yorum. “
Hacivat: “ Ben sana merdivenleri ç?k demedim. Fiyatta ç?k, yani on alt?n dedin ya onu artt?r, yirmi de, otuz de. “
Karagöz: “ Yirmi, otuz. “
Hacivat: “ Ç?k, ç?k. “
Karagöz: “ Elli, altm??. “
Hacivat: “ Ç?k, ç?k. “
Hacivat’?n çok para istemesine k?zan Karagöz ba??r?r: “ Ç?k ç?k?, ç?k ç?k. Sanki zil tak?p oynuyorsun. Bre Hacivat, sen ne istiyorsun bu ata, onu söyle bakal?m. “
Hacivat: “ Bak Karagöz’üm, ben at? yüz alt?na ald?m. Üstüne kar da koy. Yüzü geç, yüzü geç.”
Karagöz: “ Yüzgeç bal?klarda olur, al?k. “
Hacivat: “ Hemen sinirlenme Karagöz’üm. ?unun ?uras?nda ne güzel pazarl?k yap?yoruz. Bak Karagöz’üm, Küheylan’? sana veririm ama yüz yirmi alt?n?n? al?r?m. Bir kuru? a?a?? olmaz. “
Hacivat’?n konu?mas?na içerleyen ve Küheylan’? alamad???na üzülen Karagöz, Hacivat’a küser. Bir hafta ne Hacivat’?n evinin önünden geçer, ne de onunla konu?ur. Daha sonra iki eski dost tekrar bar???rlar.

Yazan:  Serdar Y?ld?r?m

4. S?n?f Ata Tatilde - Ata Yay?nc?l?k - Sayfa: 14-15
4. S?n?f Tüm Dersler  - Gezegen Yay?nc?l?k - Soru Gezegeni - Yay?n Y?l?: 2019 - Sayfa: 39




KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: ?B?? SIRTLAN AVINDA
?bi? ok ve yay alarak Uluda?'a s?rtlan av?na ç?km??. Gezmi?, dola?m??, ortal?kta hiç s?rtlan yokmu?. Derken, Serdar Y?ld?r?m'a rast gelmi?. Serdar ya?ad??? zamandan 650 y?l gerideymi?. Elinde tüfek varm??, belinde fi?ek doluymu?. ?bi?'e aslan av?na ç?kt?m, demi?.
?bi?: " Hani ok, hani yay? Neyle vuracaks?n aslan?? "
Serdar: " Bak ?bi?, ok ve yay ilkel silahlar. Bu gördü?ün tüfektir. Tüfe?e ?u fi?eklerden koyars?n, sonra teti?i çektin mi, dan, hop aslan yerde. "
?bi?: " Küçücük fi?ek mi aslan? yere dü?ürecek? Fi?ek aslana çarpar sonra aslan sana k?zar. Kaçarken tozu dumana katars?n. Hele yakalamas?n aslan seni, bir lokmada yutar. "
Serdar: " Öyle de?il i?te. Fi?ek aslan?n vücudunu deler geçer. "
?bi?: " Dedi?in gibi olsun. Sen bu tüfekle aslan avlad?n m?? "
Serdar: " Avlamam m?? Yüzden çok aslan vurdum."
?bi?: " Yüzden çok mu? Hepsini Uluda?'da m? vurdun? "
Serdar: " Tabi ya ne sand?n? "
?bi?: " Ama Uluda?'da aslan yok diyorlar. "
Serdar: " Var can?m, olmaz olur mu? Orman?n derinlikleri aslan kayn?yor. ?stersen gidelim, bak Uluda?'da aslan var m?, yok mu, kendi gözlerinle gör. "
?bi?: " Çok isterdim ama ?unu ba?ka bir güne b?raksak. "
Serdar: " Sen nas?l istersen ?bi?. Aslan av? cesaret isteyen bir i?. Kolay olsayd? her önüne gelen aslan avc?s? olurdu."

