Son İletiler

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 10
21
Eski Konular / I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SEBEPLERİ NELERDİR
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 29, 2023, 11:31:54 ÖÖ »
I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SEBEPLERİ NELERDİR.?
I. Dünya Savaşının sebepleri birçok faktöre dayanır. Bunlar arasında en önemlileri şunlardır:

Uluslararası rekabet ve güç dengesinin bozulması
Militarizm ve ülkeler arasındaki askeri rekabet
Bölgesel konflikler ve çatışmalar
Siyasi ve ekonomik krizin derinleşmesi
Emperyalizm ve sömürgecilik
Saraylar arasındaki diplomatik ilişkilerin bozulması
1914 yılında Saraybosna suikastı
Eseratif ve milliyetçi düşüncelerin yaygınlaşması.
  Sömürge rekabeti :Birliğini geç tamamlayan İtalya(1870) ve Almanya’nın(1871) sömürge yarışında İngiltere’ye ve Fransa’ya rakip olmaları bu devletler arasında düşmanlığa neden olmuştur.  Almanya-Fransa Çekişmesi: Kömür yataklarının bulunduğu Alsas-Loren bölgesi iki ülkeyi düşman etmiştir.  Balkanlardaki Çekişme: Rusya ile Avusturya-Macaristan arasında Balkanlarda çekişme vardı. Rusya Avusturya-Macaristan’ın içindeki Ortodoks ve Slav ırkları kendi hakimiyetine almak istemesi düşmanlığı artırdı.  Blokların Kurulması: Yukarıda sayılan sayılan nedenlerle bazı devletler birbirlerine yaklaşmışlardır. Almanya,Avusturya-Macaristan,İtalya üçlü ittifak devletlerini, İngiltere,Fransa ve Rusya ise Üçlü itilaf devletlerini oluşturdular.
22
Eski Konular / 1.UŞİ ANTLAŞMASININ ÖNEMİ NEDİR
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 29, 2023, 11:30:10 ÖÖ »
1.UŞİ ANTLAŞMASININ ÖNEMİ NEDİR?  İtalya ile Osmanlı Devleti arasında 1912’de Trablusgarp savaşından sonra imzalanmıştır.  Buna göre;Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya verildi. On iki ada geçici olarak Balkan savaşından  sonra alınmak üzere İtalya’ya bırakıldı.  NOT:Trablusgarp (Libya) Osmanlı Devletinden ayrılan son Afrika toprağı olmuştur.
23
Eski Konular / I.MEŞRUTİYET’İN İLANI
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 29, 2023, 11:29:50 ÖÖ »
I.MEŞRUTİYET’İN İLANI(23 ARALIK1876):Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi aydınların oluşturduğu gruba Genç Osmanlılar veya Jön Türkler denirdi. Bu grup yanlarına Mithat Paşa’yıda alarak Meşrutiyeti ilan etmesi koşuluyla II.Abdülhamit’i tahta çıkardılar.23 Aralık 1976 ‘da Kanuni Esasi hazırlanarak I. Meşrutiyet ilan edildi. Kanuni Esasi Osmanlı Devletinin Avrupai tarzda ilk anayasasıdır. Kanuni Esasiye göre iki tane meclis kuruldu. Meclisi Mebusan( Üyelerini halk seçecek),Meclisi Ayan(Üyelerini Padişah seçecek) NOT:I.Meşrutiyet’in ilanıyla Mutlakiyet dönemi sona ermiş Meşrutiyet dönemi başlamıştır. II.Meşrutiyet’in İlanı(1908):Jön Türkler 1889 yılında İttihat ve Terakki cemiyetini kurdular. Bu örgüt II.Meşrutiyet’in ilan edilmesi için II.Abdülhamit’e baskı yaptılar. Baskılar sonunda II.Abdülhamit 24 Temmuz 1908 ‘de II.Meşrutiyet’i ilan etti.13 Nisan 1909’da Meşrutiyet yönetimine karşı olanlar büyük bir ayaklanma yaptılar.(31 Mart Olayı).Ayaklanmayı İttihatçıların oluşturduğu ve M. Kemal’in Kurmay Başkanlığını yaptığı Hareket Ordusu bastırdı. İttihatçılar bu ayaklanmadan II.Abdülhamit’i sorumlu tutarak tahttan indirdiler.
24
Eski Konular / F-35 Savaş Uçağı Programı
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 28, 2023, 08:01:08 ÖS »
F-35 programı, Lockheed Martin tarafından üretilen ve üç farklı tipte üretilen bir stealth hava aracıdır. Bu program, ABD Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Donanması, diğer NATO ülkeleri ve diğer müttefik ülkeler için tasarlanmıştır. F-35 programının üç farklı türü vardır: F-35A, F-35B ve F-35C.

