Gönderen Konu: Divan-ı hümayun  (Okunma sayısı 39717 defa)

Çevrimdışı Sosyal Bilgiler1

  • Administrator
  • Usta Öğretmen
  • *****
  • İleti: 2921
  • Rep +712/-3
Divan-ı hümayun
« : Aralık 25, 2009, 11:58:31 ÖS »

DİVAN-I HÜMAYUN

Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun önceleri “divanhane”de toplanırken, Kanuni zamanında yapılan “kubbealtı” denilen yerde toplanmaya başlamıştır. Bütün devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı bir danışma organı olan Divan-ı Hümayunda devleti ilgilendiren tüm konular görüşülür ayrıca büyük davalara bakılırdı.

Divan teşkilatı ilk defa Orhan Bey zamanında kurulmuştur.
İlk Divan üyeleri..; Padişah- Vezir - Bursa Kadısı-Kazasker idi.
Fatih Sultan Mehmet padişahların divan toplantılarına katılma geleneğine son vererek, toplantıları kafesli bir pencerenin arkasından takip etmiştir. Bu dönemden sonra divana Sadrazam başkanlık etmeye başlamıştır.
 
• Divanın Sistemi: Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak ve emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divanda temsil edilirdi.
Bu sınıflar :
Seyfiye ( Ehl-i Kılıç = Ehl-i Örf)
İlmiye ( Ehl-i Şer =Ulema )
Kalemiye ( Ehl-i Kalem )

• Divanın-ı Hümayun Üyeleri:

  Padişah
  Vezir-i azam ( Sadrazam )-(Vezir-ül Vüzera)
  Kubbealtı Vezirleri ( Seyfiye )-(Vüzera)
  Nişancı ( Kalemiye )-(Tuğrai-Tevkii)
  Kazaskerler ( İlmiye ) ( Anadolu ve Rumeli Kazaskeri )
  Defterdarlar ( Kalemiye ) ( Anadolu ve Rumeli Defterdarı )
  Şeyhü’l-İslam ( İlmiye )
  Reisü’l-Küttap ( Kalemiye )
Bunların dışında Kaptan-ı Derya-Yeniçeri Ağası ve Rumeli Beylerbeyi de divan üyeleri idi. Ancak vezir rütbesinde olmaları gerekiyordu.

a. Vezir-i azam(Sadrazam):Bugünkü başbakan durumunda olan ve yürütme işlerinden sorumlu olan vezir-i azam, padişahın mutlak vekili olarak görev yapar ve onun altın mührünü taşırdı. Divana başkanlık eder, padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer, bu görevi sırasında “Serdar-ı Ekrem” sıfatıyla padişahın bütün yetkilerini kullanırdı. Osmanlı Devletinde ki ilk sadrazam “Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa”dur.
b. Kubbe altı vezirleri: Bugünkü devlet bakanları niteliğinde olan vezirlik makamı ilk kez Orhan Bey döneminde oluşturulmuştur. Osmanlı Devletinde ilk vezir “Alaeddin Paşa”dır. Vezirler Sadrazama bağlı olarak çalışırlardı.
c. Kazaskerler (Kadıaskerler): Divanı Hümayun üyesi olan kazaskerler şer'i hükümler veren en yüksek görevlilerdi. Fatihten itibaren Anadolu ve Rumeli Kazaskerleri olmak üzere sayıları ikiye çıkarıldı. İlmiye sınıfından seçilen kazaskerler adalet, eğitim, vakıf ve din işlerinden sorumluydu. Ayrıca “Taht Kadısı” hariç bütün kadıların ve müderrislerin atamasını yapardı.
Kazaskerler, XVI. yüzyılın ikinci yarısında, Şeyhülislamlığın ön plâna çıktığı tarihe kadar bütün kadı ve müderrisleri aday (namzet) gösterip tayinleri sadrazama ait olan müderrisleri   sadrazama arz ile tayinlerini yaparlardı. Daha sonra bu gibilerin arzları kendilerinden alınarak, müderrislerin tayinleri  Şeyhülislamlara verilmiştir.
Kadıların başlıca görevleri:
• Merkezden gelen emirleri halka iletmek, halkın şikayetlerini merkeze bildirmek.
• Her türlü davaya(miras,ticaret,ceza) bakarak karar vermek.(Yargıçlık)
• Nikah sözleşmesi, şirket kurulması, Vakıf kurulması gibi sözleşmeleri yapardı.(Noterlik)
• Avarız denilen olağanüstü durumlardaki vergileri toplar, merkeze gönderirdi.
d. Nişancı(Tevkii=Tuğrai): Divandan çıkarılan belgelerin üstüne padişahın nişanı olan tuğra yı çektiği için “tuğracı”da denirdi. Nişancı kendisine bağlı “Reisü’l-küttab” başkanlığında çeşitli kalemler vasıtasıyla merkez bürokrasisinin her türlü işlemlerini yürütürdü. Reisü’l-küttab'a bağlı kalemler şunlardı: Beylikçi Kalemi, Tahvil Kalemi, Ruus Kalemi, Amedi Kalemi
Nişancının görevleri:
• Nişancı tuğra çekmek. 
• Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak ahkam defterine kaydetmek.
• Ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak.
• Sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan yazışmaları hazırlamak.
• Tapu tahrir defterlerini tutmak ve tımarların dağıtımını yapmak.
e. Defterdar :
Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden sorumlu en üst görevlilerdi. İlk dönemde defterdar sayısı bir iken, sonraları mâli işlerin artmasından dolayı sayıları ikiye yükselmiştir. Bunlar; Rumeli Defterdarı ve Anadolu Defterdarı idi. Rumeli Defterdarı Başdefterdar görevini yürütmekte idi. Defterdara bağlı kalemler şunlardı:Ruznamçe kalemi, Maliye emirleri kalemi, Tarihçi kalemi, Gelir ve gider kalemi
f. Şeyhü’l-İslam
Medrese kökenlidir ve şeriat kanunlarının uygulanmasından sorumlu en yüksek din görevlisidir. Kanuni döneminde divan üyeliğine getirilmiştir ve protokolde sadrazama denk sayılmıştır. Bütün ilmiye sınıfının başı olarak divanda alınan kararların dine uygun olup olmadığı hakkında fetva verirdi ancak divanda oy hakkına sahip değildi.
g. Reisü’l-Küttap:
XVII. yüzyıl sonrasında divan üyeliğine getirilen Reisü’l-küttap daha önce Nişancıya bağlı olarak bütün katiplerin başıydı. XVII. yüzyıl sonrasında dışişlerinden sorumlu hale getirilmiştir.