?bi? ile Serdar çene yar??t?r?rken ileriden iki avc?n?n geldi?ini görmü?ler. Bunlar Karagöz ile Hacivat'm??. Karagöz ile Hacivat, ?bi?'i tan?yorlarm??, Serdar ile de tan??m??lar.
Karagöz Serdar'?n aslan av?na ç?kt???n? duyunca ?a??rm??. Tüfek, fi?ek olay?n? duyunca akl? kar??m??. Serdar, ben bu tüfekle Uluda?'da yüz aslan vurdum, deyince ka?lar? çat?lm??.
Karagöz: " Bak Serdar, bol keseden konu?ma. Ben böyle ?eylere k?zar?m. ?bi? de atar tutar ama sen onu be?e katlad?n. ?bi?'i dövdüm, seni de döverim. "
Bunun üzerine Serdar: " Geçen k?? aral?k ay?nda Uluda?'a ç?km??t?m. Ne bereketli avd?. Dört tane gergedan avlad?m. " deyince Karagöz Serdar'?n üstüne at?ld?. Aralar?nda bir bo?u?ma ba?lad?. ?kisi birlikte yere yuvarlan?nca Serdar ?bi?'in yard?m?yla Karagöz'ün elinden kurtuldu, kaçmaya ba?lad?. Karagöz Serdar'?n pe?ine tak?ld?. Az sonra yorulan Karagöz bir ta??n üstüne oturarak Hacivat'?n ve ?bi?'in gelmesini beklemeye ba?lad?. Onlar geldikten sonra Karagöz:
" Geyik gibi ko?uyor, yakalamak ne mümkün. "

Hacivat: " Aman Karagözüm, yakalayamad?n iyi oldu. "
Karagöz: " Nee? Sen hangi taraftans?n Hacivat? "
Hacivat: " Ben senin taraf?ndan?m Karagözüm. "
Karagöz: " Ama ondan tarafa ç?kt?n. "
Hacivat: " Serdar ?bi?'le konu?urken, biz araya girdik. Nas?l olsa bir ?ey vuraca??m?z yok. B?rak anlats?n. Avda böyle hikayelerin anlat?lmas? ava renk verir. Ortam ne?elenir. Bol bol gülünür. "
Karagöz: " Orhan ne?elensin, gülsün. Ben gülemem. Bo? keseden böyle avc? hikayelerini duyunca kan beynime ç?k?yor. "
Hacivat: " Can?m Karagözüm, büyüklük göster. B?rak gelsin, anlats?n. "
?bi?: " Sen büyüksün, yücesin, güçlüsün Karagöz Baba. He mi, geliversin mi? "
Karagöz: " Siz bu kadar istedikten sonra.. Gelsin bakal?m. "

Hacivat'?n ça??rmas?yla Serdar an?nda onlar?n yan?nda bitti. Kar??s?ndaki Karagöz'ün kara gözlerinin içine bakarak avc? hikayelerinin son versiyonunu anlatmaya ba?lad?:
" Bir çakal varm??. Bu çakal tilkiden kurnaz, kurttan kavgac?ym??. Kaplanlar? rakip bilmi?. Uluda?'da günün her saati kaplan kovalarm??. Kaplanlar?n çakal kar??lar?na ç?kacak diye ödü koparm??. Olaydan haberim oldu. Tüfek, tesisat ku?and?m. Tam tekmil çakal? aramaya koyuldum. Çakala benim onu arad???m? söylemi?ler. Çakal yüz arkada??n? toplay?p geldi, benim etraf?m? sard?lar. Tüfekle çakt?m ald?m. Son kalan çakal, çak al beni de, dedi. Çakt?m o çakal? da ald?m. Dünya kurulal? beri böyle bir avc? görmekse Uluda?'?n k?smeti oldu. Uluda? benimle ne kadar gururlansa azd?r. "

Müdahale etmemek için kendini zorlayan, h?rstan duda??n? ?s?rarak kanatan Karagöz dinamit gibi patlad?. Önüne ç?kan ?bi?'e vurdu, Serdar'a vurdu. Yere yuvarlanan ?bi?'le Serdar kaç?p gittiler. Karagöz'ü sakinle?tirmek Hacivat'a dü?tü. ?leride dere boyunda ?bi?'le Serdar yüzlerini y?kay?p, su içtiler, biraz kendilerine geldiler.