F-35A, kara tabanlı veya çok amaçlı uçak olarak kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Bu tipte, uçak normal bir uçuş pistinde decolandığı ve iniş yaptığı için daha uygun bir yapıya sahiptir. F-35B ise, kısa alana iniş ve decolmanın mümkün olduğu, yüzdürülebilir gemilerde veya kara tabanlı uçak gemilerinde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. F-35C ise, uzun menzilli hava operasyonları için tasarlanmıştır ve daha uzun bir gövdeye sahiptir.

F-35 programı, dünya çapında birçok ülkenin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Bu program, dünya çapındaki birçok ülkenin hava kuvvetleri tarafından kullanılmak üzere sipariş edilmiştir. Türkiye de bu programa katılmış ve 100 adet F-35A türünü sipariş etmiştir. Ancak, Türkiye'nin programa katılımının devam etmesi konusunda bazı sıkıntılar yaşanmıştır. Özellikle, Türkiye'nin Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın alması nedeniyle ABD tarafından programdan çıkarılmıştır.

F-35 programının genel olarak maliyeti oldukça yüksektir ve programın teslimatları da gecikmeli olarak gerçekleşmiştir. Bu nedenle programın maliyeti ve teslimatlarının gecikmesi gibi sorunların hala çözülmemiş olduğu söylenmektedir.
F-35 programının en önemli özelliklerinden biri, stealth teknolojisi kullanmasıdır. Bu teknoloji sayesinde uçak, radar sistemlerinden kaçınabilmektedir. Ayrıca, F-35 programı uçaklarının çok yönlü kullanım imkanı sunmasıdır. Uçaklar hem hava-hava, hem hava-kara, hem de hava-deniz operasyonlarında kullanılabilmektedir.

F-35 programının diğer önemli bir özelliği, uçaklarının çok sayıda sistemlerin entegrasyonunu gerçekleştirmesi ve bu sistemler arasında etkileşim sağlamasıdır. Bu sayede uçak, çok sayıda sensör ve silah sistemini kullanarak çok yönlü bir operasyon yapabilmektedir.

F-35 programının bir diğer önemli özelliği ise, uçakların kullanımı konusunda yüksek seviyede esneklik sunmasıdır. Uçaklar, kara tabanlı veya denizaltı tabanlı olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca, uçakların kullanımı konusunda diğer önemli bir faktör, uçakların kullanımının çok sayıda amaç için yapılabilmesidir. Örneğin, hava-hava, hava-kara ve hava-deniz operasyonlarında kullanılabilmektedir.

