7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

Geçmişten Günümüze Yerleşme

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme Tarih öncesi dönemlerde insanlar, üretim yapmayı bilmiyorlardı, tüketici yaşam tarzı vardı. Avcılık ve toplayıcılık yaparak hayatta kalıyorlardı. Av hayvanları ve yemişler tükenince başka yerlere göçüyorlardı, yani göçebe yaşam tarzı vardı. 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme
İlk yerleşim yerleri; mağaralar ve ağaç kovuklarıydı.

* Mağara yerleşimlerini seçerken hangi faktörlere dikkat etmişlerdir?
tatlı su kaynaklarına yakın olmaya, iklimin uygun (ılıman) olmasına, av hayvanları ve yemişlerin-meyvelerin bol olduğu ormana yakın olmaya İnsanlar, MÖ 7000’lerde tarım yapmayı ve hayvanları evcilleştirmeyi öğrendiler. Yani üretici yaşam tarzını başladı. Tarım arazilerinin yanına ev kuran insanlar, köy yerleşimlerini kurdular. Yani yerleşik yaşam tarzına geçmeye başladılar.

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme
7. Sınıf Geçmişten Günümüze Yerleşme

* İnsanlar köy yerleşimlerini kurarken hangi faktörlere dikkat etmişlerdir?
Toprağın verimli, arazinin düzlük, iklimin ılıman, su kaynaklarının yeterli, otlakların bol olduğu yerleri tercih etmişlerdir.
Konya’daki Çatalhöyük yerleşimi, Çarşamba suyunun suladığı verimli toprakların yanında kuruldu. Ayrıca bölgede kerpiç ev yapımı için gerekli su, toprak, saman(ot) bulunması da etkilidir.
Evlerin girişi damdandı bunun nedeni vahşi hayvanlardan korunmaktı. Tarımdan elde edilen ürünlerin ihtiyaçtan fazla olması, insanları gerekli diğer ürünler ile takas edebilmesine imkân verdi. Pazar kurulan yerlerde, başka sosyal alanlarda(tapınak, okul, tiyatro…) yapıldı. Şehir yerleşmeleri ortaya çıktı. 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

* Kent yerleşimleri kurulurken insanlar hangi faktörleri dikkate almışlardır?
Ulaşımın kolay olmasına –limanı olmasına, ticaret yolları üzerinde olmasına Kurdukları şehirleri, saldırılardan korumak için surlarla çevirdiler. Şehirleri yönetmek için devlet teşkilatını kurdular. Truva kent yerleşmesi (Çanakkale’de), deniz kenarında kurulduğundan ticaret ve balıkçılık, çevresindeki bakır-altın yatakları sayesinde madencilik-maden işlemeciliği, bölgede bulunan verimli topraklar, akarsular ile tarımda önemli bir geçim kaynağı olarak ortaya çıkmıştır. Sanayi inkılabı ile birlikte şehirlere çok sayıda fabrika açıldı. İşgücü ihtiyacı nedeniyle köylerden şehirlere göçler yaşandı. Şehir nüfusu çok fazla artmış, kentler kale surlarının dışında da büyümeye başlamıştır. Artan konut ihtiyacı, gecekondu mahallelerinin, çok katlı binaların ortaya çıkışına neden olmuştur. 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme
sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

* Sanayi inkılabı sonrasında hangi özellikteki şehirler ön plana çıkmıştır?
Hammadde kaynaklarına yakın-sahip, üretilen ürünlerin pazarlanması açısından ulaşımın geliştiği – ticaret yolları üzerinde olan kentler Tarihteki insanların ilk medeniyet kurduğu coğrafyalardan biri Mısır’dır. Görüntüdeki sarı renkler gece Mısır’da yanan ışıkları göstermektedir. Sarı ışıklar buralarda yerleşim yeri olduğunun kanıtıdır. Topraklarının büyük bölümü çöl olan, yağış bakımından çok kurak olan Mısır günümüzde 100 milyon nüfusa sahiptir. 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

* Çöllerin büyük alan kaplaması ve kurak iklime rağmen hangi unsur bölgeyi çok önemli bir yerleşim yapmıştır?
Dünyanın en uzun nehri Nil’in Mısır toprakları boyunca akması, tarımın gelişmesini sağlamıştır
İklim ve yer şekilleri açısından yerleşime çok da uygun olmayan Mekke kenti neden tarih boyunca ve günümüzde çok önemli bir kent olmuştur. Neden?
Kentin İslam dini açısından kutsal mekanlara sahip olması, her yıl milyonlarca Müslümanın ziyaret etmesine, bundan dolayı turizm ve ticarette gelişmesine yol açtığından…Günümüzde yerleşmeyi etkileyen faktörlere eski tarihlere göre başka etkenlerde eklenmiştir. 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme
Geçmişten Günümüze Yerleşme

Ankara, 1900’lerin başında 30 bin nüfuslu bir kent iken, günümüzde 5,5 milyon nüfusu ülkemizin en kalabalık 2. Kentidir. Neden?
Ankara’nın 1923’ten itibaren yeni Türk devletinin başkenti olması, kentin büyümesindeki en önemli etkendir. Yüzyıllar önce küçük bir balıkçı kasabası olarak kurulan Tokyo, günümüzde 35 m. nüfusa sahip önemli bir kent yerleşmesidir. 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

* Tokyo’nun hangi özelliği insanların buraya yerleşmesinde etkili olduğu söylenebilir?
Kentin sanayi, ticaret, ulaşım, bankacılık gibi alanlarda gelişmesi, 1868’den itibaren Japonya’nın başkenti yapılması

7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme
7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

Zonguldak, tarıma elverişli olmayan arazi yapısına sahip olmasına karşın, sık nüfuslanmıştır. Neden?
Kentin zengin taşkömürü yataklarına sahip olması madenciliğin, çıkarılan taşkömürünün demir-çelik üretiminde kullanılması ile sanayinin, limanı bulunması ticaretin gelişmesine imkân vermiştir. Ust Nera, Rusya’da iklimin en soğuk olduğu kentlerden biridir. Sıcaklık -60o -70o dereceye kadar düşmektedir. Buna rağmen 10 bin nüfusa sahiptir.

* Kentin bu kadar soğuğa karşın 10 bin nüfuslanmasının nedeni nedir?
Kentin zengin doğalgaz ve maden kaynaklarına sahip olması, madencilik ile kentin büyümesine imkan sağlamıştır.

* İstanbul kentinin sık nüfuslanmasının nedenleri (doğal – beşeri) nelerdir?
ulaşımın – ticaretin – sanayinin – turizmin –eğitimin – sağlığın – bankacılığın gelişmiş olması, tarihi ve doğal varlıklara sahip olması, coğrafi açıdan çok önemli bir konumda olması,
Ilıman iklime, düzlük arazi yapısına sahip olması, 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Geçmişten Günümüze Yerleşme

● Ormanların sık olduğu yerlerde nüfus fazladır.(….)

● Yer şekillerinin engebeli olduğu yerlerde nüfus azdır.(….)
● Birçok üniversitenin bulunduğu Eskişehir, sık nüfuslanmıştır.(….)

Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

Seyyahların Gözünden Osmanlı

* Seyyah ne demektir? En ünlü seyyahımız kimdir?
Eski çağlarda ülke ülke gezen, gördüklerini duyduklarını seyahatname denilen eserlerine yazan gezginlere verilen ad. Evliya Çelebi, yazdığı 10 ciltlik Seyahatnamesi ile; bilinen en ünlü seyyahtır. Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

Bir toplumun kültürünü anlamanın en önemli yollarından biri de seyahatnamelerdir. Bu seyahatnamelerde Türklerin inançlarından musikilerine, giyim tarzlarından yemeklerine, gelenek göreneklerinden edebiyatlarına, oyunlarından mimari eserlerine kadar toplumun kültür öğeleri ile ilgili bilgilere ulaşabiliriz. Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet
Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

* Osmanlıların(Türklerin) kültür öğeleri(hamam, Kahve…) neden Avrupalıların ilgisini çekiyor?
Çünkü Türkler-Müslümanlar onlardan çok farklı bir medeniyet, kendi kültürlerinde olmayan-farklı olan ögeler onların daha fazla ilgisini çekmiştir. sosyal bilgiler

“Evlerin güzel odaları misafirlere ayrılır, onl ara güzel ve mükellef sofralar kurulur, misafire kendisi istemeden ikramda bulunmak büyük görev kabul edilirdi. Yabancı biri bile tanrı misafiri olarak görülüp, ağırlanırdı.”

* Bir seyahatnamedeki bu paragrafta Türklerin hangi kültürel özelliği vurgulanmaktadır?
Konukseverlik (misafirperverlik)

Aile bireyleri, akrabalar, uzakta bile olsalar bayram gibi önemli günlerde ziyaret edilir. Birkaçının hep bir ağızdan konuşmayıp yalnız birinin söz söyler, Dinleyen de söz bitene kadar güzel bir dikkat hâlindedir.

* Bir seyahatnamedeki bu paragrafta Türklerin hangi kültürel özelliği vurgulanmaktadır?
Birbirlerine ve büyüklere(yaşlılara) saygı

Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet
Seyyahların Gözüyle Osmanlı

Türklerde eller, yüzler ve ayaklar tertemizdir. ‘Temizlik imandan gelir’ sözü de bunun dini bir gereklilik olduğunu göstermektedir. Kişisel temizlik için hemen her mahallede bulunan hamama haftada bir kez gidilirdi…”

* Bir seyahatnamedeki bu paragrafta Türklerin hangi kültürel özelliği vurgulanmaktadır?
Temizliğe önem vermeleri Osmanlı ülkesinde hayvanlara karşı da ayrı bir sevgi-merhamet vardır. Leylekler, kırlangıçlar kovulma korkusundan uzak, Türklerin evlerine yuva yapabilirler. Köpekler sürüler hâlinde sokaklarda dolaşır. Onlara kötü davrananın vay hâline! Sokaklarda kedilere et atan çok insan görebilirsiniz.. Saray, ev gibi yerlere kuşların barınması için kuş evleri kurmuşlardır.

