Gönderen Konu: Temel yurtdaşlık bilgisi vatandaşlık ders notu  (Okunma sayısı 33557 defa)

Çevrimdışı Sosyal Bilgiler1

  • Administrator
  • Usta Öğretmen
  • *****
  • İleti: 2921
  • Rep +712/-3
Temel yurtdaşlık bilgisi vatandaşlık ders notu
« : Ağustos 04, 2008, 10:53:10 ÖS »
TEMEL YURTTAŞLIK BILGISI   |    Hukukun Temel Kavramları 1
 
Hukuk, toplum hayatmda kişilerin birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu kudreti ile desteklenmiş bulunan sosyal kurallar bütünüdür.
Sosyal Hayatı Düzenleyen Kurallar
Sosyaİ hayattaki düzeni ve güvenliği sağlamaya yarayan çeşitli sosyal kurallar; din kuralları, ahlak kuralları, görgü kuralları ve hukuk kurallarıdır.
Din Kuralları
Din kuralları, Allah tarafından konulmuş ve Peygamberler vasıtasıyla bizlere ulaştırılmış bulunan bir takım emir ve yasaklardan oluşmaktadır.
Din kurallarının bir kısmı Allah ile O'nun kulları olan insanlar arasındaki ilişkileri düzenler. İnsanların kutsal bir varlığa, yani Allah ve O'nun Peygamberlerine inanmalarıyla ve ibadetlerie ilgili din kurallarında durum böyledir.
Bir kısım din kuralları ise, dünyevi ilişkileri, yani insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemektedir.
Din kurallarının yaptırımı, yani din kurallarının koyduğu emir ve yasaklara aykırı davranışta bulunma halinde karşılaşılacak olan tepki, manevidir. Yaptırımının bu nitelikte olması sebebiyle din kurallarının tek başlarına sosyal ilişkileri etkin biçimde düzenlemeleri mümkün olamamaktadır.
Ahlak Kuralları
Sübjektif Ahlak Kuralları: Kendi nefsimize karşı nasıl davranmamız gerektiğini belirten ahlak kurallarıdır.
Objektif Ahlak Kuralları: Sosyai hayatta şahısların birbirleri ile ilişkilerinde nasıl davranmaları gerektiğini belirten ahlak kurallarıdır.
Sosyal hayatta kişilerin birbirleriyle olan sosyal ilişkilerini düzenleyen kurallardır. Bu kurallardan bir kısmı, kişilerin bizzat kendi nefislerine karşı nasıl davranmaları gerektiğini belirtirler ki, bunlara sübjektif ahlak kuralları diyoruz
 
Bir kısım ahlak kuralları ise, sosyal hayatta kişilerin birbirleriyle olan sosyal ilişkilerindeki davranış biçimlerini belirtirler ki bunlara da objektif ahlak kuralları denir.
Ahlak kurallarının yaptırımı  manevidir. Yani kendisini ayıplama ve küçük görme şeklinde gösterir.
Ahlak kuralları da tıpkı din kuralları gibi maddi bir yaptırımdan yoksun oldukları için, sosyal ilişkilerin etkin biçimde düzenlenmesinde yetersiz kalmaktadırlar.
Görgü Kuralları
Bu kurallar, bir kimsenin belli bir olayda ne şekilde davranması gerektiğini gösterirler.
Hukuk Kuralları
Hukuk, sosyal hayatta kişiler ile kişiler veya kişiler ile toplum arasındaki ilişkileri düzenleyen, maddi yaptırımlı, yani uyulması zorunlu kuralların bütününden ibarettir.
HUKUK KURALLARININ ÖZELLİĞİ ve HUKUK SİSTEMİ
Yaptırım (müeyyide) herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ve yasaklara uygun hareket etmeme, onun yap dediğini yapmama veya yapma dediğini yapma halinde karşılaşılacak olan tepkidir.
Yaptırım Türleri
Hukuk kurallarının yaptırımı genellikle o hukuk kuralını koymuş olan yetkili makam tarafından önceden belirtilmiştir. Bunların çeşitli türleri vardır. Aşağıda bunları ele alacağız:
Ceza; Suç karşılığında uygulanan yaptırımdır.
Cebri İcra; Bir kimseyi o hukuk kuralının emrini yerine getirmeye zorlama biçiminde ortaya çıkar.
Tazminat; Bazı hukuk kurallarına aykırı davranışların yaptırımı, bu davranışta bulunan kimsenin bundan zarar gören kimseye tazminat ödemesi şeklinde görünür. Tazminat maddi tazminat şeklinde olabileceği gibi, manevi tazminat biçiminde de olabilir.
 
