Osmanlı İmparatorluğu'nda Fatih Sultan Mehmed döneminden sonra padişahların hür (özgür) kadınlarla evlenmeyi büyük ölçüde terk edip, bunun yerine **cariyelerle aile hayatı yaşamayı** (istifrâş hakkına dayanarak) tercih etmeleri, Osmanlı yönetim felsefesindeki köklü değişikliklerin ve merkeziyetçilik politikasının bir sonucudur.
Fatih'ten (II. Mehmed) önceki Osmanlı sultanları, Anadolu beyliklerinin hanedanlarından veya güçlü Osmanlı bey ailelerinden hatta siyasi amaçlarla Bizans veya Sırp prenseslerinden nikâhla eş alırlardı. Ancak Fatih, kendi saltanatı sırasında, bu tür antlaşmaları içeren nikâhlı evlenmelere son vermiş ve **haremdeki cariyelerle yetinmeyi** tercih etmiştir.
Fatih'ten sonra hür kadınlarla evlenilmemesinin veya nikâh akdinin istisnai hale gelmesinin temel sebepleri ve arkasındaki hanedan politikası şunlardır:
### 1. Siyasi ve Merkeziyetçi Sebepler (Mutlak Otoriteyi Koruma)
Padişahların cariyelerle evlenmeyi tercih etmelerinin ardındaki en önemli amaç, **merkeziyetçi mutlak otoriteyi** tesis etmek ve hanedanı dışarıdan gelebilecek siyasi müdahalelerden korumaktı.
* **Türk Aristokrasisinin Nüfuzunu Kırma:** Fatih, imparatorluğun gerçek kurucusu olarak, mutlak otoritesini sınırlandıran Çandarlı vezir ailesi ve kudretli uç beyleri gibi eski Türk Müslüman ailelerinin nüfuzunu kırmayı hedeflemiştir. Cariyelerle evlenmek, **Türk aristokrasisi aleyhinde** kullanılan bir araçtı.
* **Hanedan Sırlarının Korunması:** 24 milyon kilometre kareyi idare etmekle görevli olan padişahların, devlet sırlarının aile içinden dışarıya sızmamasını sağlamak istemeleri önemli bir nedendi. Hür kadınların ailesiyle irtibatını tamamen kesmek mümkün değildi.
* **Akraba Tasallutundan Kaçınma:** Nikâhlı bir evlilik yapıldığında, kayınbiraderler, yeğenler, dayılar ve amcaların veya kayınpederlerin devlette makam ve nüfuz sahibi olma çabaları artıyordu. Padişahlar, devleti akraba tasallutundan ve onların suiistimalinden korumak için bu riske girmemeyi tercih etmiştir.
* Saraydan kız alan erkeklerin (damatların) bu sebeple **nüfuz sahibi olamayacakları** belirtilmiştir.
* Hür kadınla evlenen padişahların (Kanuni'den sonra) aile problemleri yaşadığı ve kayınpederlerinin paşalık veya beylerbeylik istediği ve damatların suistimalinin devletin yıkılış sebeplerinin başında geldiği ifade edilmiştir.
* **Haremden Gelen Sadakat:** Cariyeler, ebeveynlerinden küçük yaşta ayrılır ve Osmanlı bağlamı dışında herhangi bir siyasal güçten yoksundu, bu da onları hanedana tümüyle muhtaç ve sadık kılıyordu. Saraya giren cariyeler, hanedanın hizmetkarı/kölesi ("kulluk") sisteminin bir parçası olarak görülüyordu.
* **Kan Akrabalığından Korunma:** Kanuni Sultan Süleyman döneminde geçerli olan kanunlar, hükümdarın ortak kabul etmeyen hükümranlığının, **siyaset veya kan akrabalığı yüzünden etkilenmesini** engellemek amacıyla padişahların soylu ailelere mensup tebaalarını veya yabancı hanedan prenseslerini zevce almasını kesinlikle yasaklıyordu.
### 2. Mali ve Diplomatik Sebepler
* **Düğün Masraflarından Kaçınma:** Birden fazla evli olan Osmanlı Padişahlarının nikâh ve düğün yapmamaları, **devletin bütçesini sarsacak** düğün ve nikâh masraflarından ve yapılacak israflardan kaçınma sebebini de ihtiva ediyordu. Örneğin I. İbrahim'in Telli Haseki ile yaptığı düğünde, devlet para darlığı içinde olmasına rağmen, **en az bir sefer masrafı kadar masraf** yapıldığı ve bu durumun eleştirildiği belirtilmiştir.
* **Siyasi Evlilik Geleneklerinin Bitmesi:** Çevrede beylik ve fethedilecek memleketin kalmaması (Karaman, İran gibi sevilmeyen sülalelerin kalması), eski bey ve kral kızları ile evlenme âdetini ortadan kaldıran sebepler arasında sayılabilir.
### 3. Hukuki Dayanak (İstisnadan Kaideye Dönüşüm)
Fatih'ten sonra cariyelerle evlenme/aile hayatı yaşama teamülünün yerleşmesinde, İslâm hukukunun cariyelere tanıdığı özel statü etkili olmuştur:
* **İstifrâş Hakkı (Teserrî):** Cariyelerle nikâhsız karı-koca hayatı yaşama hakkına **istifrâş hakkı** veya **teserrî** denmekteydi. Bu hak, nikâh akdi olmaksızın kurulabilen meşru bir ilişkiydi.
* **Çok Eşlilik Sınırının Aşılması:** Padişahlar, cariyelerle nikâhsız karı-koca hayatı yaşadıkları zaman, İslâm hukukunda nikâhlı kadınlar için geçerli olan **dört kadınla evlenme sınırına tabi olmuyordu**. Bu sayede Kadın Efendilerin sayısı yediye kadar çıkabilmiştir.
### İstisnalar
Fatih döneminden sonra hür kadınlarla nikâh akdiyle evlenmek tamamen istisnai bir durum haline gelmişti:
1. **II. Bayezid:** Karaman Oğlu Nasuh Bey'in kızı Hüsnüşah Hâtûn ile nikâh akdi yaparak evlenmesi.
2. **Kanuni Sultan Süleyman:** Cariyesi olan **Hürrem Sultan**'ı bir görüşe göre âzâd edip hürriyete kavuşturduktan sonra nikâh akdiyle evlenmesi.
3. **Genç Osman:** Şeyhülislâm Esad Efendi'nin kızı **Âkile Hanım**'ı hür bir kadın olarak nikâh akdiyle alması.
4. **I. İbrahim:** Telli Haseki de denen Hümaşah'ı debdebeli bir düğün ile ve nikâh akdi ile eşliğine kabul etmesi.
5. **Abdülmecid:** Mısırlı Bezmiârâ Hanım'ı nikâh akdiyle zevceleri arasına sokması.