?bi?: " Karagöz amma k?zd? ha. Arada ben de tokad? yedim. Gülüp geçece?i yerde k?z?yor. "
Serdar: " Do?ru ?bi?. Ben böyle hikayeleri e?lencelik olsun diye anlat?yorum. Son hikayeyi anlat?rken, onun gülmese bile k?zmayaca??n? dü?ündüm. Gülmedi ama k?zd?. Hem çok k?zd?. Hacivat'?n güldü?ü yan?na kar kald?. Sen ne kar ne zarardas?n. Ben de bu i?ten sebeplendim. "

?bi?: " Nee, sebeplendin mi? Tokad? yedin yeri öptün, sonra? "
Serdar: " Bir haftad?r a?r?yan çürük di?im vard?. Sallan?p duruyordu. Korkudan di?çiye gidememi?tim. Karagöz bir tokatta o di?i bana yutturdu. Buraya gelirken konu?mad?k ya dilimi di? oyu?unda tutup kan? durdurdum. Derede a?z?m? çalkalad?m. ?nanmazsan gel de bak. "

?bi? gelir, bakar: " Gerçekten oradan yeni di? ç?km??. Belli oluyor. " der ve kahkahalarla güler.

SON


--------------------------------------------------------------------------------------------------


KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: LEYLEK
Mart ay?n?n ortas?. Kar yeni kalkm??. Ortal?k ayaz, hava buz gibi. Karagöz nicedir i?siz. Kaza??n?, paltosunu eskiciye satm??. Yar? aç, yar? tok. Üstünde bir fanila, bir mintan. So?uk havada i? bulmak için gezerken, di?lerinin tak?rt?s? Uluda?'dan duyuluyor. Karagöz tam bu esnada Hacivat'la kar??la??r.
Hacivat: " Merhaba Karagözüm. Nas?ls?n, iyi misin? "
Karagöz: " ?yi de?ilim Hacivat. Donuyorum. "
Hacivat sa?a sola bak?n?r. Bir evin bacas? üstündeki leyle?i görür. Parma??yla leyle?i i?aret ederek:  " Bak Karagözüm, leylekler gelmi?. Art?k yaz geliyor. "
Karagöz: " Hacivat, anlams?z konu?ma. Hem leylek gelmi? diyorsun, hem kaz geliyor diyorsun. "
Hacivat: " Kaz demedim Karagözüm, yaz geliyor dedim. "
Karagöz: " Kaz yazay?m ama ben yaz? bilmem ki. Yaz demek kolay. "
Hacivat: " Dediklerimi yanl?? anl?yorsun Karagözüm. Bak leylek nas?l da tak?rd?yor. "
Karagöz çenesini tutar:  " Tak?rt? benden geliyor. Paltom yok da, so?uktan di?lerim tak?rd?yor. "
Hacivat: " Palton yok mu? Do?ru ya, paltonu giymemi?sin. Al benim paltomu giy. " der ve paltosunu Karagöz'e verir. Karagöz paltoyu giyer ve di?lerinin tak?rdamas? durur. Bu sefer ü?üyen Hacivat'?n di?leri tak?rdamaya ba?lar.
Karagöz: " Hacivat, bu leylek yolunu kaybetmi?, k?? günü Bursa'ya gelmi?. ?imdi gerçekten tak?rdamaya ba?lad?. "
Hacivat: " Karagözüm, leylek de?il, ben tak?rd?yorum. O palto senin olsun. Kürkçü Emin'den kendime kürklü palto alaca??m. "
Karagöz: " Körükçü Cemil'den palto mu çalacaks?n? "
Hacivat: " Çalmayaca??m, paras?yla kürklü palto sat?n alaca??m. "
Karagöz: " Hacivat'?m, paltonu geri al, bana kürklü palto sat?n al. "
Hacivat: " Olmaz Karagözüm, benim eski paltomu sen giy. Ben kendime kürklü palto alaca??m. "
Karagöz, kendine alma, bana al dedikçe, Hacivat, sana de?il, kendime alaca??m der ve birlikte Kürkçü Emin'in dükkan?na girerler. Bunlar dükkanda tart??a dursunlar, Kürkçü Emin bir di?er lakab? da tilki Emin: Gençli?inde bir ta?la dört ku? vurmu?lu?u vard?r. ?imdi ise, bir ta?la iki ku? vurman?n derdindedir. Sensin der, büyüksün der, zenginsin der ve Hacivat'a iki kürklü palto satar. Paltolar?n birini Hacivat, di?erini Karagöz giyer.
Hacivat, Karagöz ile birlikte yolda giderken, gördü?ü bir fakire eski paltosunu verir. ?ki arkada? ilk kar??la?t?klar? yerden geçerken, leyle?in o evin bacas?nda olmad???n? görürler.
Hacivat: " Bak Karagözüm, leylek yok, gitmi?. "
Karagöz ba??n? kald?r?r, etraf?na bak?n?r:
" Ba?ka leylekler mi gelmi?? Hani nerede? "
Hacivat: " Ba?ka leylek falan yok. Tek leylek vard?, o da gitmi?. "
Karagöz: " Ha, ?u zamans?z gelen leylek. Onun sayesinde kürklü palto sahibi oldum. ?ans?m aç?ld?. Bundan sonra beni kimse tutmas?n. "