Günümüzde Hollanda’nın sembollerinden biri olan lale, Avusturya elçisi Busbecq (Busbek) tarafından Avrupa’ya götürülmüştür. Seyahatnamesinde de Türklerin çiçeğe aşırı derecede düşkün olduğunu yazmıştır.

“Dört imparator tarafından yapılan dört büyük caminin etrafı hayrat ile doludur. Paşalar da hayrat bırakırlar. Kasabalar ve tenha yol kıyılarına yolcular için kervansaraylar yaptırır, yollar açtırırlar. Su olmayan yerlere çeşmeler ve tuvaletler yaptırırlar. İmaret haneden, yoksullara yemek dağıtılır. Buralardan istifade edenler “Allah yaptırandan razı olsun.” demeden edemezler.“ sosyal bilgiler

Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet
Seyyahların Gözüyle Osmanlı devleti özet

* Bir seyahatnamedeki bu paragrafta Türklerin hangi kültürel özelliği vurgulanmaktadır?
Cömertlik -hayırseverlik

Türk tüccarı müşterisine karşı son derece kibar. Zorlama, üsteleme, kavga yok. Hemen hemen her gün bedestene(?) gidiyordum. Bizdeki alıcı ve satıcıların birbirlerini aldatmaya kalkışmalarına burada hiç rastlamadım. Paranın üstünü tam olarak geri veriyor, tartıyı dürüstçe yapıyor ve tartarken terazide yuvarlak ağırlıklar kullanıyor. Satıcı, malına bir fiyat söylüyor. Alıcı ise bu fiyattan aşağı bir fiyat veriyor. Verilen üçüncü fiyatta ya uyuşuyorlar yahut da alıcı çekip gidiyor.

Ezan okununca herkes camiye koşuyor. Esnaf dükkânlarını kapatmayıp biraz sonra geri döneceklerini belirtmek için kapılarının önüne bir bez çekiyorlar. “

* Bir seyahatnamedeki Bu alıntıda, alışveriş kültürü hangi özellikler anlatılıyor?
Müşteriye karşı kibar ve dürüst olmaları, satıcı ile müşterinin fiyat üzerine pazarlık yapmaları, mesleklerini ahlak ile yapmaları…

Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet
Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

“19. yy.da Türk evleri, genellikle aynı model yapılmıştır; iki katlıdır ve kafesli pencereleri vardır. Evleri boyamak için genellikle sarı, pembe ve açık mavi tercih edilmiş, eşyalarını çoğunlukla koyu kırmızı renkte, gösterişten uzak, sadedir…”

Hepsinde bir kenarda yüksek bir sedir var. Bu sedirin üzerine kumaşla kaplı ya da saten kaplı şilteler konuyor, bir uçtan bir uca yastıklar diziliyor. Yere güzel bir halı ya da kilim seriliyor. Uyku vakti gelince yataklar getirilir, yere serilir. Pencereler kafesli ama camsız. Bizdeki gibi masa, sandalye… yok Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

“Onların en sık yedikleri, pilav adını verdikleri yemektir. Üzerine kavurma denilen pişmiş sığır-koyun etini koyarak yerler. Üzüm, vişne gibi kuru yemişleri sıcak suda kaynatıp toprak tabaklar içine koyarlar. Yanında ise sulandırılmış sarımsaklı yoğurdun içinde yüzen salatalık parçaları sunuluyor(?). Yemek zamanı gelince yere sofra adı verilen deriden yuvarlak bir masa örtüsü yayarlar. Ekmeği(bazlama) parçalara bölerek dağıtırlar, sonra da sofranın etrafına ayaklarını altlarına alarak otururlar. Bismillah yani “Allah’ın adıyla” diyerek yemeğe başlarlar.”

Türkler, günün her saatinde kahve içerler, Kahveyi cezvede pişirir, porselen fincanlara koyarlar. Kahve yanında bir bardak su ve lokum ile servis edilir. Farklı dinlerden, milletlerden halk, kahvenin büyük kazanlarda pişirildiği kahvehanelere gider, kahve içer, sohbet ederler. Kahvehanelerde, nargile ve tütün de içilir; musiki icra edilir, dama-satranç oynanır, kukla oynatılırdı.

Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet
Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

“Osmanlılarda eğlenceler özellikle Ramazan ayında ve Ramazan – Kurban Bayramlarında tertip edilirdi. Karagöz-Hacivat, Ortaoyunu, Meddah gösterileri, cambazlar, hokkabazlar, musiki dinletileri, havai fişek gösterileri, hayvan oynatıcıları vardı. En sevilen eğlenceler salıncak ve dönme dolaptı. Birçok yerde salıncaklar kurulmuştu. 30 gün süren ramazan eğlencelerinde tophanede toplar atılır, limandaki gemiler düdüklerini öttürür, minareler arasına mahyalar asılırdı.” Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

Meddah, bir sandalyeye oturarak, izleyenlere komik masallar, destanlar anlatır, aksesuarları sopa-baston ile mendildir.

Bayramlarda herkes en yeni-temiz giysilerini giymiş, yaya olarak ya da arabalarla gezintiler yapmıştı. Bayramlarda küsler, dargınlar birbiri ile öpüşüp-barışıyorlar… Seyyahların Gözüyle Osmanlı özet

Osmanlı Islahatları Özet

Osmanlı Devleti’nde Islahat Hareketleri

* Islahat ne demektir? Osmanlılar neden ıslahat yapmışlardır?   Düzeltme, yenilik anlamlarına gelir. Osmanlılar, 17. yy.da Avrupa karşısında askeri, ekonomik, eğitim.. birçok alanda geri kalmış, işte bu yenilik-düzeltme hareketi ile devleti eski güçlü-zengin haline kavuşturmak amaçlanmıştır. Osmanlı Islahatları Özet

* İlk olarak hangi alanda ıslahat yapılacaktır? Neden?

Askeri, çünkü orduda bozulma ve disiplinsizlik nedeniyle savaşlar kaybedilmeye, toprakların kaybedilmesine, vergi gelirlerinin azalmasına yol açıyordu. Uzun süren savaşlar da devlet hazinesine yük oluyordu. Osmanlı Islahatları Özet

III. Selim döneminde kurulan Avrupai tarzda bir ordu olan Nizam-ı Cedit ordusu

Humbaracı Ahmet Paşa gibi Avrupa’dan subaylar, teknik elemanlar getirtildi.

Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet

Avrupa tarzında toplar döktürmek ve topçular yetiştirmek üzere Baron de Tott adında bir Fransız görevlendirdi. neyi kanıtlar?

Osmanlıların Avrupa’nın gerisinde kaldığını, Islahatların Avrupa örnek alınarak yapıldığını

Osmanlı Devleti’nde ilk kez Avrupa örnek alınarak sosyal ve kültürel yeniliklerin yapıldığı döneme Lale Devri (1718-1730) denilmektedir.

İlk olarak Paris, Londra, Viyana gibi önemli Avrupa başkentlerine elçiler gönderildi. Neden?

Avrupa’daki bilimsel-teknik gelişmeleri yakından takip etmek, oradaki yenilikleri Osmanlı ülkesine taşıyabilmek amacıyla

Paris’e elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Mehmet Çelebi, döndüğünde getirdiği mimari çizimler ve kitaplar örnek alınarak İstanbul’da birçok saray, köşk ve çeşmeler yapıldı.

Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi’nin oğlu Sait Efendi, Fransa’da matbaa üzerine çalışmalar yaptı. Dönüşte İbrahim Müteferrika ile birlikte ilk Türk matbaası kuruldu(1727).

Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet

* Matbaanın kurulması, Osmanlı ülkesini nasıl etkilemiştir?

Çok sayıda kitap basıldı, kitaplar ucuzladı. Eğitim, kültür ve bilim de gelişme yaşandı. Kütüphanelerin sayısı arttı.

Evlerin genellikle ahşap olduğu İstanbul’da yangınlar kısa sürede yayılıyor, binlerce insan evsiz kalıyor-ölüyordu. Yangınları söndürmek üzere tulumba  denilen araç kullanılmaya başlanıp, Avrupa’daki İtfaiye teşkilatı örnek alınarak her semtte Tulumbacı Ocağı kuruldu.

III. Selim zamanında, yerli malı kullanımı teşvik edildi, ithalata sınırlama getirildi. Yabancı üretim kumaştan elbise üretimi yasaklandı. Çuha(kumaş) fabrikası kuruldu. Neden?

Yerli-milli sanayinin kurulmasını-güçlenmesini sağlamak, ithalatı azaltmak

Birçok gazete ve dergi yayımlanmaya başlandı. Bu gazeteler/dergilerdeki uzun makaleler, adeta bir kitap/ansiklopedi görevi gördü. İnsanları birçok konuda bilgilendirdiler.

Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet
  1. yy.la kadar atlı ulaklar, devletin resmi haberleşmesini yapıyor, halk ise bu hizmetten yararlanamıyordu. 1840’da Posta Nezareti (günümüzde PTT) kuruldu. Vilayetlerde postaneler açıldı, önce kara yolu ile taşınan postalar, buharlı gemiler ve demir yolu ile taşınmaya başladı. Halkın da yararlandığı posta hizmetinde para, eşya ve gazete de taşınmaya başladı. Telgraf hatları kurulup, telgrafhaneler açıldı. Kısaca ülkede haberleşme-iletişim gelişmeye başladı.

Tüccarlar mektuplarını çok yavaş giden kervanlar ile gönderiyordu. Fiyatlarda ki gelişmeleri ve bir mala nerede-ne kadar ihtiyaç olduğunu tam olarak bilemiyorlardı. Tüccarların posta-telgraf hizmetinden yararlanmaları ticaretin gelişmesine büyük katkı sağlayacaktır.

Osmanlı Islahatları Özet

Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet

Avrupa’nın örnek alınması ulaşım alanın da oldu. İngiltere’den buhar gücü ile çalışan gemiler(vapur) satın alındı. Ulaşımı düzenli hale getirmek üzere 1851’de kurulan Şirket-i Hayriye (Şehir Hatları) günümüzde de  hizmet vermeye devam etmektedir.

Ulaşım alanındaki ikinci atılım demiryolu yapımı ile gerçekleşti. İlk olarak İzmir-Aydın hattı inşa edildi(1856). İstanbul’u Avrupa ile bağlayan, İstanbul’dan Bağdat’a ve Medine’ye uzanan demiryolları yapıldı.