Sonuç olarak, F-35 programı önemli bir hava aracı programıdır ve çok sayıda ülkenin hava kuvvetleri tarafından kullanılmak üzere sipariş edilmiştir. Programın en önemli özelliklerinden biri stealth teknolojisi kullanmasıdır ve çok yönlü kullanım imkanı sunmasıdır. Ayrıca programın diğer önemli özellikleri arasında sistem entegrasyonu, esneklik, yüksek seviyede operasyon yapabilme gibi özellikler yer almaktadır. Ancak maliyeti oldukça yüksek olan bu programın teslimatlarında gecikmeler mevcut.
25
Eski Konular / Büyük Taarruz, Mudanya ve Lozan Anlaşmaları
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 27, 2023, 10:09:07 ÖS »
Büyük TaarruZ(?)
Başkumandan(Dumlupınar) Meydan Muharebesi
Gazi’nin başkomutanlık süresi dolmak üzereydi, TBMM ona duyduğu güveni göstermek için ‘Başkomutanlık’ yetkisi süresiz olarak uzattı.
* Büyük Taarruz için, Sakarya Zaferi’nden sonra bir yıl beklenmesini nasıl açıklarsınız?
Ordumuzun asker sayısı ve silah-cephane açısından taarruz edecek güçte olmaması, askerlerimize taarruz eğitimlerinin verilmesi gerekiyordu.
Kış da yaklaşmakta idi.
Sakarya’da ağır bir yenilgiye uğrayan Yunanlılar, Eskişehir, Kütahya ve Afyon’un doğusunda büyük bir savunma   hattı
oluşturdular.
Yaklaşık 1 yıl süren taarruz hazırlıkları, TBMM’de eleştirilere de neden olmaktaydı.
Doğu ve Güney cephesindeki birlikler batıya kaydırıldı. S.Rusya -Fransa ve İtalya’dan silah-cephane satın alındı. İşgal altındaki İstanbul’daki depolardan silah-cephane kaçırıldı.
Tüm   yurtta
seferberlik   ilan
edildi.   Evlerde
kurulan atölyelerde kadınlar-erkekler silah   cephane
ürettiler.
Tablo 3.5: Büyük Taarruz Öncesinde Türk Ordusunun Gücü ile Yunan Ordusunun Gücünün Karşılaştırılması
   Asker Sayısı   Tüfek   Makineli Tüfek   Hafîf Makineli Tüfek   Top   Kılıç
Türk Ordusu   186.900   98.596   839   2.025   323   5236
Yunan Ordusu   195.000   130.000   1.002   3.152   344   3.000

Türk Ordusu, Yunanlıları Anadolu’dan atmak üzere saldırıya geçti. Öncelikle Afyon’u ele geçiren Türk ordusu, Afyon-İzmir demiryolunu keserek, düşmanı arkadan çevirmişti
* Bu durumun Türk Ordusuna kazancı ne olabilir?
Yunan ordusuna İzmir’den demiryolu ile ulaştırılan yardım-destek kesilmiş olacaktır.
26 Ağustos 1922’de başlayıp, tarihe ‘Başkumandan Meydan Muharebesi’ olarak da geçen mücadele, 30 Ağustos 1922’de zaferle noktalandı. Yunan Ordusu
Gazi, 1 Eylül’de “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri” emrini verdi, 9 Eylül’de Türk Ordusu, İzmir’e girdi. Yunanlılar, hızla geri çekilerek Anadolu’yu terk ettiler.
Sonuç olarak;
S   Kurtuluş Savaşının askeri safhası sona erdi,
siyasi-diplomatik mücadele safhası başladı.
S   Batı Anadolu-Ege Bölgesi, Yunan işgalinden
kurtarıldı.
S İtilaf Devletleri, ateşkes(?) teklif etti.
Bunun üzerine Mudanya Ateşkes Antlaşması imzalanacaktır.
S Anadolu’nun kesin olarak Türk vatanı olduğu tüm dünyaya ispatlandı. (?)
Mudanya Mütarekesi
Büyük Taarruz ile elde edilen zafer sonrasında Batı Anadolu Yunan birliklerinden temizlenmişti. Ancak İstanbul, Marmara bölgesi hâlâ İtilaf Devletleri-Yunan işgali altındaydı. İngilizler ise Türk ordusunun Boğazlar bölgesine girmesi durumunda savaşacaklarını söylediler.
İsmet Paşa’nın büyük bir kararlılıkla orduya, Çanakkale üzerine taarruz emri vermesi, İngilizleri telaşlandırdı.   Ne   müttefiklerinden   ne
sömürgelerinden ne de İngiliz kamuoyundan gerekli desteği alamayan İngiltere’de ateşkese razı oldu. (özellikle Hindistan’da büyük tepki vardı)
İtilaf Devletleri, Büyük Taarruz’un ardından Yunanlılara güvenlerini yitirmiş ve Sevr’i zorla kabul ettiremeyeceklerini anlamışlardı. Kurtuluş Savaşı’ndaki Türk zaferi üzerine TBMM’yi ateşkes yapmaya davet ettiler. Mütareke görüşmelerinde TBMM’yi İsmet Paşa temsil etti. Mütarekede Yunan tarafı temsil edilmedi, İngilizlerce temsil edildi.
* Neyi kanıtlar?
Yunanlıların arkasında İngilizlerin olduğunu, 
11 Ekim 1922de imzalanan Mütareke sonucunda;
— İstanbul, Boğazlar ve Doğu Trakya; savaş
yapılmadan kurtarıldı   başarı
* İstanbul’un (Osmanlı Devleti’ne değil) TBMM’ye bırakılması ne anlama gelir?
Osmanlı Devleti’nin hukuken-siyasi olarak sona erdiğini göstermektedir.
— Mudanya Mütarekesi, Lozan Barış Antlaşmasına da zemin hazırladı.
Sanat ve Edebiyat Eserlerinde
Kurtuluş Savaşımız
Kurtuluş savaşımız, dönemin yazar, şair, heykeltraş ve ressamlarına ilham kaynağı olmuştur. Onlarda ortaya koyduğu eserlerde Türk milletinin bağımsızlık ve vatan sevgisi uğruna sergiledikleri büyük fedakârlıkları işlemişlerdir.
* Kurtuluş savaşını anlatan eserlerden hangilerini biliyorsunuz?
Şu Çilgın Türkler Turgut Özakman
Ateşten Gömlek - Halide Edip Adıvar
Türk’ün Ateşle İmtihanı - Halide Edip Adıvar Esir Şehrin İnsanları - Kemal Tahir Tarık Buğra - Küçük Ağa
Y.Kadri Karaosmanoğlu - Yaban
Falih Rıfkı Atay - Çankaya
Bu eserlerin okunması-izlenmesi genç kuşaklarda tarih bilinci ve vatan sevgisinin oluşmasını, bağımsızlık duygusunun gelişmesinde etkili olmaktadır.
 