Yazan: Serdar Y?ld?r?m

Kuzey K?br?s Türk Cumhuriyeti
Milli E?itim Ve Kültür Bakanl??? / 2017
Türkçe 5. S?n?f Ders Kitab?     108. sayfa
http://talimterbiye.mebnet.net/Kitaplar/2017-2018/ilkokul/Turkce5_Kitap2.pdf


---------------------------------------------------------


S?VR?KOZ ZAMANA KAR?I
Sivrikoz'un küçük ya?lardan itibaren kafas?na tak?lan sorular vard?r. Y?llar geçtikçe bu sorular daha da belirginle?ir. Annesine, babas?na, amcas?na, day?s?na bu sorular? sorar fakat gelen cevaplar tatminkar olmaz. ?yi, güzel diyorsunuz da benim bekledi?im cevaplar bunlar de?il, der. Babas? bir gün:  " Sivrikoz bekledi?in cevaplar bunlar de?ilse sen sordu?un sorular?n cevab?n? biliyorsun demektir. " der de Sivrikoz babas?na cevaplardan tam olarak emin olmad???n? söyler. Sivrikoz'un sordu?u sorular nedir?
Ac?mas?zca geçen zaman, insanlar? neden ya?land?r?yor?
?nsanlar?n görünü?leri neden de?i?iyor?
Zaman geçti?i için, insanlar ya?lan?yorsa zaman? durdurmak mümkün de?il midir?
Sivrikoz bir gün babas? Hacivat'tan izin al?r ve zaman? aray?p bulmak, onunla hesapla?mak için, yola ç?kar. Sonraki günlerde zaman? arar, her önüne gelene zaman? sorar ama kimse zaman?n nerede oldu?unu bilmemektedir. Günlerden bir gün bir ormandan geçerken bunal?r, olanlar can?na tak der ve ba??r?r:  " Ey zaman, kimsin sen, neredesin, aramaktan b?kt?m, ç?k ortaya, yetti yapt?klar?n. "
Birden ormanda sert bir ses yank?lan?r: " Hey genç, beni mi arad?n? Senin ad?n nedir? "
" Benim ad?m Sivrikoz. Seni arad?m. Soracak sorular?m var. Neden insanlar? ya?land?r?yorsun? ?imdinin ihtiyar? bir zamanlar gençtim, güçlüydüm diyor. Geçtin de ne oldu? Ne kazand?n? ?nsanlar belli bir ya?a gelince o insan için zaman? durdur. Ya?lanmas?n ama ya?as?n. Genç kals?n. "

" Sen neler diyorsun Sivrikoz? Daha önce kimse benim i?ime kar??m?yordu. Ben de istedi?im gibi kendimi kuruyordum. Genç ve güçlü birini, ya?l?, iki büklüm bir ihtiyar haline getirmek benim için önemli. Ben o ihtiyar?n genç halini hat?rlar ve gülümserim. Ama sen istemiyorsan bundan sonra kimseyi ya?land?rmam. "
Zamandan söz alan Sivrikoz sevinçle oradan uzakla??r. Sonraki günlerde zaman sözünü tutmaz ve insanlar? ya?land?rmaya devam eder. Durumu fark eden Sivrikoz çok üzülür ve bir daha zaman? ne aray?p, ne sorar.