Zengin yer altı ve yer üstü kaynaklarının (demir, bakır, pamuk…) işletilmesi ve ihtiyaç duyulan yerlere ulaştırılması kolaylaştı. Kazanç artınca daha geniş alanlarda tarım yapılmaya başlandı. Demiryolu güzergâhındaki maden yatakları işletilmeye açılmasıyla maden üretimi arttı.   Demir yollarının yapımı sadece ulaşımı değil ona bağlı ticaret, sanayi ve turizmin gelişmesine önemli katkı sağlayacaktır. İhracat arttı. Devletimizin gümrük(vergi) gelirleri arttı.

  1. yüzyılda bilimsel ve çağdaş eğitim vermekten uzak olan eğitim sisteminde önemli düzenlemeler yapıldı. Birçok ıslahatın öncülüğünü yapan II. Mahmut, yayımladığı fermanla ilköğretimin İstanbul’da zorunlu ve parasız yaptı.Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet

▶ Avrupai tarzda eğitim veren rüştiyeler(ortaokul), İdadiler-Sultaniler(lise) açıldı. (ör; Selanik Askeri Rüştiyesi, Galatasaray Mekteb-i Sultanisi…)

▶ Batılı tarzda eğitim verecek Mekteb-i Tıbbiye(tıp fakültesi) ve Mekteb-i Harbiye (Harp okulu) ve Darülfünun(İstanbul Üniversitesi) açıldı.

Yapılan bu ıslahatlar halkın genel eğitim seviyesinin yükselmesini sağladı. Açılan okullardan Mustafa Kemal Atatürk’ün de içinde olduğu aydın bir nesil yetişti. Bu nesil, Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına öncülük etti.

Osmanlı tarihinde ilk kez ve son kez Sultan Abdülaziz; Avrupa seyahatine çıkarak; Paris, Londra ve Bürüksel gibi Avrupa başkentlerini ziyaret etti. (1867)

İlk banka bir gurup İngiliz tarafından kurulan İzmir Ticaret Bankası oldu. Osmanlı Bankası, İngiliz-Fransız sermaye grubu tarafından 1856’da kuruldu.

*Osmanlı ülkesinde ilk bankaları, Yabancıların kurmasının nedenleri sizce neler olabilir? Osmanlı Islahatları Özet

Osmanlı Islahatları Özet
Osmanlı Islahatları Özet

Coğrafi keşifler, uzun süren savaş masrafları ve kapitülasyon antlaşmaları ile ekonomisi zayıflayan Osmanlı ülkesinde, devletin ve iş adamlarının banka kurmak için yeterli sermaye birikimine sahip olmaması

Tefeciler tarafından çok yüksek faizle borçlandırılan çiftçileri tefecilerin elinden kurtarıp kredi vermek amacıyla Menafi Sandıkları(Ziraat Bankası) kuruldu.

* Ziraat bankasının kurulması hangi alandaki bir ıslahattır? ekonomik Osmanlı Islahatları Özet

Rönesans ve Reform Nedir

Rönesans ve Reform

Rönesans ve Reform Nedir

  Rönesans, 15. ve 16. yy.larda Avrupa’da bilim, sanat ve düşünce alanlarındaki gelişmelerdir. Kelime anlamı yeniden doğuştur. Bunun nedeni ilkçağ Yunan ve Roma dönemine ait eserlerin yeniden incelenmesidir. İtalya’da başlayıp tüm Avrupa’ya yayılmıştır. Rönesans ve Reform Nedir
* Rönesans’ın ortaya çıkışında etkili olan nedenler neler olabilir?(4)
★ Avrupalıların Müslümanlardan öğrendikleri kâğıt ve matbaayı geliştirerek-ucuza mal ettiler, bilginin yayılması hızlandı, eğitim – kültür seviyesinin artması
Coğrafi keşifler ile zenginleşen burjuva sınıfının bilim ve sanat hareketlerini desteklemesi
★ Coğrafi keşifler ile dünyanın yuvarlak olduğu ispatlanınca, kiliseye duyulan güvenin azalması, skolastik(baskıcı) kilise anlayışının zayıflaması
★ İstanbul’un fethi üzerine İstanbul’u terk eden bilim adamı ve sanatçıların İtalya’ya giderek, burada çalışmaları
★ Müslüman bilim insanlarının çalışmalarının Avrupa dillerine tercüme edilmesi

Rönesans ve Reform Nedir . Rönesans, bilim anlayışında ne gibi bir değişikliğe yol açmıştır?+
Kilisenin bilim-sanat üzerindeki baskıcı gücü(skolastik düşünce) büyük oranda zayıfladı, özgür düşünce ortamı güçlendi.

Bilim, sanat ve düşünce alanında Ortaçağ’da İslam dünyasında olan üstünlük, Rönesans ile Avrupa’ya geçti. Rönesans ve Reform Nedir

İtalya’da Leonardo Da Vinci, Mikelanj, Rafael ve Donatello resim ve heykel’de; Fransa’da Montaigne, İngiltere’de Shakspeare ve İspanya’da Cervantes edebiyat alanında, Polonya’da Kopernik astronomi alanında ön plana çıkan sanatçı ve bilim adamları oldular. Mimaride simetrik ve geometrik desenlerin hâkim olduğu barok tarzı ortaya çıktı.

Rönesans ve REform Nedir
Rönesans ve Reform Nedir

Rönesans ve Reform Nedir

Reform, Ortaçağ boyunca halk, büyük fakirlik yaşarken, din adamları zenginlik, zevk ve eğlence içinde yaşıyordu, Kiliseler çok geniş topraklara sahiplerdi. Kiliseler endüljans (günah bağışlama belgesi) satışından halkın elindekileri de topluyor, aforoz yetkisiyle insanları dinden atabiliyorlardı. Papalar, kendini Hz. İsa’nın yeryüzündeki vekili olarak görüyorlardı. sosyal bilgiler

Krallar, kendilerine taç giydiren ve krallığını onaylayan papadan çekiniyor, sözünden çıkmıyorlardı.

Bu duruma tepki olarak Almanya’da, Martin Luther adlı rahibin önderliğinde ortaya çıkan Katolik Kilisesindeki yozlaşmaya karşı düzeltmelerin – değişikliklerin olduğu bir harekettir.

* Din alanında bu düzenleme hareketini ortaya çıkaran nedenler neler olabilir?(2)
Haçlı seferleri, coğrafi keşifler ve Rönesans ile din adamlarına duyulan güvenin azalması, Kilisenin toplum üzerindeki baskı gücünün(skolastik düşünce) iyice zayıflaması, özgür düşünce ortamının güçlenmesi
■ İncil’in milli dillere çevrilerek, matbaada binlerce çoğaltılması ile din damlarının sözleri ile İncil’de yazanların farklı olduğunu toplumun görmesi

* Reform hareketi bilim üzerinde ne gibi etkiler yaratmış olabilir?
Kilisenin bilim-sanat üzerindeki baskı gücü(skolastik düşünce) tamamen yok edildi. Rönesans ve Reform Nedir

Reform hareketi, Osmanlıyı olumsuz etkilemedi, Osmanlı ülkesine sıçramadı çünkü hoşgörülü, adaletli bir yönetim vardı. Avrupa Hristiyan birliği parçalandı, mezhep çatışmaları(Katolik * Protestan) yaşandı. Bu açıdan Osmanlılar reform hareketini- Luthercileri destekledi.

Kiliseden bağımsız laik eğitim kurumları açılmaya başladı.

Rönesans ve Reform Nedir
Rönesans ve Reform Nedi

Aydınlanma Çağı,

17. ve 18.yy.da Avrupa’da yaşanan, her konuda akıl ve bilimi esas alan bilim ve düşünce alanındaki atılım dönemidir. Bu çağda doğruya dinin rehberliğiyle değil aklın kullanılmasıyla, deney ve gözlem metoduyla, ulaşılabilineceği temel olarak kabul edilmiştir.

Bu dönemin önde gelen bilim-düşünce-sanat adamları; Newton (yerçekimi kanununu buldu),  Pastör (hastalıkların mikroplardan meydana geldiğini ispatladı), Descartes, Voltaire, Jan Jak Ruso, Monteskiyü, Mozart, Bach…

Aydınlanma Çağı’nda bilim alanındaki gelişmeler, insan ihtiyaçlarını karşılayacak makineler icat edilmesine, üretimde kol gücü yerine makinelerin icadını – kullanılmasını yani Sanayi İnkılabı’nın ortaya çıkışını sağlayacaktır.

Sanayi İnkılâbı ile 1750’den sonra, üretimde kol gücünün yerini makine gücü alacaktır. Çok sayıda fabrika kuruldu. Birçok icad yapılarak, teknolojide alanında büyük gelişme sağlandı. Başta buhar makinası olmak üzere, ilk buharlı lokomotif, ilk petrollü araba, ilk elektrikli tramvay… bu dönemde yapıldı.

İngiltere’de başladı, zamanla Avrupa’ya ve dünyaya yayıldı. sosyal bilgiler
Şehirler hızla artan fabrikaların işçi ihtiyacı nedeniyle kırsaldan göç alarak büyüdü. İşçi olarak kadınlar hatta çocuklar kullanılmaya başlandı.

Sanayi İnkılabı, hammadde ve pazara ihtiyacı artırdı, bunun üzerine sanayileşmiş devletler, zengin hammadde kaynaklarına sahip, pazar olarak kullanabilecekleri ülkeleri zorla işgale edip, kaynaklarına el koydular ki buna sömürgecilik denilir.

Sömürgecilik faaliyetleri yapan devletler karşı karşıya gelince (İng. Fr. ↔ Alm. İt.) Birinci Dünya Savaşı ortaya çıkmıştır.