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-
 
91
 

 
Hükümsüzlük; Bir hukuki işlemin, kanunun öngördüğü şekilde yapılmaması veya kanuna aykırı olarakyapılması halinde hukuki sonuç doğurmamasıdır.
İptal; Hukuk kurallarına aykırı olarak yapılmış bir idari işlemin yargı organı kararıyla ortadan kaldırılmasıdır.
HUKUKUN SİSTEMİ
Hukukun sistemi: Kapsam ve özellikleri açısından birbirlerinden farklı olan çeşitli ilişkileri hukuk kuralları düzen ve ayırıma tabi tutmaktadır.
Kamu Hukuku-Özel Hukuk Ayırımı
Bir kişi ile diğer bir kişi arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına özel hukuk; bir kişi ile devlet veya bir devlet ile diğer bir devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarına da kamu hukuku adı verilir.
Kişilerin birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen hukuk kurallarının özel hukuka girmekte olduklarında herhangi bir belirsizlik yoktur; çünkü bu ilişkilerde taraflar eşit durumdadırlar. Eşitler arası ilişkiler özel hukuk tarafından düzenlenir.
Modern görüşe göre, devletin bir kişi ile olan ilişkisini düzenleyen herhangi bir hukuk kuralının mutlaka kamu hukukuna girmesi gerekmez. Burada dikkat edilecek husus, devletin bu ilişkiye ne sıfatla katılmakta oluşudur. Eğer devlet bu ilişkiye üstün bir otoritenin, yani kamu gücünün (amme iktidarının) sahibi olarak katılıyor ve böylece ilişkinin tarafları arasında eşitlik değil, bir altlık-üstlük durumu söz konusu oluyor ise, "Bu ilişkiyi düzenleyen hukuk kuralı kamu hukukuna girer." diyeceğiz.
Eğer devlet, herhangi bir kişiyle olan ilişkisinde kamu gücünün sahibi olarak bulunmuyor ve böylece ilişkinin tarafları arasında bir eşitlik söz konusu oluyor ise, bu ilişkiyi düzenlemekte olan hukuk kuralının kamu hukukuna değil, özel hukuka girmekte olduğunu kabul edeceğiz.
KAMU HUKUKUNUN DALLARI
ANAYASA HUKUKU
Anayasa hukuku, devletin şeklini, yapısını, organlarının görev ve yetkilerini, bunların birbirleriyle olan ilişkilerini, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen hukuk kurallarının tümüdür.
fİilgiNotu'
 

TURK ANAYASASININ TEMEL İLKELERİ İnsan Haklarına Saygılı Devlet İlkesi
Anayasamız ikinci maddesinde "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir." demektedir.
İnsan hakları, insanların salt insan olmaları sıfatlarıyla doğuştan sahip oldukları dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez hak ve özgürlükleridir.
W3BBm
Birleşmiş Milletler Antlaşması, birçok yerinde insan hakları kavramından söz etmiş olmasına karşın, bu hakların neler olduğunu teker teker saymamıştır. Bununla beraber, Örgüt bünyesinde oluşturulan İnsan Hakları Komisyonunun hazırladığı tasarı Genel Kurul tarafından 10 Aralık 1948 tarihli oturumda "İnsan Hakları Evrensel Bildirisi" adıyla kabul edildi.
Bildiride yer alan insan hakları ve ana özgürlükleri, günümüzde çağdaş demokrasiierle yürürlükte bulunan anayasaların hemen hepsinde de yer almaktadır. Bildiride açıklanan insan hak ve özgürlüklerinden önemli bazıları şunlardır:
» Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar.
» Herkes hiçbir fark gözetilmeksizin bu bildiride belirtilen bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanır.
» Yaşamak, özgürlük ve kişi güvenliği her bireyin
hakkıdır.
»  Kölelik ve köle ticareti yasaktır. »  Kanun önünde herkes eşittir ve farksız olarak
kanunun eşit korumasından yararlanma hakkına
sahiptir.
»  Hiç kimse keyfi olarak tutulamaz, alıkonamaz ve
sürülemez.
»  Her bireyin bir vatandaşlığa hakkı vardır. »  Her bireyin fikir, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı
vardır.
» Her kişi, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla memleketinin kamu işleri yönetimine katılma hakkına sahiptir.
» Her kişi, memleketinin kamu hizmetlerinden eşitlikle faydalanmak hakkına sahiptir.
» Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin eşit çalışma karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
 