Yazan: Serdar Y?ld?r?m



 
KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: TUZSUZ DEL? BEK?R   
Karagöz ile Hacivat yolda kar??la??rlar. Ramazan ay?n?n birinci günüdür.
Hacivat: " Ramazan-? ?erifler hayrolsun Karagözüm. "
Karagöz: " Sen ne diyorsun Hacivat? Ramazanla ?erif neden kaybolsun? "
Hacivat: " Ramazan'? ?erifler hayrolsun. Hay?rl? ramazanlar. "
Derdi da?lardan büyük olan Karagöz Hacivat'?n ne dedi?ini yine anlayamaz: " Ramazanlar?n h?yar tarlas? m?? Ne bileyim nerededir? "
Hacivat: " Yani oruç ay?na girdik Karagözüm. "
Karagöz: " H?. "
Hacivat: " Oruçlu musun Karagözüm? Gece sahura kalkt?n m?? "
Karagöz: " Gece sabaha kadar uyuyamad?m. Bir aral?k dalm???m. Kötü bir rüya gördüm. Adam?n biri, beni kesiyordu. "
Hacivat: " Hayrolsun diyecektim. Ama böyle rüyan?n hayr? olmaz ki. "
Karagöz: " Hayri'yi rüyanda m? gördün? "
Karagözün hey heylerde oldu?unu anlayan Hacivat hey heylere hay hay der geçer.
Hacivat: " Karagözüm, rüyanda seni kim kesiyordu? "
Karagöz: " Adam?n biri. "
Hacivat: De hadi Karagözüm. A?z?mdan laf ç?kmaz bilirsin. "
Karagöz: " ?u Tuzsuz Deli Bekir. Rüyama kadar girdi. "
Hacivat: " Ne demek rüyama kadar girdi? Gerçek hayatta da m? keskinleri oynad?? "
Karagöz anlatmaya ba?lar: " Yaz?n bir ara i?sizdim. Tuzsuzdan borç alm??t?m, ödeyemedim. ?kidir gelir kap?y? tekmeler, açmad?m diye k?zar ba??r?r. Yolda önüme ç?kt?, kaçt?m, kurtuldum. "
Hacivat: " Eee sonra ne oldu? "
Karagöz: " Dün ç?kmaz sokakta k?st?rd? beni. Hani para dedi. B?ça??n? ç?kard?, ileri geri sallad?. Bir böbrekten, bir ci?erden dedi. "
Hacivat: " Elinden nas?l kurtuldun? "
Karagöz: " Yar?n söz dedim. Paran? vermezsem bildi?in gibi yap dedim. "
Hacivat: " O ne dedi? "
Karagöz: " Parça m? olsun, ku?ba?? m? dedi. "
Hacivat: " Karagözüm, senin borcun ne kadard?? "
Karagöz borcunu söyler. Hacivat, Karagöz'ün borcunu son kuru?una kadar eline sayar. Karagöz buna çok sevinir. Daha sonra evinin yolunu tutar. Tahmini do?rudur. Tuzsuz Deli Bekir, elinde b?ça??, kap?n?n önünde ba??r?p ça??rmaktad?r. Karagöz, Bekir Efendi deyip paralar? gösterince Tuzsuz b?çakl? elini arkas?na saklar: " Vay Karagöz, borcunu getirdin galiba. "
Karagöz: " Evet, borcum, al say, hepsi tamamd?r. "
Tuzsuz paray? sayar: " Evet, tamam, der, borç morç kalmad?. "
Karagöz: " Bir daha senden borç almam. Bu son olsun. "
Tuzsuz: " Vay köfte vay, bir de hakl? ç?kars?n ha. Ben de  sana borç verirsem elim b?çak tutamas?n. " der ve b?ça??n? ç?kar?r. Karagöz eve kaçar. Kap?y? sürgüler. Kap?n?n önünde nara atan, tehditler savuran Tuzsuz Deli Bekir daha sonra evin önünden uzakla??r. Böylelikle Karagöz kurtulur.
 