Sanayi İnkılabı Osmanlı Devleti’ni olumsuz etkiledi. Neden?
Avrupa’nın ucuza ve kaliteli fabrika ürünleri karşısında el tezgâhlarıyla üretim yapan Osmanlı üreticisi rekabet edemedi. Bu nedenle üretim azalırken atölyeler kapandı, işsizlik arttı. Osmanlı Devleti sanayileşen devletlerin açık pazarı hâline geldi. Rönesans ve Reform Nedir

Aydınlanma çağı düşünürleri(Voltaire, Montesqiu, J.J. Rousseau) Avrupa’daki sınıf farklılıklarına dayalı toplum yapısına ve krallık yönetimine karşı eleştiriler yapıp, insan hakları-eşitlik, özgürlük, cumhuriyet fikirlerini savundular, bu fikirlerden etkilenen kitleler harekete geçerek Fransız İhtilali’ni yapacaklardır.

Fransa’da kral yeni vergiler koymaya çalışırken, fakirlikten ve kralın baskısından bunalmış halk bu karar üzerine ayaklandı ve Krallık yönetimine son verdiler, cumhuriyet kuruldu. Bu olay dünyaya örnek oldu. Cumhuriyet, , özgürlük, eşitlik, insan hakları, milliyetçilik gibi kavramlar dünyaya yayıldı. Rönesans ve Reform Nedir

* Fransız İhtilali Osmanlı devletini nasıl etkiledi?
Çok milletli bir imparatorluk olan Osmanlı Devleti içinde yaşayan Yunanlılar, Sırplar gibi uluslar milliyetçilik düşüncesinin etkisiyle kendi devletlerini kurmak için ayaklandılar. Osmanlı devleti dağılmaya-parçalanmaya başladı.
(Milliyetçilik; her milletin kendi bağımsız devletini kurmaya hakkı olduğunu savunan düşüncedir.)

Osmanlı devleti hem dağılmayı-parçalanmayı önlemek hem de Fransız ihtilalinin yaydığı eşitlik, adalet, insan hakları, gibi fikirlerin etkisiyle Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Meşrutiyet yönetimine geçilmesi gibi yenilikler yaptılar. Ancak bu çabalar ayaklanmaları ve devletin parçalanmasını önleyemedi. Rönesans ve Reform Nedir

Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

Osmanlı Devleti’nin Fetih Siyaseti

Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir . Osmanlılar, gaza ve cihat anlayışına bağlı hareket ederek fetihler gerçekleştirdiler. İslam’ı yaymak veya korumak amacıyla gayrimüslimlere karşı yapılan savaşlara gaza- cihat denir. Bu doğrultuda Anadolu’daki Müslüman Türk beylikleri yerine daha çok Bizans ve Balkanlar’daki Hristiyan devletlerle mücadele ettiler. Bu durum Osmanlıların bulunduğu coğrafi konumun gereği olarak da gerçekleşmiştir. Osmanlı padişahları da bu anlayış doğrultusunda gazi unvanını kullandılar. Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

 

* Günümüzde gazi unvanı kimler için kullanılmaktadır?
Savaşta vatanı için yaralanan-sakat kalanlar için, savaştan sağ ve kazanmış olarak dönen kişiye de denilir.

* Günümüzde Balkanlar’da yaşayan milletlerin kültürel özelliklerini korumuş olmalarının sebebi nedir?
Çünkü Osmanlı yönetimi altında gayrimüslim halkın diline, dinine, kültürüne saygı göstermiş, herhangi bir zorlamada bulunmamıştır.

Osmanlı Devleti'nin Fetih Politikası Nedir
Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

Osmanlı fetih siyasetinin başarılı olmasında istimâlet politikasının (hoşgörü ve adalet) önemli bir yeri vardır. Gayrimüslim halka din, dil, ırk ayrımı ayrımı yapmadan herkese adil ve eşit davranılmıştır. Osmanlı yönetimi onları Müslüman olmaları için zorlamamış dil, din ve yaşam biçimlerine karışmamıştır. Bir süre vergi alınmamıştır.
hoşgörü = müsamaha= tolerans

* Osmanlılar, İstimalet Politikasını neden uygulamıştır?
Bu politika halkı Osmanlı yönetimine ısındırmış-kabul etmesini sağlamış, isyan etmesinin önüne geçmiştir, Osmanlı Rumeli’de kalıcı olmuştur.

Osmanlı Devleti, yüzyıllar boyunca farklı ırktan ve dinden insanları, birlikte, huzur ve barış içerisinde yönetmiştir. Bunda Osmanlıların uyguladığı millet sisteminin rolü çok fazladır.
Millet günümüzdeki anlamından farklı olarak aynı inanca bağlı toplulukları ifade ederdi. Ör; Müslüman milleti; Türkler, Araplar, Kürtler, Arnavutlar, Boşnaklardır.

Osmanlı toplumu başlıca dört milletten meydana gelmekteydi. Bunlar; Müslümanlar, Ortodokslar, Ermeniler ve Yahudilerdir. Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

Osmanlı Devleti'nin Fetih Politikası Nedir
Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası

Osmanlı sınırları içinde yaşayan Sırp, Rum, Bulgar gibi topluluklar Hristiyanlığın Ortodoks mezhebinden oldukları için bir millet kabul edilmişlerdir.
Ortodokslar, Ermeniler ve Yahudiler gayrimüslim milletleri oluştururdu. Bu milletlerin başında Osmanlı padişahına bağlı din lideri (patrik, hahambaşı…) bulunurdu.

Osmanlılar, gayrimüslimlerin sosyal ve kültürel hayatına karışmazdı, bu sayede inanç ve kültürlerini günümüze kadar taşıyabilmişlerdir.
Her cemaate(millete) kendi inanç ve geleneklerine göre okul, hastane ve mahkemeleri yaşatma imkânı verilmişti. Onlardan beklenen kanunlara uymaları ve vergilerini ödemeleriydi. Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

İstanbul’un fethini gerektiren nedenler

  • Rumeli ve Anadolu’daki topraklarını birleştirme düşüncesi
  • Rumeli’deki fetihlerde Bizans geride tehdit oluşturması
  • Bizans’ın Papayı, Avrupa Hristiyan devletlerini, Türk beyliklerini Osmanlıya karşı kışkırtması, Osmanlı taht kavgalarına karışması
  • Karadeniz ticaretinin, İpek yolunun ve boğazların kontrol altına alınmak istenmesi
  • Hz. Muhammed’in İstanbul’un Müslümanlarca fethedileceğine dair hadisinin Osmanlıları cezbetmesi
Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nasıl

İstanbul’un fethi için yapılan hazırlıklar

  • Anadolu Hisarı’nın karşısına Rumeli Hisarı (Boğazkesen) yaptırıldı.. neden?
    İstanbul’a deniz yoluyla gelecek yardımı engellemek
  • 400 parçalık bir donanma kuruldu. neden?
    İstanbul’a deniz yoluyla gelecek yardımı engellemek, İstanbul’u denizden de kuşatmak
  • Dönemin en büyük topları(?) döktürüldü. neden?
    Güçlü-kalın kale surlarını yıkabilmek amacıyla
  • Tekerlekli kuleler yaptırıldı. neden?
    yukarıdan Rum ateşi ve kızgın yağ atılan surlara yaklaşabilmek için icat edilmiştir.
  • Bizanslılar, savunma için surları sağlamlaştırdı, Haliç’i dev zincirlerle kapattı ve Papa ve Avrupa devletlerinden Osmanlı’ya karşı Haçlı ordusu için yardım istedi.

Şehri karadan ve denizden kuşatan II. Mehmet, dâhice bir plan ile 21-22 Nisan gecesi 72 parça gemiyi yağlı kazıklar üzerinde kaydırılarak kalenin en zayıf yeri – zincirlerle kapatılmış olan Haliç’e indirilmesini sağladı. Bu durum karşısında Bizanslıların morali bozulurken Osmanlı ordusu, büyük bir gayretle hücuma geçti. Ordu, 29 Mayıs 1453’te açılan gediklerden şehre girdi, İstanbul fethedildi.

Fatih, şehre girdiğinde Ayasofya içinde bekleyen Bizanslılara canlarına-mallarına zarar verilmeyeceğine söz verdi. Hristiyan Ortodoks halka din ve vicdan özgürlüğü tanıyıp, onları korudu. Şehirden kaçmış halkın geri dönmeleri için onlardan bir süre vergi alınmayacağını duyurdu. Bizans askerlerinden esir düşenler daha sonra serbest bırakıldı. (?)
Başlarına yeni bir patrik yani din görevlisi tayin ederek, himayesine aldı(?).
Buna millet sistemi denilmektedir. Ortodoks patriği Osmanlı himayesine alarak Avrupa Hristiyan birliği parçalanmak istenmiştir.

Başkent hâline getirilen şehirde son dönemlerde nüfus azalmış, şehir harap bir duruma düşmüştü. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’da cami, saray, medrese, bedesten, han, hamam gibi yapılar(?) inşa ettirdi. Anadolu’dan Türk nüfusun İstanbul’a göçünü teşvik etti. Neden? Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

Şehri Türkleştirmek İslamlaştırmak için, şehri bayındır hale getirmek için
Fethin sonuçları

  1. İstanbul, Osmanlı İmp.’nun başkenti oldu.
  2. II. Mehmet’e ‘Fatih’ unvanı verildi.
  3. 1000 yıllık Bizans(Doğu Roma) İmp. sona erdi.
  4. Anadolu ve Rumeli topraklarının bütünlüğü sağlanmış, Boğazların kontrolü tamamen Osmanlılara geçti.
  5. İpek yolunun Türklerin eline geçmesi ile, yeni ticaret yolları arayışına giren Avrupalılar, coğrafi keşifleri yapacaktır.
  6. Güçlü topların, kale surlarını yıktığı anlaşılması, Avrupa’da derebeyliklerin yıkılmasına krallıkların güçlenmesini sağladı.
  7. İstanbul’dan ayrılan Bizanslı bilim insanları İtalya’ya giderek Rönesans’ın gelişmesine destek vermişlerdir.
  8. Ortaçağ sona erdi, Yeniçağ başladı.

Osmanlı Devleti’nin Fetih Politikası Nedir

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

  1. Türkler hangi nedenlerle Anadolu’yu yurt edinmişlerdir?

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri. Anadolu’nun geniş otlaklara, verimli topraklara, su kaynaklarına sahip olması, ipek yolu üzerinde bulunması, Moğol baskısından kaçmak, Anadolu’da en zayıf dönemindeki Bizans Devleti’nin bulunması.