Anayasa hukukumuzun kaynağını, 1982 tarihli "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası" oluşturmaktadır.
 
92-
 
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
 

 
Atatürk Milliyetçiliğine Bağlı Devlet İlkesi
Bu ilke, Anayasamızın Cumhuriyetin ilkelerini belirleyen ikinci maddesinde belirtildiği gibi, ayrıca "Başlangıç" kısmında da "Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk'ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleıfnden söz etmektedir.
Atatürk milliyetçiliği, "ırk, din, dil ayrımı yapılmaksızın, Türk vatan ve milletinin bölünmez bir bütün olduğu, Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk sayılması gerektiği temel inancına dayanır."
Demokratik Devlet İlkesi
Demokrasi, halkın halk için halk tarafından idaresidir.
Demokratik devlet, halkın devlet yönetimine katılması esasını benimsemiş olan devlet demektir.
 
B) Gensoru D) Referandum
Demokratik bir toplumda halk, yöneticileri aşağıdakilerden hangisiyle belirler?
A) Seçim
C) Kuvvet ayrılığı
E) Halk vetosu
(C^vap A)
Anayasamız, demokratik devlet ilkesini kabul etmiş oiduğu içindir ki, siyasi partileri ister iktidarda ister muhalefett9 olsunlar, siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak görmektedir.
fJilgiNotuf
Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletçe genel oyla seçilir. Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre yargının yönetim ve denetimi altında yapılır.
Laik Devlet İlkesi
Laik devlet, din ve devlet işlerini birbirinden ayıran devlettir.
Laiklik, "dünya ve devlet işlerinin din işlerinden ve dini otoriteden arındırılarak bağımsız hale getirilmesi, yani din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak kamu işlerinin düzenlenmesi ve yürütülmesini dini etkilerin dışında tutmaktır".
Sosyal Devlet İlkesi
Sosyal devlet, fertlerin sosyal durumlarıyla ilgilenen, onlara asgari bir hayat düzeyi sağlamayı sosyal adalet ve
 
sosyal güvenliği gerçekleştirmeyi ödev bilen devlettir. Sosyal devlet ilkesini gerçekleştirecek iki önemli sistem şöyle özetlenebilir:
» Ulusai gelirin toplum bireyleri arasında adaletli bir biçimde dağılmasını sağlayacak mali, iktisadi önlemleri almak,
» Vatandaşlara, insan haysiyetine yakışır, asgari bir yaşayış düzeyi sağlayabilmek için gerekli sosyal yardım önlemlerini almak ve geliştirmek.
^İÜİ'İÜİ
Anayasamız,  2.   maddesinde  Türkiye  Cumhuriyetinin sosyal bir devlet olduğunu açıkça belirtmektedir.
Hukuk Devleti İlkesi
Hukuk devleti, vatandaşlara temel hak ve özgürlükleri tanıyan, yürütme organlarının ve idare makamlarının hukuka bağlılığını sağlamak suretiyle vatandaşlara hukuki güvenlik getiren devlettir. 0 halde hukuk devleti sözcüğü, yönetilenlere hukuk güveni sağlayan devlet düzeni karşılığında kullanılmış olmaktadır.
Anayasamız 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğunu belirttikten sonra, hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesine yönelik çeşitli hükümler de getirmiştir.
Hukuk devieti ilkesinin gereği olarak aşağıdaki hususların gerçekleştirilmesi gereklidir:
» Temel haklar ve özgürlükler güven altında bulunmalıdır.
» Kanunların ve kanun hükmünde kararnamelerin Anayasaya uygunluğu sağlanmalıdır.
»      İdarenin hukuka bağlılığı sağlanmalıdır.
Türk Anayasasma Göre Devlet Organları
Devlet organları kural olarak yasama organı, yürütme organı ve yargı organı olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Anayasamız da bu üç organa yer vererek onları ayrıntılı biçimde düzenlemiştir.
Yasama Organı TBMM
Yargı Organı
ANAYASAMIZAGORE DEVLETORGANLARI
Yürütme Organı
Cumhurbaşkanı
Bakanlar Kurulu
Yasama Organı
Anayasamız yasama yetkisini Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine vermiş ve bu yetkinin devredilemeyeceğini açıkça belirtmiştir. Buna göre yasama organı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir.
 