Lozan Barış Antlaşması
(Yeni Türk Devleti’nin Doğum Belgesi) 24 Tem.1923
Mudanya Mütarekesi’nin ardından sıra barış görüşmelerine gelmişti.
* İtilaf devletleri, Lozan’a neden hem İstanbul hem de TBMM hükümetini davet etmiş olabilir? TBMM bu hamleye nasııl karşılık verdi?
Türk tarafında ikilik yaratarak, antlaşma masasında kararların istedikleri gibi çıkmasını sağlamak,
TBMM bu adıma karşı Saltanatı kaldırarak, Türk tarafının gerçek ve tek temsilcisinin TBMM olduğunu göstermiştir. Devletteki iki başlılık ortadan kaldırıldı.
Lozan’da,   TBMM’yi   diplomasi   alanında
deneyimsiz ama Mudanya Mütarekesi’nde başarılı olan(?) İsmet Paşa başkanlığındaki bir heyet temsil etti.
20 Kasım 1922’de başlayan konferansa Türkiye ve İtilaf devletleri katıldı, Boğazlar konusunda Bulgaristan ve Sovyet Rusya’da görüşmelere katılmıştır.
Türk heyeti konferansa gitmeden önce Ankara’da yapılan toplantılarda Kapitülasyonlar ve Misak-ı Milli sınırları, Doğuda bir Ermeni devleti konularında asla taviz verilmemesi kararlaştırıldı.
Bazı konularda anlaşma sağlanamayınca konferans dağıldı. Hangi konularda anlaşmazlık çıkmış olabilir?
Kapitülasyonlar, Musul-Kerkük(Irak sınırı), Osmanlı devletinin dış borçları, Boğazlar
İsmet Paşa’nın konferans açılışında söylediği “Bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz.” sözü, Türk tarafının ne beklediğini açıkça ortaya koydu.
İngilizler, savaş için Fr. ve İtalya’dan destek göremeyince; görüşmeler yeniden başladı.
Lozan Barış Antlaşma’sına göre
Sınırlar; Suriye sınırı, Fransa ile yapılan Ankara Antlaşması’ndaki gibi, Irak sınırı; Musul-Kerkük konusunda anlaşma sağlanamayınca, konu Tr.-İng arasında ikili görüşmelerde 9 ay içinde çözülecek. Batı sınırı, Mudanya Ant.daki gibi Meriç nehri sınır kabul edildi. Batı Trakya Yunanistan’a, Doğu Trakya Türkiye’ye bırakıldı.
Adalar; Gökçeada ve Bozcaada Türkiye’ye, Oniki ada İtalya’ya, diğer Ege adaları Yunanistan’a verildi. Yunanistan, Türkiye sınırına yakın adaları silahsızlandıracaktı.
Boğazlar;   Boğazların   yönetimi,   Türkiye
başkanlığındaki   bir   uluslararası   komisyon
tarafından yapılacak. Boğazların iki yakasında da, Türk askeri bulunmayacak(?) barış zamanı askeri nitelik   taşımayan   gemi-uçaklar   serbestçe
geçebilecek, savaş zamanı, Türkiye istediği gibi davranabilecekti. bu madde ne anlama gelir?
Türkiye’nin   Boğazlar   üzerindeki   egemenliği
sınırlandırılmış, Boğazlar yine savunmasız halde kalmıştır.
Türkiye’de yaşayan Rumlar ile Yunanistan topraklarında   yaşayan   Türkler   nüfus
değişimi(mübadele) edilecek. (1 milyon 200 bin Rum ^ 400 bin Türk) (Batı Trakya'daki Türkler ile İstanbul Rumları mübadele dışı tutuldu.)
Sevr’e göre; Doğu Anadolu’da kurulması planlanan
Ermeni Devleti isteğinden vazgeçildi.
Yabancıların Osmanlı borçlarını tahsil etmek için kurdukları Duyun-u Umumiye kaldırılıp, borçlar OsmanlI’dan ayrılan devletlere paylaştırıldı, Türkiye üzerine düşen kısmı(3/2si) taksitle ödenmeyi kabul etti. Bu neyin kanıtıdır?
Yeni Türk devletinin Osmanlı Devleti’nin devamı olduğunu kanıtlamaktadır.
yabancı okullar; Milli Eğitim Bakanlığının esaslarına göre ve MEB denetimi dâhilinde eğitim yapabilecek. bu neyin kanıtıdır?
Bağımsızlığımızdan ödün verilmek istenmediğini, Eğitim-öğretim birliği sağlanmak istendiğini
Azınlıklar; tüm azınlıklar, Türk vatandaşı kabul edildi.
Kanun önünde Türk vatandaşları ile eşit haklara sahip olacaktır. bu madde neyi hedefliyor?
Ülkede birlik-beraberliğin sağlanmak istendiğini, yabancı devletlerin azınlıkları bahane ederek içişlerimize karışması önlemek.