11. yy.da Ortaasya (Türkistan)dan Türk boyları, Anadolu’ya göçe başladılar. Buna karşı çıkan Bizans ile yapılan Malazgirt Savaşı’nın kazanılması ile Anadolu Türklerin güvenle yerleşebilecekleri bir yurt oldu, Türkler tarafından fethedildi. Ertuğrul Gazi liderliğindeki Kayı boyu A.Selçuklu Devleti Sultanı A. Keykubat tarafından Bizans sınırındaki Ankara-Karacadağ bölgesine yerleştirildi.

*Kayılar, neden Anadolu’nun diğer bölgelerine değil Bizans sınırına(uç) yerleşiyor?(2)
Savaşçı bir boy olarak sınırı korumaları, gaza-cihat(kutsal savaş) yaparak Türk-İslam topraklarını genişletmeleri için…

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri ?

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

Ertuğrul Gazi liderliğinde Bizans’tan Söğüt ve Domaniç’i aldılar(?). Bizans, otoritesini yitirmiş, şehir ve kasabalar tekfur denilen yöneticilerce idare ediliyordu. Bu yöneticiler, imparatorun emirlerini yerine getirmiyor, halka ağır vergiler yüklüyor, baskı uyguluyorlardı. Halk(Rumlar, Ermeniler) memnun değildi. Hatta Osmanlı yönetimine girmeyi arzuluyorlardı. Neden?

Osmanlıların farklı milletlere-dinlere karşı hoşgörülü ve adaletli bir yönetim göstermesi Ertuğrul Gazi’nin ölümü üzerine devlet büyükleri bir araya gelerek kimin beyliğin başına geçeceğini konuştular. Son sözü ise dönemin en ünlü âlimi Şeyh Edebali söyledi. Büyük oğul Gündüz değil, küçük ama akıllı-cesur Osman’ın geçmesinin uygun olacağını söyledi.

Toplantıda son sözü Şeyh Edebali’nin söylemesi neyi kanıtlar?
Osmanlı-Türklerin bilime-bilim adamlarına verdiği önemi gösterir.
Osman Gazi, Bizans’a karşı kazanılan başarılarla gücünü artırırken, Kösedağ Savaşı’dan sonra Anadolu’da otoritesi azalan A.Selçuklu idaresinin güçsüzlüğünden ve Moğol) baskısının da azalmasından yararlanarak, kendi adına hutbe okutup, para bastırarak, devlet teşkilatı kurdu(kadı atadı…) bağımsızlığını-hükümdarlığını ilan etti, böylece Osmanlı Beyliği kurulmuş oldu(1299). Tarihçi H.İnalcık’a göre 1302’de Bizans ile yapılan Koyunhisar Savaşı ile devlet kurulmuştur.

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri
Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

  1. Anadoluda ve rumelide Osmanlı devletine karşı koyabilecek güçlü bir devlet yoktu.
  2. Osmanlı Devletinde güçlü bir merkeziyetçi yönetim vardı.
  3. Osmanlı devletinde zamanın çok ötesinde mükemmel bir hoşgörülü ve adaletli yönetim vardı. Kimse inançlarından  dolayı yargılanmaz kültürel yaşantılarına karışılmazdı.
  4. Osmanlı Devletinde esnafların birliği olan ahi teşkilatının desteğini almıştı.
  5. Osmanlı Devleti Balkanlarda ele geçirdiği yerlere Türk ailelerini yerleştirerek buraların kalıcı olması sağlanıyordu. İskan politikası
  6. Özel okullarda liyakatli devlet adamları yetiştiriliyordu.
  7. Gaza ve Cihad politikası
  8. Coğrafi konum olarak mükemmel bir konumdaydı. Arazi verimli iklim uygun, ticaret yollarında engebeli olmayan bir konumda bulunuyordu.
  9.  Osmanlıların, yer itibariyle eski gücünü kaybetmiş, karışıklık içerisindeki Bizans ile komşu olması. Başlangıçta bu yönde(batı) ilerlemesi-genişlemesi. Bu şekilde gaza-cihadın temsilcisi haline gelmesi * Bu durum Osmanlı beyliğini nasıl etkilemiştir?
    Türkistan’dan-Anadolu’dan gazilerin Osmanlı ordusuna katılmalarına, topraklarını hızla genişletilmesinFethedilen yerlere, Orta Asya’dan gelen Türklerin yerleştirilmesi(?) neden?
  10. Fethedilen yerlerin Türkleştirilmesi-İslamlaştırılması için, fethedilen yerlerde kalıcı olmak içinAyrıca Rumeli’de ki boş arazilere yerleştirilen Türkler burada tarım yaptılar, Osmanlılar bundan önemli vergi geliri elde edecektir.
  11. Osmanlı beyliğinin ilk zamanlarda beylikler arası mücadeleye katılmaması batı yönünde(Rumeli) fetihler yaptı. neden? Anadolu Türk beyliklerinin güçlü olması batıda ise zayıf Bizans ve siyasi birlik içinde olmayan-sürekli birbirleri ile mücadele eden Hristiyan prensliklerinin olması bu yönde (Rumeli-batı) ilerlemeyi kolaylaştırıyordu.
  12. Bu dönemde Bizans’ın taht kavgaları, isyanlar ile uğraşması. Neye yol açar? Bizans’ın zayıf düşmesine, Osmanlılar karşısındaki savaşları kaybedip, topraklarını kaybetmelerine
  13. İyi yetiştirilmiş, becerikli hükümdarların devlet yönetiminde bulunmaları.
  14. Osman Bey’in Ahilerin şeyhi Şeyh Edebali’nin kızı ile evlenerek Ahilerin desteğini alması…
Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri
osmanlı devleti’nin kısa sürede büyüyüp gelişmesini sağlayan faktörler

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri.

“ Bir Cuma günü bir Türkmen ile bir Hıristiyan arasında, Karacahisar pazarında bir kavga çıktı. Konu Osman Bey’e götürülünce, Osman Bey Hıristiyan haklı olduğundan onun lehine hüküm verdi.”

* Bu olay, Osmanlı yöneticileri hakkında hangi yargıya ulaşmamızı sağlar?
Osmanlıların adaletli yönetim gösterdiğini

İznik’i fetheden Osmanlılar, Kentteki Bizans – Hristiyan eserlerine dokunmamışlardır. neyi kanıtlar?
Osmanlıların farklı dinlere karşı hoşgörülü olduğunu

* Osmanlı yöneticilerinin adaletli ve hoşgörülü yönetimi devleti nasıl etkilemiştir?
Farklı milletlerin-dinlerdeki toplulukların Osmanlı yönetimini kolayca kabul etmesine, isyan etmemelerine

Osmanlı’da şehrin merkezine bir cami yapılır, bunun çevresine medrese, imarethane, han, hamam, bedesten gibi yapılar inşa edilirdi. Osmanlılar, şehri Türk-İslam eserleriyle donatarak, hem bayındır hale getirmişler hem de Anadolu’yu Türkleştirip-İslamlaştırmış oldular.
Eğitime önem verdiklerini

Anadolu’daki Bizans toprakları tamamen fethedilmişti(Bursa, İznik, İzmit…) Türk topluluklarını yerleştirecek yeni vatanlar gerekli idi. Yani nüfusun artması Osmanlıyı yeni fetihler yapmaya yöneltti.

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri
Osmanlı devleti’nin büyümesini ve gelişmesini etkileyen faktörler

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri.

* Karesi beyliğinin alınmasının neden çok önemlidir?
Karesi beyliğinin sahip olduğu donanma Osmanlı yönetimine katıldı. Karesilerin Çanakkale’ye hâkim olması ve donanması, Boğaz üzerinden Rumeli’ye geçişe imkan sağladı.

Anadolu’daki Bizans varlığına son veren Orhan Bey, Bizans’taki taht kavgalarında ve Balkan krallarının saldırıları karşısında Bizans İmparatoruna yardımı karşılığı; Gelibolu’daki Çimpe Kalesi’ni üs olarak aldı. Türklerin Rumeli’ye geçişine Avrupalılar neden engel ol(a)mamışlardır?
Avrupalıların bu sırada siyasi birlik içinde olmayıp, küçük beylik-prenslikler olarak birbirleri ile mücadele içinde olmaları

Edirne’nin fethi ve Osmanlı ordularının Rumeli yönünde ilerlemeye devam etmesi, Avrupalı Hristiyan devletleri endişelendirdi. Bizans’ın yardım çağrısı ve Papa’nın da teşviki ile Osmanlıları Rumeli’den atmak amacıyla Haçlı Oruları oluşmaya başladı.

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri
Osmanlı Devleti’nin siyasi güç olarak ortaya çıkış sürecini etkileyen faktörler

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

Sırpsındığı (1364), Çirmen(1371), Kosova(1389), Niğbolu(1396), Varna(1444) ve II. Kosova(1448) savaşlarında Osmanlılar Haçlıları yenilgiye uğratmayı başardılar. Bu zaferler neyi sağlamıştır?
Haçlılar, Osmanlıların Rumeli’den atılamayacağını anladılar. Rumeli kesin olarak Türk-İslam yurdu haline geldi.