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSL
 
93
 

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletçe genel oyla seçilen beşyüzelli milletvekilinden kuruludur.
Seçilme yeterliliğine sahip ve 30 yaşını doldurmuş olan her Türk milletvekili seçilebilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçimleri beş yılda bir yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri (Anayasamızın 87. mad):
» "Türkiye Büyük Millet Meclisinin görev ve yetkileri, kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak;
»      Bakanlar Kurulunu ve bakanları d^netlemek;
»      Bakanlar   Kuruluna   belli   konularda   kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek;
»      Bütçe   ve   kesin   hesap   kanun   tasarılarını görüşmek ve kabul etmek;
»      Para   basılmasına   V9   savaş   ilanına   karar vermek;
»      Milletlerarası    antlaşmaların    onaylanmasının uygunluğuna karar vermek,
» TBMM üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun kararı ile genel ve özel af ilanına karar vermek ve Anayasa'nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine g^tirmek.
» Maddede öngörülen diğer görevler arasında Cumhurbaşkanını seçmek görevi d9 vardır.
BilgiNotu/
Türkiye Büyük Millet Meclisi, denetleme yetkisini soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla kullanılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı vardır.
Yasama sorumsuzluğu; Millet vekilleri; Meclis çaiışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.
Yasama dokunulmazlığı; seçimden önce veya sonra suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulmaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
BilgiNolu '
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimlerden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14. madd9sindeki durumlar bu hükmün dışındadır.
 
o
ÜJ
>
 
Yürütme Organı
Yürütme   organı.    Cumhurbaşkanı    ve   Bakanlar Kurulundan oluşur.
Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı, devletin ve yürütme organının başıdır; Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilm9 yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür.
BilgiNohı/
Bir kimse iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.
Cumhurbaşkanlığına seçilenin, varsa partisi ile ilişkisi kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Cumhurbaşkanı Anayasada belirtilen süre içerisinde seçilemez ise, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimleri derhal yenilenir.
Cumhurbaşkanı, devletin başı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve milletin birliğini temsil eder.
Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gösterir.
Cumhurbaşkanının yasama, yürütm^ ve yargı ile ilgili çeşitli yetkileri (Anayasamızın 104. mad);
» Kanunları yayımlamak, kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek,
» Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenm9sine karar vermek;
» Başbakanı ve bakanları atamak, gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek,
» Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek,
» Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
»      Genelkurmay Başkanını atamak,
» Yükseköğretim Kurulu üyelerini ve rektörleri seçmek;
» Anayasa Mahkemesi üyelerini, Askeri Yargıtay üyelerini, Hakiml^r ve Savcılar Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgiii bakan sorumludur.
 
94-
 
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
 

 
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz.