Kapitülasyonlar kaldırıldı. bu madde ne anlama gelir?
Ekonomik bağımsızlığın gerçekleştirildiğini
Yunanistan   savaş   tazminatı   olarak
Karaağaç’ı Türkiye’ye verdi. (Yunanistan savaş suçu işlediğini kabul etmiş oluyor.)
Bu antlaşma ile Yeni Türk Devleti’nin varlığı, bağımsızlığı ve Misak-ı Milli sınırları; İtilaf devletleri tarafından tanınmıştır.
* Lozan Antlaşması’nda hangi konular Türkiye’nin istediği şekilde çözülememiştir?
Boğazlar, Musul-Kerkük(Irak sınırı)
26
ert
27
Eski Konular / Sıbyan Mektebi Nedir
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 18, 2023, 03:53:50 ÖS »
Sıbyan Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş bir eğitim kurumudur. Mektebin amacı, Osmanlı vatandaşlarına medrese eğitimi vermek ve onları din, tarih, matematik, astronomi, fizik, kimya, coğrafya, tarih gibi konularda bilgilendirmekti. Sıbyan Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş coğrafyasında yaygın bir şekilde bulunurdu ve öğrencilere ücretsiz eğitim verilirdi. Mektebin öğrencileri arasında yer alanlar arasında önemli Osmanlı devlet adamları, bilim adamları ve yazarlar bulunurdu. Sıbyan Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde önemini kaybetmiş ve nihayetinde kapatılmıştır. Bu okullar, temel dinî bilgilerin verildiği yerlerdir. Çocuklar bu okulda Kur’an’ı Kerim’i okumayı, ibadette yeteri kadar okuyacağı sure ve dua ezberler ve adına genel bir ifadeyle ilmihal denen İslâm’ın iman, ibadet ve ahlâk esaslarını öğrenirlerdi. Sıbyan mekteplerinde bunlara ek olarak yazı öğretilirdi. Uzun yıllar çocuk eğitimi için yegane kurum olarak varlıklarını sürdüren bu okullar, 1924 yılına kadar varlıklarını resmen sürdürmüşlerdir. Bu çalışmada sıbyan mekteplerindeki olup bitenler, bu okullara gidip, burada yaşadıklarını düşünenler, okulların nasıl yönetildiği ve öğrencilerin nasıl eğitildiği konularında bilgi sahibi olunacaktır.
Osmanlı döneminde, "daru't-ta'lim, taş mektep, mahalle mektebi, sıbyan mektebi" gibi adlarla anılan okullar çok yaygın idi. Her Müslüman aile, çocuğunu bu okullara göndermeyi bir dini vecibe olarak kabul etmişti. Çünkü çocukların dini yaşantılarını sürdürebilecek temel bilgileri almaları gerekiyordu. Bu okullar, temel dinî bilgilerin verildiği yerler olarak bilinir ve adına daha çok sıbyan mektebi denir. Çocuklar bu okulda Kur'an-ı Kerim'i okuyor ve ibadette yeteri kadar okuyacağı sure ve dua ezberliyorlar ve İslam'ın iman, ibadet ve ahlak esaslarını öğreniyorlar. Sıbyan mekteplerinde yazı öğretimi de yapılırdı. Uzun yıllar çocuk eğitimi için yegane kurum olarak varlıklarını sürdüren bu okullar, 1924 yılına kadar resmen faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Bu çalışmada sıbyan mekteplerindeki olaylar ve yaşananlar, okula gitmiş ve burada yaşamış olanların anlattıklarına dayanarak verilecektir. Böylece bu eğitim kurumları ile ilgili bilgiler, özel yaşantılar aracılığı ile daha ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmaya çalışılacaktır.
28
Eski Konular / Osmanlı devleti Memleket Sandıkları
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 18, 2023, 03:38:18 ÖS »
Osmanlı İmparatorluğu, 1864 yılında yerel halkın yönetimine katılmasını ve merkezi hükümet ile yerel topluluklar arasındaki iletişimi arttırmak amacıyla "Memleket Sandıkları" adı verilen yerel meclisler kurdu. Bu meclisler, her köy veya bölgeden seçilmiş üyelerden oluşuyordu ve yerel işlerin yönetiminden sorumluydu, örneğin vergilendirme, kamu işleri ve anlaşmazlık çözümü. Aynı zamanda hükümetin yerel nüfusun ihtiyaçlarını ve endişelerini anlamasına da yardımcı oluyorlardı.