Dolma, sarma, kebap, kahve, kadayıf, baklava gibi yemekleri halen severek yapan-yiyen Balkan milletleri, bunları Türklerden öğrenmişlerdir. Neyi kanıtlar?
Rumeli’de birarada yaşayan Türkler ile Balkan milletleri arasında kültürel etkileşim yaşandığını

Bulgaristan’da Osmanlı’dan kalan eserler:
Cami – Mescit 2356
Medrese 142
Mektep 273
İmaret 42
Han 116
Tekke – Zaviye 174
Hamam-Kaplıca 113
Köprü 24
Kervansaray 16
Çeşme – Bedesten 75
* Osmanlı Devleti’nin sadece Bulgaristan’da inşa ettiği eserlere bakarak neler söyleyebilirsiniz?(3)
Rumeli’nin Türkleştirildiğini-İslamlaştırıldığını-Türk vatanı haline getirildiğini
Rumeli’nin bayındır hale getirildiğini, Osmanlıların Rumeli’yi eğitim, ticaret… gibi alanlarda geliştirdiğimi

osmanlı devleti’nin kısa sürede büyüyüp siyasi güç olarak ortaya çıkmasında etkili olan faktörler

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

Osmanlı devleti, ilk kurulduğu zamanlarda sadece batı-rumeli yönünde ilerleyerek gaza-cihad anlayışının en önemli temsilcisi oldu. Anadolu’da ise önce barışçıl yollarla toprak kazanıldı(evlilik yoluyla Germiyan beyliğinden Kütahya, para karşılığında Hamitoğulları beyliğinde Isparta-Beyşehir…) Ancak Türk beyliklerinin Osmanlı’nın büyümesinden rahatsız olması ve onun aleyhine ittifak kurmaları üzerine beylikler üzerine harekete geçildi. Yıldırım Beyazıd döneminde Fırat nehrine kadar tüm Anadolu Türk Beylikleri ele geçirildi. Böylece Anadolu Selçuklularından sonra 2. defa Anadolu Türk siyasal birliği başarıldı.

Ancak Asya’da kendi adıyla güçlü bir Türk devleti kuran Timur, Anadolu’ya girerek Ankara Savaşı’nda Osmanlı’yı yendi(1402). Timur savaşta yanında yer alan Türk beylerine beyliklerini geri verdi. Yani Anadolu Türk siyasal birliği 2.kez bozuldu. Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

Yıldırım Beyazıt esir-düştü ve canına kıydı. Oğulları arasında Fetret devri denilen 11 yıl süren taht kavgası başladı. Devlet dağılma-yıkılmanın ucundan döndü. Çelebi Mehmet, kardeşlerini yok ederek, devleti yeniden toparladı. Bu nedenle I. Mehmet için Osmanlı Devleti’nin ikinci kurucusu denilmektedir.
* Fetret devri gibi bir zor dönemde, Rumeli’de ciddi bir toprak kaybı yaşanmaması nelere bağlanabilir?
Osmanlıların hoşgörülü-adaletli yönetimi, Hristiyan-Balkan prenslikleri arasında Osmanlıya karşı siyasi birlik olmaması

Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

Medyanın Hayatımızdaki Yeri

Yaşadığımız zamana verilen isimlerden biri de ‘iletişim çağı’dır. Sizce neden bu şekilde bir tanımlama yapılmıştır?

Çünkü bu çağda eskiye göre bilgiye ulaşmak çok kolay, haberler saniyeler içinde yayılıyor. Bu açıdan bu çağa iletişim yada teknoloji çağı denilmektedir.

Kitle İletişimi; çok kısa sürede, mekân sınırı olmaksızın, binlerce hatta milyonlarca insana mesajın iletilmesidir. Başlıca kitle iletişim araçları; TV, internet, gazete,  dergi, radyodur. 

Medya, insanlara haber ileten kitle iletişim araçlarının ortak adıdır.

İnsanların Genel Ağ’ı Kullanma Nedenleri

  • Sohbet etmek, arkadaş edinmek ve arkadaş grubunu genişletmek
  • Ödev için ya da ilgi duyulan bir konuda araştırma yapmak, bilgi edinmek
  • Müzik dinlemek
  • Film izlemek
  • Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri haber almak
  • Çevrim içi alışveriş yapmak
  • Oyun ağlarına katılmak

 

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri
7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

Sosyal medya, bireylere, ağ üzerinden mesaj göndermeye aktif rol verdiği için diğer kitle iletişim biçimlerinden farklıdır. Sosyal medyada bireyler birbirleriyle sohbet edebilir, paylaşımlarda bulunabilirler. Beğenilme ve ilgi görme ihtiyaçlarını karşılamak için yazdıkları ilgi çekici söz ve yazılarla ya da yetenekleriyle geniş kitlelere ulaşabilirler.  Bu durum iletişimin sanal ortamlara taşındığının göstergesidir.

  • Sosyal medya, toplumsal olaylarda hızlı bir biçimde bilinçlenme ve etkileşim sağlar.
  • Medya ve sosyal medya sayesinde haber – bilgiye ulaşmak çok kolay ve hızlı hale geldi.

Kamuoyu oluşturarak birlik-beraberliği, dayanışma ve yardımlaşmayı sağlar ki böylece çeşitli sorunların çözümüne katkı sağlar.

         Sosyal medya, kullanımın artmasıyla birlikte bazı sorunları da beraberinde getirmiştir.

▼ Bilgi kirliliği… Sosyal medyayı kullanan kişilerin iyi bir medya okuryazarı olmaları, yani medyanın mesajlarını doğru olarak değerlendirmeleri gerekmektedir.

▼ Sosyal medyada geçirilen fazla zaman, aileden çalınan zaman anlamına gelmektedir. Aile içi iletişim – arkadaşlık-komşuluk ilişkileri zayıflıyor. Medya-sosyal medya, kişileri asosyal yapmaktadır.

▼ Sosyal medyanın oluşturduğu sosyal insanla yeni iletişimin getirdiği dijital bir kültür oluşmakta, özellikle dil bilgisi anlamında dil yozlaşması ortaya çıkmaktadır. Ör; Türkçede yer almayan sözcükler dilimize girdi; likelamak, troll, hashtag, tweet… Bazı kelimeler kısaltılarak yazılmaya başlandı; mrb, sa, slm, nbr Cümlelerin sonuna noktalama işaretleri koymamak, noktadan sonra büyük harfle başlamamak, virgülleri kullanmamak,  sürekli emojilerin kullanılması ise sağlıklı bir şekilde duygu ve düşüncelerini aktaramayan nesillerin yetişmesine sebep olmuştur.

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri
7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

Sosyal medyayla ilgili başka bir sorun da gelenek ve göreneklerin unutulmaya başlanması, kültürel yozlaşmadır. Dinî ve millî bayramlarda, doğum günlerinde ya da ölümlerde insanlara hâl hatır sorulur, aile büyüklerine yapılan ziyaretlerde onlarla muhabbet edilirdi. Günümüzde ise whats app, facebook, instagram  hesaplarına mesajlar yazılarak geçiştirilmektedir.

▼ Sosyal medyadaki özentili hareketler-lüks şatafat, insanların hem kimliklerini kaybetmelerine hem de “Onda var, ben de niye yok?” düşüncesi ile kendilerini ekonomik sıkıntılara sokmalarına sebep olmaktadır. Örneğin tatil yerlerinde, lüks bir restoranda veya alışveriş merkezinde çekilen fotoğrafların paylaşılması, insanlar arasındaki rekabet duygusunu körüklemekte; evlerde gereksiz huzursuzlukların çıkmasına neden olabilmektedir.

▼ Sosyal medyanın özellikle çocuklar tarafından bilinçsiz kullanımı nedeniyle özel yaşama müdahalenin – siber zorbalığın artması…

▼ Medya-sosyal medya; kültürel değerlerin öğrenilmesine-korunmasına imkân sağlar. Bunun yanında kültürel değişimlere de neden olur. TV’den, Sosyal medyadan, reklamlardan, filmlerden farklı kültür ögeleri öğrenilip, hayatımıza girmektedir.

Bir fabrikanın atıklarını denize boşalttığı haberi, vatandaşlarda tepki uyandırır. Gazete ve televizyonlar tarafından bu tür haberler üzerinde durularak halk, atıkların çevreye zararları konusunda bilgilendirilir. Böylece toplumda o fabrikaya ve atıkların boşaltılmasına izin veren yöneticilere karşı eleştiri sesleri yükselir. İnsanlar, düşüncelerini mektup, telefon ve faks yoluyla radyo, televizyon ve sosyal medyadan yöneticilerine ulaştırmaya başlarlar. Fabrika sahibi ve belediye başkanı kitle iletişim araçlarının oluşturduğu baskı karşısında geri adım atmak zorunda kalırlar.

Yukarıdaki paragrafta, medyanın hangi işlevi vurgulanmıştır?

7.Sınıf Sosyal Bilgiler Medyanın Hayatımızdaki Yeri

5. İletişimi Olumlu ve Olumsuz Etkileyenler Nelerdir

İletişim

İletişimi Olumlu ve Olumsuz Etkileyenler Nelerdir

*İletişim ne demektir? Neden önemlidir? İletişimin önemi ile ilgili hangi deyimleri-atasözlerini biliyorsunuz?
İletişim, duyguların, düşüncelerin, bilgilerin-haberlerin çeşitli yollarla(konuşarak, yazarak, işaret dili, ıslık(kuş) dili…) başkalarına aktarılmasıdır.

İletişimi Olumlu ve Olumsuz Etkileyenler Nelerdir

olumlu iletişim kurmanın yararları

  • Aile içinde olumlu iletişim kurulması sorunların en aza indirip, birlik-beraberliği güçlendirilir
  • Okulda öğretmenler ile doğru iletişim, hem eğitim-öğretimi hem de okul başarısını yükseltir
  • Etkili iletişim, iş yaşamında başarıyı beraberinde getirir.
  • Sosyal yaşamda etkili iletişim, kişiyi saygı gören, aranılan, gözde bir şahsiyete dönüştürür, bu kişinin çevresinde sorun az olur, hatta sorunları çözmesi için başkaları onun yardımını ister.

İletişim kurmak için en çok kullanılan yöntem konuşmaktır ki buna sözlü iletişim denir. Mektupla, kısa mesajla, kitapla, gazete ile de mesajımızı iletebiliriz ki buna yazılı iletişim denir. Beden dili, işaret dili ile yapılan iletişim ise sözsüz iletişimdir.

İletişimi Olumlu ve Olumsuz Etkileyenler Nelerdir
İletişimi Olumlu ve Olumsuz Etkileyenler Nelerdir

Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
Söz olan kese savaşı, söz ola kestire başı.

