Zeka nedir

Başlatan Sosyal Bilgiler1, Ağustos 07, 2008, 01:27:39 ÖS

« önceki - sonraki »

Sosyal Bilgiler1

-“Ama zeka nedir?”
İşte can alıcı soru budur. “Zekayı nasıl tanımlar, nelerle ölçeriz?” Bu sorunun yanıtında en önemli ölçek “matematik ve fen bilimleri”ne akıl erdirmek olmaktadır. “Bu çocukta matematik zekası var” dendiği zaman akan sular durur, başka bir kanıta gerek kalmadan “çocuğumuzun çok zeki” olduğu onaylanır.
Endüstri toplumunun “matematik ve fen bilimleri” üstünlüğü, mühendislik mesleklerine duyulan gereksinmeden doğmuştur. Çeşitli alan mühendislikleri (mühendis, hendese bilen anlamına gelmektedir), toplumların artan gereksinmelerini karşılayan uzmanlık dallarını simgelediği için, hem mühendislik meslekleri (bugün de), hem de matematik-fen bilimleri “üstünlük ve seçkinlik ifadesi” olmuştur. Matematik-fen bilimleri ve mühendislik meslekleri, birinci sınıf zekaları ve uğraşları temsil etmişlerdir.
Sosyal bilimler ve bu alan meslekleri ikinci sınıf zekaları ve meslekleri temsil eder sayılmışlardır.
Sanatla ilgili meslekler ise meslek bile sayılmamış, hobi olarak kabul edilmişler, bunlara ilgi duyanlar da “avare çocuk” olarak nitelendirilmişlerdir.
Çocukları ve insanları “birbirinin aynı” gören, “aynı çizgi üzerinde ileri gidenler ve geri kalanlar” diye değerlendiren, bu nedenle de zekalarını aynı yöntemle “ölçen” anlayış, son yıllarda artan oranda eleştirilere hedef olmuştur.
Howard Gardner Harvard Üniversitesi ve Boston Üniversitesi öğretim üyesi psikoloji profesörü; işte bu “tek zeka tipi”ne karşı çıkarak “çoklu zeka” teorisini ortaya atıyor. (Multiple intelligence terimine “çoklu zeka” denebilir. Ancak terimi daha iyi açıkladığını düşündüğüm “değişik alanlar zekası”nı yeğliyorum.) Prof. Gardner, zekanın kişiye özgü olduğunu, standart tek bir zekanın olmadığını, onun için de değişik alanlarda “daha zeki” olanların varlığının bilinmesini öneriyor. İnsanın daha başarılı olduğu değişik alanlar bulunduğunu, çeşitli insanların bu değişik alanlarda zekaya dayalı büyük beceriler gösterdiğini belirtiyor. Bir alanda çok başarılı olan birisinin öteki alanlarda “sönük” olabileceğini ya da birkaç alanda “parlak zeka” gösteren kişilerin olabileceğini açıklıyor. Konunun önemi çok büyüktür, çünkü hem insanlara yeni bir bakış açısı sağliyor hem de eğitimde, aile içinde, iş yaşamında yeni boyutlara ulaşma yollarını açıyor.
Gardner’ın çalışmalarına göre ‘zeka alanları’ şöyle:
1.       Dilsel zeka: Yazma, konuşma, espriler yapma, okuma.
2.       Mantıksal/matematiksel zeka: Problem çözme, sorgulama, hesap yapma, deney yapma.
3.       Görsel/alansal zeka: Boyama, çizme, harita okuma, motif çizme, örnek yaratma.
4.       Bedensel/kinestetik zeka: Dans, egzersiz, spor yapma, mümkün olduğunca hareket etme.
5.       Müziksel/ritmik zeka: Şarkı söyleme, tempo tutma, müzik dinleme, enstrüman çalma.
6.       Sosyal zeka: Gruplarla çalışma, aracılık etme, birinin duygularını anlama.
7.       Kişiye dönük zeka: Derin düşünce, hayal kurma, hedef koyma, yalnız olma.
Bu görüşlerin eğitim programlarında, öğretmen tutumlarında önemi öyle büyük ki belki de bütün eğitimin eksenlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Ailelerin çocuklarını artık yeni açılardan değerlendirilmesi gerekiyor. ‘Matematiğe pek aklı ermiyor’ sanılan çocukların bir yana itilmeleri değil, “hangi alanlarda zeki oldukları”nın araştırılması gerekiyor. Gençlerin mesleğe yönelişlerinde bu teorinin bilinmesi özel bir önem taşıyor.
Howard Gardner de Daniel Goleman gibi çığır açıcılardan. Nasıl “duygusal zeka” ile insanla ilgili alanlar sarsıldı ise şimdi de “değişik alanlar zekası” ile yeniden sarsılacak. Bunlar doğru sarsıntılardır ve pek çok yanlış bu sarsıntılarla düzelecektir.
Howard Gardner’ın kitabını yayımlayan Enka Okulları’nın yöneticilerini ve kitaba emeği geçenleri yürekten kutluyorum. Endüstri ve eğitim kurumlarının çok önemli yayınları iletmesinin önemini vurgulamak istiyorum. Eczacıbaşı, MESS, boyner Holding ve Enka Okulları bu kuruluşlar arasında yer alıyor. Aslında her kuruluş bu alanda kendisinde sorumluluk görmelidir.
Geleceği yeni bakış açılarıyla görebilmeliyiz.

.