Memleket Sandıkları sistemi modernleşme ve merkeziyetçilikten uzaklaşma açısından olumlu bir adım olarak görülmüştür ancak sistemin de zayıflıkları vardı. Meclisler genellikle yerel toplumun zengin ve etkili üyeleri tarafından domine ediliyordu ve hükümet kararlarının sonunda nihai kontrolü elde ediyordu. Ayrıca, birçok kırsal topluluk yeterince eğitimli veya siyasi olarak yeterli değil miydi meclis sistemine etkili bir şekilde katılmak için.

Bu sınırlamalara rağmen, Memleket Sandıkları sistemi Türkiye ve bölgedeki diğer ülkelerde modern yerel hükümet sisteminin öncüsü olarak görülmektedir. Bu, yerel toplulukların kendi bölgelerinin yönetimine katılmasını ve daha yanıt verebilir ve hesap verebilir bir hükümet yaratmayı amaçlamaktadır.
29
Eski Konular / Montesquieu Hayatı, Eserleri, Felsefesi
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 17, 2023, 08:49:37 ÖS »
Montesquieu, Charles-Louis de Secondat adıyla bilinir, Fransız filozof, hukukçu ve yazar. 1689 yılında Bordeaux, Fransa'da doğdu ve 1755 yılında Paris, Fransa'da öldü. En önemli eseri "The Spirit of the Laws" adlı kitaptır. Bu kitap, hukuk ve siyaset alanında önemli bir etki yarattı ve hala bugün bile okunmaktadır. Montesquieu, sosyal ve politik alanlarda özgürlük, eşitlik ve adalet konularına odaklandı ve ülkelerin yönetim şekillerini inceledi. Ayrıca, hukuk sistemlerinin ülkenin kültürü, tarihi ve coğrafyasına bağlı olarak nasıl değişebileceğini vurguladı. Montesquieu, Fransız Devrimi'nin öncülerinden biri olarak kabul edilir ve düşünceleri hala bugün bile sosyal ve politik alanlarda önemli bir etkiye sahiptir.Montesquieu, "The Spirit of the Laws" adlı eserinde, hukukun temel amacının insanlar arasındaki uyumu sağlamak olduğunu savunur. Kitapta, hukukun üç temel türü olarak adalet, güvenlik ve yararı tanımlar. Ayrıca, ülkelerin yönetim şekillerini sınıflandırmıştır; monarşi, aristokrasi ve cumhuriyet. Montesquieu, ayrıca ülkelerin yönetim şekillerinin, kültür, tarih ve coğrafyaya bağlı olarak değişebileceğini vurguladı.