Olumlu bir iletişim kurmak için konuşmacının dikkat etmesi gereken hususlar şunlardır;

  • Güler yüzle, selam –saygı- sevgi, hatır cümleleri ile iletişimi başlatmak (sabahları uyandığımızda anne-babamıza ‘günaydın’ diyerek güne başlamak, okula geldiğimizde çalışan görevlilere ‘kolay gelsin’ demek…)Ses hızını ve tonunu iyi ayarlamak, önemli yerleri-sözcükleri vurgulu konuşmak
  • Karşımızdaki kişiye, bulunulan zamana, yere ve konuya uygun seçilmiş; anlaşılır sözcük ve ifadeler kullanmak
  • Karşımızdaki kişiyle empati kurmak
  • Empati, kendimizi karşıdaki kişinin yerine koyarak olaylara onun bakış açısı ile bakmaktır. Böylece karşıdaki kişiyi daha iyi anlayıp- onu yargılamadan, olumu iletişim kurabiliriz.
  • Önyargıdan uzak, farklılıklara karşı hoşgörülü olmak
  • Emir cümleleri kullanmamak
  • Kısa ve özlü konuşma yapmak
  • Zaman zaman espriler yaparak konuşmayı renklendirmek
  • Türkçeyi doğru ve etkili şekilde kullanmak

 

İletişimsizliğe neden olan faktörler:

▶ karşımızdakini dinlememek,
Etkili dinleme, iletişimde çok önemlidir. Dinlerken “evet, anlıyorum…” gibi ifadelerle veya vücut dilimizi kullanarak karşımızdaki kişiyi dinlediğimizi ona hissettirmeliyiz. Dikkatimizi konuşana vermeli, iletişime açık olduğumuzu göstermeliyiz.
▶ karşısındaki kişinin sürekli sözünü kesmek,
▶ emir veren, alaycı, suçlayıcı, ön yargıyla yaklaşan, yargılayıcı, ahlak dersi veren, küçük düşürücü, argo, tehdit eden, sürekli eleştiren ifadeler kullanmak,
▶ nutuk çekmek
▶ sürekli öğüt vermek,
▶ isim(lakap) takmak,
▶ kendiyle övünmek,
▶nezaket kurallarına aykırı davranışlar,
▶ Sözlerimiz ile davranışlarımızın ters düşmesi
▶ İlişkilerimizde kullandığımız dil (ben dili – sen dili), iletişimimizi olumlu ya da olumsuz etkiler. Sen dili ifadeleri doğrudan kişiyi hedef alır, yargılayıcıdır. Ben dili, karşımızdaki kişiyi hedef almadan, bizim bakış açımızı ortaya koyar.
Ör1; “Dersi anlatırken konuşmandan rahatsız oluyorum.” ben dilidir.
“Dersi dinlemiyorsun, çok gevezesin…” sen dilidir.

Ör2;Sen dili: Çok dikkatsizsin, her zaman hatalarını düzeltmek zorunda kalıyorum.
Ben dili: Sürekli yaptığın hataları düzeltiyor olmak beni çok yoruyor.

 Canlıların ortak özelliği iletişim kurmalarıdır, insanların diğer canlılardan farkı ise bu iletişimi geliştirebilmeleridir; çünkü insan konuşma ve dinleme yeteneğine sahiptir.

İletişimde çatışmayı uzlaşmaya dönüştürmek için karşımızdakini zorlamak, sorunu görmezden gelmek, ona uymak veya onunla çatışmadan kaçma gibi yöntemler, sorunu çözmeye yetmez.

İletişimdeki çatışmaları kaldırmanın (uzlaşmaya dönüştürmenin) yolları nelerdir?
En başta karşımızdakini dinlemek, onunla empati kurmak, var ise farklılıklarına-farklı düşüncelerine saygı göstermek…

İletişimi Olumlu ve Olumsuz Etkileyenler Nelerdir

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor. Sosyal bilgiler dersi öğrencilerin haklarını bilen ve kullanan, etkin vatandaşlar olarak yetişmelerini amaçlar.

Etkin vatandaş, hakları ile ilgili bilinçlidir, hak ihlalleri karşısında yasal yollardan hakkını arar. Ülkesinde ve dünyadaki haksızlıklar- sorunlar karşısında duyarlıdır. Katılımcıdır, sorunların çözümü ile ilgili sivil toplum kurumlarında aktif olarak çalışır. (Ör: Erozyon tehlikesi karşısında TEMA vakfına üye olup, fidan dikme çalışmalarında yer almak…) Sorumluluk sahibidir, üzerine düşen görevleri yerine getirir.(Ör; oy kullanır, devlet malına zarar vermez, ülke kaynaklarını israf etmeden kullanır…)
– Bilinçli tüketicidir… Ör: bir ürünü satın alırken son kullanma tarihini kontrol eder…
– Şiddet kullanarak hak aramaz…
– Çevreye, ülke ve dünya sorunlarına duyarlıdır…
– STÖ’lerin çalışmalarında rol alır… (sivil toplum örgütleri)

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor
Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor

► Sosyal bilgiler dersinde ülkesini onun doğal ve kültürel güzelliklerini tanıyan-öğrenen öğrenci ülkesini sever-korur… dersimizin amaçlarından biri çocuklara yurt sevgisi aşılamaktır…

► Sosyal bilgilerinde haklarını öğrenen öğrenci, haksızlığa uğradığında hangi yollara başvuracağını bilir(ör: dilekçe ile ilgili kuruma başvurmak…), çünkü ders öğrencilerin etkin vatandaş olmamızı amaçlamaktadır.

► Derste, tarihini, kültürünü öğrenen öğrencide milli(ulusal) bilinç oluşur-güçlenir. Türk milletinin bir parçası olmaktan gurur duyar. Ülkesine karşı sorumluluk bilinci edinir; Ör; Ülkesi için askerlik görevini gururla yapar…
Çünkü sosyal bilgiler dersinin amaçlarından biri de öğrencileri vatansever bireyler yapmaktır…

► Sorun çözme becerimizi geliştirir. Ör: sınıfımızda kaloriferler çalışmıyorsa derste öğrendiğini uygulamaya geçiren öğrenciler dilekçe yazarak okul idaresinden bu sorunun çözülmesini isterler…

► İçinde bulunduğumuz toplumla uyum içinde yaşamamızı sağlar. Çünkü sosyal bilgiler dersinde haklarımızı, sorumluluklarımızı ve kültürümüzü tanıyıp öğreniyoruz.

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor
Sosyal Bilgiler dersinden ne öğreniriz

2-) “Sosyal Bilgiler dersinde yaşadığımız çevreyi, hak ve sorumluluklarımızı, toplumla ve insanlarla nasıl ilişkiler kuracağımızı, karşılaştığımız sorunları çözmek için neler yapacağımızı öğreniriz.”

Bu bilgilere bakarak Sosyal Bilgiler dersinde öğrendiklerimizin aşağıdakilerden hangisine katkısı diğerinden daha azdır?

  1. a) Ülkemizi tanımamıza
  2. b) Fiziki gelişimimizi sağlar
  3. c) Vatandaşlık bilinci kazanmamıza
  4. d) Sorun çözme becerimizin artmasına

Olaylar ve Sonuçları

► Olayların birçok nedeni ve sonucu olabilir,

► bir olayın sonucu başka olayın nedeni olabilir.

► Bir olay sonuçları itibariyle kişileri farklı şekillerde etkileyebilir.

          Bir olayın birçok neden ve sonucunun olması, insanları farklı şekillerde etkilemesi o olayın çok boyutluluğunu gösterir.

Ör: yaşadığımız mahalleye bir üniversite açılması mahallemizdeki trafiğin artmasına yol açarken, mahallemizde yaşamak isteyen öğrenci sayısı arttığından kiralar artmıştır, mahallemizde bulunan lokanta-cafe gibi mekânların işleri öğrencilerin de gelişi ile artmıştır, öte yandan siz de üniversite okumak için başka şehire gitmek zorunda kalmayacaksınız, aile bütçesi de birçok masraftan kurtulmuş olacak…

Çok boyutlu olayların nasıl birçok sonucu var ise birçok nedenden dolayı da ortaya çıkmaktadır. Ör: çevre kirliliği sadece bizim doğaya bıraktığımız çöplerden kaynaklanmaz, fabrika bacalarından, araba egzozlarından çıkan zehirli gazlar, kanalizasyon atıklarının denize akıtılması, fabrika atıklarının suya-toprağa karışması gibi birçok nedeni vardır….

Sosyal Bilgiler Dersi Bize Ne Öğretiyor

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

Coğrafi keşifler ile yeni kıtalar ve yeni ticaret yolları bularak zenginleşen Avrupa karşısında Osmanlılar ise kontrollerindeki ipek ve baharat yolunun işlerliği-önemi azaldı, gümrük (vergi) gelirleri büyük ölçüde azaldı.
Avrupalıları yeniden Osmanlı pazarına çekmek amacıyla gümrük vergileri düşürülerek Fransa, İngiltere… gibi devletlerle Kapitülasyon antlaşması yapıldı. Ancak bu devletler sanayi inkılabını yapmıştı, Osmanlılardan sadece hammadde satın aldılar, işlenmiş-sanayi ürünleri sattılar. Osmanlı, Avrupalıların hammadde alıp sanayi ürünleri sattıkları açık pazara dönüşmüştü.

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

Yapılan savaşlar üst üste yenilgiyle sonuçlandı. Savaşlarla birlikte toprak da kaybedildi. Savaş masrafları ekonomiyi iyice sarstı. Dış borçlarını ödeyemeyecek duruma düşünce, alacaklı devletler Genel Borçlar İdaresi’ni(Düyun-u Umumiye) kurarak, Osmanlı Hazinesine ait bazı vergi gelirlere el koymuşlardı. Bu durum Osmanlı Devleti’nin ekonomik bağımsızlığını kaybetmesi demektir.