Yazan: Serdar Y?ld?r?m




KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: MAT?Z
Hacivat'? gece uyku tutmaz. Sabah erkenden kalkar, giyinip d??ar? ç?kar. Karagöz'ün evinin kap?s?n? çalar. Bir daha çalar. Karagöz uykulu gözlerle pencereye ç?kar. Bakar kap?y? çalan Hacivat't?r:  " Hacivat, sabah?n seher vakti neden kap?y? çalars?n? " diye sorar.
Hacivat: " ?n a?a?? Karagözüm, yarenlik edelim. Ben söyleyeyim, sen dinle. Sen söyle ben dinleyeyim. "
Karagöz: " De git Hacivat, ba?ka i?in yok mu senin? Al?r?m aya??m?n alt?na. "
Hacivat: " Gel a?a?? Karagözüm, gece uyku tutmad?. "
Karagöz: " Seni uyku tutmad? ama benim uykumu kaç?rd?n. "
Hacivat: " Uykunu mu kaç?rd?m? Uykun nereye kaçt?? "
" Uykum sana kaçt?, " diyen Karagöz, pencereden Hacivat'?n üstüne atlar. Bo?u?maya ba?larlar. Karagöz'ün elinden kurtulan Hacivat: " Dur Karagözüm, sana bir hesap sorusu soray?m, bilirsen hemen giderim. " der.
Karagöz: " Sor bakay?m, benim hesab?m kuvvetlidir. "
Hacivat: " iki iki daha kaç eder? "
Karagöz: " H?.. "
Hacivat: " Yani ikiyle ikiyi toplasan kaç olur? "
Karagöz: " Kaç m? olur? ?kiyle ikiyi toplasan kaç olur? "
Hacivat: " Tamam i?te Karagözüm, ben sana soruyorum. ?kiyle ikiyi topla kaç buldun? "
Karagöz: " ?ki iki daha ?ey eder. Ya Hacivat, bu soru kolay, daha zorunu sor. "
Hacivat: " Sen bunu bil, daha zorunu sorar?m. "
Karagöz dü?ünürken, aradan zaman geçer. Sa?a sola bak?n?p bir kurtar?c? ararken, Tuzsuz Deli Bekir ç?kagelir. Hacivat'tan çok Karagöz'le ha??r ne?irli?i vard?r: " Vay Karagöz, arpac?k kumrusu gibi ne dü?ünürsün? Karadeniz'de gemilerin batamaz, kay???n olsa Marmara'da batard?. Bilmem anlad?n m?? "
Karagöz bu matizden oldum olas? ho?lanmam??t?r. Onun oldu?u ortamda dut yemi? bülbüle döner. Matize korkuyla kar???k sayg? duyar. Her zaman, matizin belindeki b?çak olmasa ben bilirim yapaca??m?, der. Ama ufaktan da olsa racon kesmeden duramaz: " Ya matiz, Hacivat beni gece rüyas?nda görmü?. Sabah erkenden kap?ma ü?ü?tü. Soru soraca??m, dedi. ?imdi sen söyle: ?ki iki daha kaç eder, ben bilemem mi? "
Matiz: " Bilemezsin. Bilirsen seni sokak sokak s?rt?mda gezdiririm. " Der ve belinden b?ça??n? ç?kar?r, aha bak ?uraya yaz?yorum, diyerek çömelip topra?? e?eler.
Bunun üzerine Karagöz sadece küçük de?il, büyük dilini de yutar. Sus pus olur ve gözlerini a?a?? indirir. ?çinden, matiz geldi, beni Hacivat'?n elinden kurtard? ama rezil etmese bari, diye dü?ünür.
Karagöz'ün süngüsünün dü?tü?ünü gören matiz Hacivat'a döner: "Bak Hacivat, ben ilk mektebin birinci s?n?f?na giderken, s?n?f?n en tembeliydim. Arap hoca bize dua ö?retirdi. Evde kitaptan iyice çal???n, ezberleyin, gelin. ??te ?u, ?u dualar? okutucam, derdi. Ben evde tastamam dualar? ezberlerdim ama Arap hoca kar??ma dikilince dualar? unutuverirdim. Bana k?zard?, ba??r?rd?. Senenin ortas?na do?ru bu Karagöz bizim s?n?fa geldi. Arap hoca beni b?rakt?, buna yöneldi. Karagöz araptan çok azar i?itti. Üçe gitmedi. Daha sonra ba?ka mahalleye ta??nd?lar, bu da araptan kurtuldu. Arap hoca tekrar bana döndü. Bir sene sonra ben de araptan kurtuldum, dörde gitmedim. "
Matiz derin bir iç geçirir, hal ve gidi? böyle  Hacivat karde?. Haydi, kal?n sa?l?cakla, der ve yürüyüp gider. Karagöz ile Hacivat ise, az sonra selamla??p dostça ayr???rlar.