Cumhurbaşkanı, TBMM üye tamsayısının en az üçte birînin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.
Cumhurbaşkanına, Anayasada öngörülen hallerde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.
Bakanlar Kurulu
Bakanlar Kurulu Başbakan ve bakanlardan oluşur. Başbakan Cumhurbaşkanınca Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeieri arasından atanır.
Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.
Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisinde okunur ve güvenoyuna başvurulur.
Bakanlar Kurulunun başkanı başbakandır. Başbakan bakanlar arasında işbirliğini sağlar ve Hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanlar Kurulu bu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludur. Her bakan, kendi yetkisi içinde işlerden ve emri altındakilerin eylem ve işlemlerinden ayrıca sorumludur.
Bakanlar dokunulmazlık ve yasaklamalar bakımindan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleriyle aynı durumdadırlar.
Yargı Organı
Anayasamıza göre, yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız rnahkamelerce kullanılır. Hakimler görevlerinde bağımsız olup Anayasaya, kanuna, hukuka ve vicdani kanatlarına göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Anayasamız, mahkemelerin ve hakimlerin bağımsızlığını sağlamak amacıyla birtakım güvenceler de getirmiştir. Örnek olarak şu hükümleri gösterebiliriz:
»   Hakimler azlolunamaz;
» Kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz;
» Bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylıklarından yoksun kılınamaz.
 
Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkilerı, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Yargı organının yüksek mercileri olan Yargıtay, Danıştay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Askeri Yargıtay, Uyuşmazlık Mahkemesi ile Anayasa Mahkemesi de Anayasamızda yüksek mahkeme olarak düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi, Sayıştay'ı yüksek mahkeme olarak kabul etmemektedir. Yani Sayıştay bir yüksek mahkeme değildir.
Anayasamızın yargı ve yargı organları ile ilgili olarak düzenlediği kuruluşlardan biri de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruludur, Kurulun başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı kurulun tabii üyesidir. Kurulun üç asıl üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl üyesi de Danıştay Genel Kurulunun kendi üyelerinden gösterecekleri adaylar arasından Cumhurbaşkanınca dört yıl için seçilir.
llllilil
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, adli ve idari yargı hakim ve savcılarının özlük işleri hakkında kesin karar verir; Adalet Bakanlığının, bir mahkemesinin, bir hakim veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki önerilerini karara bağlar.
İDARE HUKUKU
İdare hukuku, Devlet İdaresinin örgüt ve işleyişi, kişilerin İdare ile olan ilişki ve anlaşmazlıkları ve kamu hizmetlerinin görülmesi gibi konuları düzenleyen hukuk kurallarının tümüdür.
İdare terimi hukuk açısından iki anlamda kullanılmaktadır. Bunlardan biri idare işlerini gören örgüt, diğeri ise bu örgütün yürüttüğü kamu hizmeti ve faaliyetleridir.
Örgüt anlamında idare, "Devletin yasama ve yargılama uğraşlan dışında kalan kamu hizmetierini yerine getirmekle görevli olan organ" şeklinde tanımlanmaktadır. "Bu organların kurulması. kuruian örgütü faaliyete geçirecek olan personelin sağlanması, kamu hizmetlerinin görülmesi gibi gerekli hukuki işlemlerin yapılması ve bütün bu işiere elverişli taşınır ve taşınmaz maiların ve diğer malzemelerin elde edilmesi ve harcanması gibi kamusal nitelikteki işler idare hukukunun konusunu oluşturur."
İdari Örgüt
İdari örgüt biri Genel İdare (Merkezi Yönetim), diğeri ise, Mahalli İdare (Yerel Yönetim) olmak üzere başlıca ikiye ayrılır.
 