Montesquieu, hukuk ve siyaset alanında önemli bir düşünür olarak kabul edilir. Düşünceleri, Fransız Devrimi'nin öncülerinden biri olarak kabul edilir. Montesquieu'nun eserleri, hukuk, siyaset, sosyoloji ve filozofide etkili oldu. Onun düşünceleri, hukuk, sosyal ve politik alanlarda özgürlük, eşitlik ve adalet konularına odaklandı ve hala bugün bile önemli bir etkiye sahiptir.
Montesquieu'nun babası, Jacques de Secondat, 16. yüzyılda hükümete hizmetleri nedeniyle soylu hale gelmiş, düşük bir servete sahip eski bir askeri aileye mensuptu. Annesi Marie-Françoise de Pesnel ise yarı İngiliz kökenli ibadetli bir bayandı. O, kocasına La Brède adlı değerli şarap üreten bir arazi ile büyük bir servet kazandırdı. 1696 yılında öldüğünde, La Brède baronluğu Charles-Louis'e geçti, o da o zamanlar yedi yaşındaki en büyük çocuydu. Evde öncelikle okutulan Charles-Louis, 1700 yılında köye gönderildi. Okul, Paris'ten yakın ve Meaux diyarındaki Collège de Juilly idi. Bordeaux'nun önde gelen aileleri tarafından çok patronize edilen okul, Oratory tarafından işletilen ve aydınlanmış ve modern eğitimi sunan rahiplere sahipti.
30
Eski Konular / Erkân-ı Harbiye nedir
« Son İleti Gönderen: velikz Ocak 17, 2023, 07:53:27 ÖS »
Erkân-ı Harbiye nedir


Erkân-ı Harbiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri yönetiminin bir parçası olarak kabul edilen bir kurumdur. Erkân-ı Harbiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun askeri, mali ve idari işlerinin yürütülmesi için kurulmuştu. Erkân-ı Harbiye, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan itibaren varlığını sürdürmüştür ve Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışına kadar faaliyetlerini sürdürmüştür.
Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 10