Yazan: Serdar Y?ld?r?m




KARAGÖZ ?LE HAC?VAT: PINARBA?I MEYDANI
Bursa’daki P?narba?? Meydan?’nda takriben yirmi ki?ilik bir kalabal?k toplanm?? ve ne?eli vakit geçirmekteydi, çünkü orta yerde tart??anlar, gelmi?, geçmi? en iyi güldürü ustalar?ndan ikisiydi: Karagöz ile Hacivat. Dilerseniz ?imdi biz de ho?ça vakit geçirmek için, tart??maya küpe olal?m ve küpeyi parma??m?za takal?m.

Hacivat: “ Olur mu Karagözüm, hiç küpe parma?a tak?l?r m?? “

Karagöz: “ Ya nereye tak?l?r? “

Hacivat: “ Küpe kula?a tak?l?r. Kula??na küpe takan han?mlar, daha bir güzel görünürler. Han?m han?mc?k olurlar. “

Karagöz: “ Hamam aç?ksa bizim han?ma söyleyeyim de, Ya?ar’? da götürsün. Hamamda bir güzel y?kans?nlar. “

Hacivat: “ Ah Karagözüm, Ya?ar hiç kad?nlar hamam?na gider miymi?? Büyüdü, kocaman adam oldu. “

Karagöz: “ Kocaman adam m?? Ya?arc?k daha alt?s?n? sürüyor. “

Hacivat: “ Olsun Karagözüm. Alt? ya??nda o?lan çocu?u kad?nlar hamam?na götürülmez,  çünkü kad?nlar ondan korkarlar. “

Karagöz: “ Amma yapt?n ha Hacivat. Y?llar önce annem beni on be? ya??ndayken kad?nlar hamam?na götürmü?tü de yaln?z y?kanm??t?m. "

Hacivat: “ Yapma ya, iyi ki hamamda kad?n yokmu?. “

Karagöz: “ Asl?nda hamamda y?kanan kad?nlar vard? ama ben göbek ta??na do?ru yürüyünce hamam bo?al?verdi. Benden neden kaçt?lar, anlayamad?m.”

Hacivat: “ Paçal? uzun donunla m? girmi?tin hamama. “

Karagöz: “ Sen ne diyorsun Hacivat? Hamamda donla y?kan?lmaz ki. “

 

P?narba?? Meydan?’ndaki kalabal?k kahkahalar?n ça??rd?klar?yla birlikte k?rk ki?i olmu?tu. Yirmi ki?ide k?rk ayak vard? da, k?rk ki?ide kaç ayak vard??

Karagöz: “ Bak Hacivat, okumam, yazmam yoktur ama hesab?m kuvvetlidir. K?rk ki?ide altm?? ayak vard?r. Altm?? ayakta dört yüz parmak vard?r. “

Hacivat: “ Olur mu Karagözüm. K?rk ki?ide iki?erden seksen ayak vard?r. Seksen ayakta be?erden dört yüz parmak olur. “

Karagöz: “ Tamam i?te, ben de dört yüz parmak demi?tim. “

Gülmekten gözleri ya?aran, kar?nlar?n? tutarak gülen ve yerlerde debelenenler haricindeki ço?ulcu kalabal?ktan bir alk?? tufan? koptu. Hacivat’?n, ama sen altm?? ayakta dört yüz parmak demi?tin, Karagözüm, dedi?ini benden ba?ka kimse duymad?.

 
?nsanlar, do?ar, büyür ve olgunla??rlar. Olgunla?ma geçici de?il, kal?c?d?r. Olgunla?ma yeni olgunla?malar? beraberinde getirir. Bu böyle sürüp gider. ?nsan olgun bir meyvedir, dersek yanl?? olmaz.

Karagöz: “ Olur mu öyle ?ey, Hacivat? ?imdi ben meyve mi oldum? Elma, armut gibi mi yani? “

Hacivat: “ Hay?r, erik gibi. “

Karagöz: “ Demek beni erik yapt?n? ?imdi görürsün. Sen de olsan olsan ?u ek?i limon olursun. Üç, iki de?il, bir i?e yaramayan limon. “

Hacivat: “ Do?ru Karagözüm. Limon bir i?e yaramaz, çok i?e yarar. Hani limonu ortadan kesersin, çaya, çorbaya s?kars?n. Tad? leziz olur. “