400 yılı aşkın süre Balkan(Rumeli) coğrafyasında hoşgörü ve adalet ile yöneten Osmanlı yönetimi altında Türk, Rum, Bulgar, Sırp, Ermeni, Yahudi, Arnavut, Boşnak gibi Müslüman ve gayrimüslim milletler Osmanlı hâkimiyeti altında asırlardır bir arada ve huzur içinde yaşamışlardı.
20. yy.lın ortasından itibaren Rumeli’nin büyük bölümünü kaybedildi. *Neden?
– Çok milletli bir İmp. olan Osmanlı ülkesindeki azınlıkların Fransız İhtilali’nin yaydığı milliyetçilik fikrinin etkisiyle çıkan isyanlar. 8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

Milliyetçilik, her milletin kendi bağımsız devletine sahip olma hakkını savunur.
– Osmanlı toprakları ile ilgili sömürgeleştirme planları olan İng., Fr., Rusya gibi devletlerin bu isyanları kışkırtıp, desteklemesi
– Balkan coğrafyasının yenilikçi fikirlerin yayıldığı Batı Avrupa’ya yakın olması

Azınlık-Milliyetçi isyanları devleti dağılma noktasına getirdi. Devleti dağılmaktan kurtarmak isteyen bazı yönetici ve aydınlar çeşitli fikirler geliştirdiler. Bunlar; Osmanlıcılık, İslamcılık (Ümmetçilik), Türkçülük(Turancılık) ve Batıcılık…

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

Osmanlıcılık;

Bazı aydınlar dil, din, ırk ayrımı yapılmaksızın Osmanlı kimliği altında birlik oluşturmaya çalıştılar. Böylece azınlıklar yönetimden memnun olacak-devlet parçalanmaktan kurtulacaktı. Bu fikir Jön-Türkler ve İttihatçılar tarafından da desteklendi.
Osmanlıcılık fikrinin etkisi ile Tanzimat ve Islahat Fermanları ilan edildi; azınlık(gayrimüslimlerin) hakları yasal güvence alındı, Müslümanlarla eşit haklara kavuştular. Meşrutiyet yönetimine geçilerek halka-gayrimüslimlere seçme hakkı verildi, halk yönetime ortak oldu. Mebusan Meclisi’nde 69 Müslüman vekil yanında 46 azınlık vekili vardı. Ancak tüm bu yapılanlara karşın azınlıklar isyan etmekten vazgeçmediler.8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

İslamcılık(Ümmetçilk),

Müslüman milletleri(Türkler, Kürtler, Araplar, Arnavutlar…) Osmanlı Halifesi etrafında birleştirerek devletin yıkılmasının önlenmesi amaçlanıyordu. Mehmet Akif ve Padişah II. Abdülhamit tarafından da desteklenen İslamcılık düşüncesi I. Dünya Savaşı yıllarında bazı Arap liderlerinin Osmanlı Devleti’ne isyan etmesi sonucu geçerliğini kaybetti.

Bazı aydınlar devletin kurtuluşunu Batılılaşma fikrinde aradılar. Batıcılık adı verilen bu fikrin savunucuları, Avrupa’daki gelişmelerin örnek alınarak devletin modernleştirilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Tevfik Fikret gibi aydınlarca savunulan bu düşünce Atatürk Dönemi’nde inkılaplar yapılırken de etkili oldu.

Türkçülük(Turancılık)

fikrini savunan aydınlar, Türk milletine dayanarak, Türk toplulukları(Azeri, Özbek, Kırgız, Kazak…) arasındaki birliğin sağlanarak devletin kurtulabileceğine inanıyorlardı. Mehmet Emin (Yurdakul), Ziya Gökalp, Namık Kemal gibi aydınlarca savunulan bu fikir, azınlıkların ayrılmasıyla daha da güçlendi. Türkçülük fikri, Millî Mücadele’nin kazanılmasında da etkili oldu. 8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

1909 yılının nisan ayında, meşrutiyet karşıtları İstanbul’da isyan çıkardılar. 31 Mart Vakası diye tarihe geçen bu olay üzerine meşrutiyeti korumak isteyen İttihat ve Terakki üyesi subaylar, Selanik’te, Hareket Ordusu adında bir ordu hazırladılar. Kurmay başkanlığını Mustafa Kemal’in yaptığı bu ordu, İstanbul’a gelerek isyanı bastırdı. Ardından II. Abdülhamit tahttan indirilerek yerine V. Mehmet Reşat getirildi (1909). 31 Mart Vakası’ndan sonra devletin yönetimi büyük ölçüde İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kontrolüne geçti.
Mavi Gözlü Çocuk Mustafa
Selanik’te doğan Mustafa’nın ailesi Osmanlıların Anadolu’dan Rumeli’ye iskan ettirilen Türkmenlerdendir.

Gazi’nin doğduğu Selanik, limana ve demiryolu ulaşımına sahip olduğundan dolayısıyla ticaretin geliştiği, Osmanlı ülkesinin en önemli 3 kentinden biri idi. Bu durum onu batı(Avrupa) ile yakınlaştırıyor-etkileşim içerisinde olmasına imkân veriyordu. Avrupa’dan gelenler yalnızca ticaret yapmıyor; kıyafetleri ile, yemekleri ile, müzikleri ile, davranışları ile, düşünceleri ile de insanları etkiliyorlardı..
Bu durum onun fikir hayatını-kişiliğini nasıl etkileyecektir?
Yeniliklere açık, batıcılık fikrini benimseyen

Mustafa Kemal’in çocukluk ve gençlik yıllarının farklı milletlerin iç içe yaşandığı ve yeni fikirlerin tartışıldığı Makedonya’daki Selanik-Manastır şehirlerinde geçmesi, onun hoşgörülü ve demokratik bir kişiliğe sahip olmasında büyük rol oynadı.
Farklı milletlerin-dinlerden insanların bir arada yaşaması kültürel zenginliği-çeşitliliği ortaya çıkarmıştır.

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

Osmanlı parçalanmasının ilk ve en yoğun olarak yaşandığı coğrafyada doğan, çocukluğunu ve eğitim hayatını geçirecek olan Gazi’nin bu soruna duyarlı olması, kafa yorması kaçınılmazdı. Arkadaşları ile Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurmuştur. 8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet
* Bu durum onda hangi fikirleri benimsediğini kanıtlar?
vatanseverlik- (Türkçülük), tam bağımsızlık fikirlerini benimsediğini

Atatürk, aile hayatına büyük önem vermiştir. Bu anlayışını o zamanki geleneklerin aksine nikâh töreni sırasında eşi Latife Hanım ile birlikte hazır bulunarak göstermiştir(→yenilikçi). Aynı şekilde yurt gezilerine de yine onunla beraber çıkarak milletine örnek olmak istemiştir.

Mustafa Kemal Okulda
Mahalle MektebŞemsi Efendi İlkokul
Selanik Mülkiye Rüştiyesi
Selanik Askeri Rüştiyesi
Manastır Askeri İdadisi
İstanbul Harp Okulu
İstanbul Harp Akademisi
Mektep; ilkokul Rüştiye; ortaokul İdadi-Sultani; lise âli; yüksekokul

Gazi’nin ailesi çocuklarının eğitimine önem veriyorlardı. Gazi’nin önce dini ağırlıklı eğitim veren mahalle mektebine yazılıp, kısa süre sonra modern-batılı tarzda eğitim yapan Şemsi efendi okuluna gitmiştir. Bu durum neyi kanıtlar?
Osmanlı ülkesinde eğitim birliği olmadığını, 19. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde ağırlıklı olarak dinî derslerin verildiği medreselerin yanında Avrupa tarzında eğitim veren modern okullar, yabancı devletlerin açtığı okullar ve azınlık okulları bulunuyordu.
Azınlık okulları ve yabancı okulların devlet denetimi dışında olması ve her okulun kendi müfredatını uygulaması, değer yargıları-dünyaya bakışları farklı nesillerin ortaya çıkışını ve toplumda kültür çatışmalarına yol açıyordu.

Mustafa Kemal’in Selanik sokaklarında gördüğü üniformalı subaylar, onun askeri okula yazılmasında etkili olacaktır.

“Güzel söylemek ve yazmak isteği kalıcı idi. İstanbul’daki Harp Okulunda ders aralarında kompozisyon alıştırmaları yapıyorduk. Saati elimize alıyor ‘Bu kadar dakika sen, bu kadar dakika ben söyleyeceğim.’ diye yarışmalar düzenliyor ve tartışmalar yapıyorduk. Okulun öğrencileri arasında okunmak üzere el yazımızla bir okul gazetesi çıkardık. Sınıf içinde küçük bir teşkilatımız vardı. Ben gazetenin yönetim kurulunda idim. Gazetenin yazılarını çoğunlukla ben yazıyordum.” 8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

* Bu paragraf onun hangi kişilik özelliklerini kanıtlamaktadır?

Çok iyi bir hatip olarak askerlikte-siyasette önplana çıkacak, lider olarak arkadaşları-Türk milleti tarafından benimsenecektir.

Edebiyata olan ilgisi sonucunda; şiir yazma denemelerinde bulundu. Ancak öğretmenlerinin, şiirin onu askerlikten uzaklaştıracağı yönündeki uyarıları üzerine bu hevesten vazgeçti.

Gazi, Manastır Askeri İdadisi’nde öğrenci iken Balkanlardaki kargaşa ortamı içinde, 1897’de Türk-Yunan savaşı başladı. Öğrenci olduğu halde orduya katılmak için okuldan kaçtı, ancak bir akrabasının müdahalesi nedeniyle okula geri dönmek zorunda kaldı. Bu olay, onun hangi fikirlere yakın olduğunu göstermektedir?
Türkçülük-vatanseverlik

8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

Selanik’e izinli olarak döndüğünde Fransızca dersleri almıştır.
*Fransızcayı çok iyi okuyup-anlaması, Fransız yazarları takip etmesi onu nasıl etkilemiş olabilir?
Batıdan gelen fikirlere(cumhuriyet, laiklik, milliyetçilik, eşitlik, akılcılık ve bilimsellik) açık bir insan olmasını, batıcılık fikrini benimsemesine, yenilikçi bir kişi olmasına zemin hazırlamıştır.

* Gazi’nin tarih dersine olan ilgisi, onun kişiliğini nasıl etkilemiş olabilir?
Vatansever- Türkçü bir insan olmasını sağlayacaktır. 8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet

1899’da İstanbul’da Harp Okuluna girmiş, ardından devam ettiği Harp akademisinden 1905’te Kurmay Yüzbaşı rütbesi ile mezun oldu.
* Okulda ülke sorunları ile ilgilenmesi, düşüncelerini açıkça ifade etmesi, onun hangi kişilik özelliklerine sahip olduğunu göstermektedir? hazırlamıştır. 8.Sınıf İnkılap Tarihi 1.Ünite Ders Notu Özet