Divân-ı Hümâyundan çıkan kararlara "hüküm" adı verilirdi. Hükümler, ahkâm defterlerine sıra ile yazılırlardı. Osmanlılarda Sultan II. Mahmud döneminde  "Divân-ı Hümâyun" tabiri kaldırılarak yerine "Meclis-i Vükelâ" veya "Meclis-i Has" denmeye başlamıştır.

Diğer Divanlar:
• Sefer Divânı:Vezir-i azam sefere çıkarken toplanan divan.
• Ulufe Divânı:Yeniçeri maaşları için toplanan divan.
• Galebe Divânı:Yabancı elçilerin kabulü sırasında toplanır.
Divân-ı Asefî-(İkindi Divanı): Sadrazam başkanlığında toplandığı için bu adı alan divan  XVII. asırdan sonra önem kazandı. Sadrazam konağında ikindi namazından sonra toplandığı için "İkindi Divanı" diye de adlandırıldı. XVIII. asırda pazartesi ve perşembe günleri dışında hemen her gün toplanırdı.
• Ayak Divânı: Acil veya olağanüstü hâller dolayısıyla  ya da padişahın huzurunda kurulan divandır. Meclis demek olan divanda padişahtan başka kimsenin oturmayıp ayakta durarak işin çabucak bir karara bağlanması bu adın verilmesine sebep olmuştur. Padişahların yapmaya mecbur oldukları ayak divanı  mühim saydıkları bir iş veya şüphe ettikleri bir yolsuzluk sebebi ile ya da askerin isyanı veya halkın şikâyeti üzerine kurulurdu. Bundan başka  padişahların gittikleri bir yerde herhangi bir meselenin araştırılması için ayak divanı yaptıkları da görülür.
• At divânı: Sefer sırasında at üzerinde yapılan toplantı.
.

Çevrimdışı PeRi

  • Usta Öğretmen
  • *****
  • İleti: 712
  • Rep +33/-10
  • Cinsiyet: Bayan
Ynt: Divan-ı hümayun
« Yanıtla #1 : Ocak 03, 2010, 04:45:01 ÖS »
Ellerinize sağlık
fORUMDA PAYLAŞIMDA BULUNMAK İÇİN
1. http://www.sosyalbilgiler.org/forum/indir linke tıklayıp dosyanızı yükledikten sonra  size verilen linki kopyayıp yapıştırabilirsiniz.
2.http://www.sosyalbilgiler.org/forum/index.php?action=downloads bu linkten uygun bölüme dosyanızı yükleyebilirsiniz.
3. Yada yeni konu açıp ek özellikler kısmına tıklayıp dosyanızı yükleyebilirsiniz.


!!! Okuyorsun, eğleniyorsun, öğreniyorsun. Paylaş ki başkaları da okusun, eğlensin, öğrensin !!!

Sosyal Bilgiler

Ynt: Divan-ı hümayun
« Yanıtla #1 : Ocak 03, 2010, 04:45:01 ÖS »