Karagöz: “ Ad? keriz mi olur? “

Hacivat: “ Hay?r Karagözüm. Ad? keriz de?il, tad? leziz olur yani lezzetli olur. ?ç ferahlat?r, gönül açar. “

Karagöz: “ Hayda bre pehlivan. Limon anahtar m? ki, Gönül teyzenin kap?s?n? açs?n. Teyzem ellisini geçti hala evlenmedi. Gönül teyzenin gönlünü açacak anahtar daha yap?lmad?. “

 
Dünyan?n pek çok ?ehrinde, belli günlerde pazar kurulur. Bu pazarlarda köyden getirilen sebze, meyve sat?l?r. Pazara gidenin kesesi doluysa ve cimri de?ilse ürünün en iyisini al?r. Anadolu’da sebze ve meyveler ?ehirlerin isimleriyle an?l?r olmu?tur. Amasya’n?n elmas?, ?negöl’ün p?rasas? gibi.

Karagöz: “ B?rak ya Hacivat. Ne demek Amasya’n?n elmas?, ?negöl’ün p?rasas?. Yani elma almak için  Amasya’ya m? gidelim? “

Hacivat: “ Karagözüm, elma almak için, Amasya’ya gitmene gerek yok. Sal? pazar?nda Amasya elmas? sat?l?yor. Elma al?rken, Amasya elmas? almak gerekir. “

Karagöz: “ Amasya’n?n elmas? elma da ba?ka yerin elmas? armut mu? Benim bahçedeki elmalar, Amasya elmas?na bin basar. Tad? güzel kokusu ho?, eder insan? sarho?. “

Hacivat: “ Armut al?rken deveci armudunu, üzüm al?rken Mürefte üzümünü tercih etmek gerekir. “

Karagöz: “ Deveci armudunu bo? ver ?imdi. Çocukken köye gitti?imizde dedemin ba??na ko?ard?k. Dedemin üzümlerinin tad?n?, sonraki senelerde yedi?im üzümlerin hiçbirinde bulamad?m. Elma al?rken Bursa elmas?, p?rasa zaten Bursa’dan, armut Bursa’dan, üzüm Bursa’dan, erik Bursa’dan, domates, patates, ?eftali, vi?ne, kiraz hep Bursa’dan. Hey benim güzel Bursam, kovsalar gitmem ?u Bursa’dan. “

Hacivat: “ Karagöz, az önce kiraz dedin. Söyle bakal?m bu kiraz Bursa’n?n neresinde yeti?iyor? Sen eskiden hiç yalan söylemezdin. “

Karagöz: “ De git oradan Hacivat. ?imdi de yalan söylemiyorum. On ya?lar?ndayd?m. Edebey Köyü’ne gitmi?tik. Orada bir kiraz a?açlar? vard?, akl?n durur. San?rs?n kiraz orman?. Epey bir gezindim orada, dallardaki kiraz çoklu?undan güne?i göremedim. “

Hacivat: “ Güne? görünmüyorsa orman karanl?kt?r, kirazlar? nas?l gördün? “

Karagöz: “ Pöh, ?unun sordu?u soruya bak. Kirazlar?n verdi?i ???lt? orman? ayd?nlat?yordu. A?açlara ç?kt?m, belki iki kilo kiraz yedim. Sen Edebey kiraz?n?n tad?n? nereden bileceksin. “

Aradan zaman geçtikçe kalabal?k ço?alm?? ve yüz ki?iyi bulmu?tu. Hava kararmaya ba?lam??t?, ak?am oluyordu. ??i tad?nda b?rakmak gerekirdi. Karagöz ile Hacivat ellerini havaya kald?r?p teslim i?areti çizdikten sonra kahkahalar b?çak gibi kesildi.

Karagöz: " Haydi bakal?m a?alar, bu günlük bu kadar, " dedi ve yürüdü gitti.

Hacivat: " Yar?n ayn? saatte bulu?mak üzere ?imdilik ho?ça kal?n, deyip Karagöz'ün pe?ine topal ördek gibi yürüyerek tak?lmas? kahkahalar? meydana para?ütle geri getirdi.


SON

Yazan: Serdar Y?ld?r?m



Sosyal Bilgiler

Karagöz ?le Hacivat Hikayeleri 3
« : Ağustos 14, 2019, 06:05:57 ÖS »