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-
 
95
 

 
Genel İdare
Genel idare, bütün ülkeyi kapsayan idare olup, merkez örgütü ve taşra örgütünden meydana gelir.
Merkez Örgütü
Genel İdarenin merkez örgütünde Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve bu kurulun üyeleri en öndedirler.
Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve örgütü kanunla düzenlenir ve bakanlar başında bulundukları bakanlığın en üst amiridirler. Bakanlıklarda müsteşarlık, özel kalem müdürlüğü, hukuk müşavirliği gibi organların yanında, her bakanlığın ihtiyacına göre genel müdürlükler, daire başkanlıkları, şube müdürlükleri ve kalemler bulunur.
Bakanlar, hukuki ve mali bakımdan sorumlu oldukları gibi siyasi bakımdan da sorumiudurlar. Buna karşılık, bakanlığın en yüksek idari memuru olan müsteşarların siyasi sorumluluğu yoktur.
Taşra Örgütü
İdare hizmetlerinin tümünün merkezden, yani Ankara'daki bakanlıklardan yürütülmesi mümkün değildir. Bu nedenledir ki, bakanlıkların ülkenin her tarafına yayılmış örgütü vardır. Başka deyişle Türkiye, merkezi idare kuruluşu bakımından coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere, iller de diğer kademeli bötümlere yani ilçelere ayrılır.
İl idaresinin başında vali, ilçe idaresinin başında kaymakam bulunur. Vali, bulunduğu ilde devletin ve hükümetin temsilcisi ve bakanların idari ve siyasi yürütme organıdır.
Mahalli İdareler
Köy, kasaba veya şehir adı verilen belli yerleşim birimlerinde bulunan halkın mahalli ihtiyaçlarını gidermek üzere çeşitli kamu hizmetlerini yürütmekte olan kuruluşlara mahalli idareler denir. Mahalli idareler, İl Özel İdareleri, Belediye İdareleri ve Köy idarelerinden oluşan, kuruluş ve görevleri ile yetkileri yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düz^nlenen ve seçmenler tarafından seçimle oluşturulan kamu hukuku tüzel kişileridir. İl Özel İdaresinin organlarından olan il genel meclis üyeleri; Belediye İdaresinin organları olan belediye başkanı ve belediye meclisi üyeleri ve Köy İdaresinin organları olan muhtarlar ve köy ihtiyar meclisi üyeleri seçimle işbaşına gelirler.
İdari Personel
İdarenin, kendisine düşen kamu hizmetlerini yürütebilmesi için, personele ihtiyacı vardır. Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yapmak üzere atanan kişilere memur denir.
 
Anayasamız bu görevlerin memurlar eliyle yürütüleceğini 123'ncü maddesinde belirtmektedir. Her Türk, memur olarak kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez. Memurların nitelikleri, atanmaları, ödev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Bütün bu hususları düzenleyen ve yürürlükte olan kanun, 1965 tarih ve 657 sayılı "Devlet Memurları Kanunu"dur.
İdari İşlemler
İdarenin idare hukuku sahasındaki hukuki işlemleri, idari işlem veya idari sözleşme biçiminde ortaya çıkar, ancak esas olan idari işlemdir.
İdari işlem, idarenin idare hukuku alanında bir hukuki sonuç doğurmak veya doğmuş olan bir hukuki sonucu belirtmek üz^re yaptığı tek taraflı bir işlemdir. Hukuki sonuçları itibariyle idari işlemlerden bazıları yapıcı bazıları ise belirticidir. Yapıcı işlemlerde, henüz mevcut olmayan bir hukuki sonuç yaratılmaktadır.
İdari sözleşme, idarenin idare hukukunca düzenlenen sözleşmelerdir. Örneğin, Maden Kanununa bağlı madenlerle ilgili işietme imtiyazları veya Köy Kanununa göre iki köy arasındaki sınır uyuşmazlıklarını çözümlemede ortaya çıkan uzlaşma gösterilebilir.
İdarenin Denetimi
İdarenin denetimi yargı dışı denetim ve yargısal denetim olmak üzere iki türlüdür.
Yargı Dışı Denetim
Yargı dışı denetimin amacı, İdarenin hukuka ve ihtiyaçlara uygun biçimde çalışmasını ve yürümesini sağlamaktır. Bu denetim çeşitli şekillerde, çeşitli usullerde yapılabilir. Örneğin, İdare kendi müfettişieriyle denetleme yoluna gidebilir; İdare dışındaki başka kuruluşlar bu denetimi yapabilir. "Sayıştay'ın mali alandaki kontrolü, "Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu"nun kamu iktisadi kuruluşlarını denetlemesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin soru, gensoru gibi yollarla yaptığı denetim, hep idarenin yargı dışı denetimi usullerine birer ömek oluşturur.
Cumhurbaşkanlığına bağlı olarak kurulan "Devlet Den^tleme Kurulu"nda, idarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin ve geliştirilmesinin sağlanması amacıyla her türlü inceleme, araştırma ve denetİ9meleri yapar. Silahlı kuvvetler ve yargı organları bu kurulun görev alanının
.

Sosyal Bilgiler

Temel yurtdaşlık bilgisi vatandaşlık ders notu
« : Ağustos 04, 2008, 10:53:10 ÖS »