Atatürk olmasaydı ne olurdu?

Başlatan Sosyal Bilgiler1, Ağustos 20, 2008, 01:40:57 ÖS

« önceki - sonraki »

Sosyal Bilgiler1

Atatürk Olmasaydı?..

"Tarihimizde bir Mustafa Kemal olmasaydı Türkiye tarihi nasıl olurdu" diye zaman zaman düşünürüm. Bu olasılığın düşünülmesinde, çeşitli grup çalışmalarında model olarak kullanılmasında eğitici bir Önem bulunduğuna inanıyorum.
"Mustafa Kemal faktörü" ne denli önemlidir? Türkiye'nin tarihinde liderin, grubunun, sosyal-ekonomik-siyasal eksenlerin önemleri, kesişme noktaları ne denli değiştirici olmuştur. Bunların yeterince araştırıImaması. tarihin durağan bir aktarmacılık olarak algılanması. 70 yıl boyunca Türkiye'nin kurtuluşunu bir anı törenine dÖnüs.tür-müş, yıpranan heyecanlarla eskilerde kalan bir aile fotoğrafının yeniden görülmesine benzetmiştir.
Oysa bugün 29 Ekim'i de, Mustafa Kemal'i de, Kuvayi Milliye-cileri de. Cumhuriyetçileri de yeniden anlamak 70 yıl Öncesinden daha önemlidir. McDonald's hamburgerleriyle Bcnetton tişörtleri arasına Atatürk fotoğrafını koyarken neyi nereye koyduğumuzu düşünmek bugün çok daha önemli.
Görülen odur ki bugün uygarlık dünyasına katılma mücadelemiz, değişimi doğru algılama yeteneğimiz, gelişimi yakalama gücümüz Atatürk'ün yaptıklarıyla doğru orantılıdır. Atatürk karşıtlarıyla lers orantılıdır. Atalürk. yaratıcı zekâsı, direnişçi iradesi, organize edici dehasıyla gerçekten de tarihi değiştirmiştir, ismet inönü, en yakın arkadaşı olarak yüksek nitelikli bir uygulayıcıdır. Atatürk'ün hareket ettirici gücüyle inönü "nün programcı Özelliği birleşmiş, etkin bir yönetim çekirdeği oluşmuştur. Hem krizlerin yönetimine hem uzak vadeli planlama ve programlama niteliklerine bakılınca günümüzün "endüstri mühendisliğinin özelliklerini görmek olasıdır. Kanımca Atatürk doğal bir endüstri mühendisidir, inönü de çok güçlü bir "re-alizatör-gerçekleştirici." Bu büyük ikilinin çok daha boyutlu analizlerinin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Biz Atatürk'ü de inönü'yü de böyle anlayamadık, böyle anlatamadık. Öyle olunca da cumhuriyeti kuranlar birer kutsal imgeye dönüştü, düşünce-irdeleme de yerini ezberleme-inanmaya bıraktı. Atatürk, düşündüklerinin tam tersine "kutsal bir ikon" gibi inanç simgesi oldu. Atatürk tüketıciliği sürdü gitti. Bugün Atatürk'ü yeniden "üretmek" gerekiyor. Çünkü hu yaratıcıya yakışan budur. Bakınız neden?
1. Bugün doğrultumuzu Batı uygarlığına çeviren dönemeç 29 Ekim 1923'ün radikal kararıdır. 200 yıllık Batılılaşma çabasını bir karara ulaştıran kesin tarih budur. Bugün de uygar dünyayla buluşmanın başka bir şansı yoktur. Batı uygarlığının seçimi gelecekte uygar donyada varolmanın önkoşuludur.
2. Gelecekte varolmanın başka bir önkoşulu da kültür milliyetçiliğidir. Kendi kültür kaynaklarımıza sahip çıkmadan, bu kültürü tutucu geleneklerden sıyrılarak yaşatmadan kültürel kimliğimizi bulamayız. Kültür milliyetçiliği bizi başka kültürlerle dost olarak yaşatacak kimliğimizdir. Bunu ırk milliyetçiliği olarak algılamak bizi kendi içimize kapatacak büyük bir yanlış, olur. Dikkatle incelenirse Atatürk milliyetçiliğinin de "kültür milliyetçiliği" olduğu görülür.
3. Saltanatla hilafetin kaldırılması, bunların yerine cumhuriyetin kabulü, değişimin en büyük temelidir. Atatürk döneminin "güçlü değişimciliği" Türkiye'nin sonraki dönemlerinde bir daha yakalanamamıştır. Bugün estirilmek istenen "değişim rüzgârları'' sözü, kapitalizminyeni kurallarından başka bir şey değildir. Türkiye "değişim"i Atatürk döneminden bugüne kadar yapılanlar ise sürekli geri dönüşü hedefleyen yıpratmalardır. "Aklın üstünlüğü ve bilimin öncülüğünün reddi, uygar dünyanın dışı demektir.
5. Kadınların toplumsal yerinin eşitlik-üreticilık, katılımcılık temelinde yeniden saptanması dünyanın en önemli hedeflerinden birinin o günlerden görülmesidir. Kadınların bu duruma gelmesi için elbette toplumsal bir mücadele gerekir. Ancak 70 yıl öncesindeki bu öngörüye çok dikkatle bakılmalıdır.
6. Gençlerin geleceğin çekirdek gücü olarak kabul edilmesi, cumhuriyetin onlara emanet edilmesi, büyük bir öngörüdür. Sonradan Atatürkçü olduklarım söyleyen 12 Eylülcülerin gençliğe bakışları incelenecek olursa bu konuda tam bir zıtlık olduğu da görülecektir.
7. Bağımsızlık ilkesi, bugün dünyayı yeniden sarmış birloplum-sal özlem olarak çok dikkat çekicidir. Atatürk'ün bağımsızlık anlayışı, bir "yalıtım-izolasyon" değildir. Tam [ersine "herkesle işbirliği yapmak ama eşit koşullarda buluşmak" olarak tanımlanacak bir bağımsızlık anlayışı vardır. Bugün Toplumların özlediği "bağımsız yaşamak" da budur,
8. Değişim ve yenilikçi olmak, Atatürk döneminin sürekli özelliğidir. Bu dönemde hiçbir şey durağan değildir. Cesaretle birçok değişim denenmekte, başarılı olmayanlardan geri çekilerek yeni bir model aranmaktadır. Dil değişimi, kıyafet değişimi, ezanın Türkçeleştirilmesi gibi pek çok yenilik bu dönemin ürünüdür. 70 yıl, bu değişimin geriye döndürülmesi çabalarıyla geçmiştir. Bugünkü sıkıntıların temeli de budur.
9. Ekonomik model olarak karma ekonominin kabulü, tarım ve endüstrinin birlikte geliştirilmesi, dönemin zorunluluklarının asılmasıyla ilgili seçimlerdir.
10. Atatürk, kendisini "aklın ve bilim yolunun takipçisi" olarak tanımlamış ve aynı yoldan gidenleri "kendisinin takipçileri" saymıştır.

Şimdi bizlere düşen görev, yapamadıklarımız için Atatürk'e sığınmak değil, bugünün ve geleceğin görevlerine "aklın üstünlüğü ve bilimin Öncülüğü" ile «sahip çıkmaktır.
.

PeRi

fORUMDA PAYLAŞIMDA BULUNMAKİÇÝN
1. http://www.sosyalbilgiler.org/forum/indir linke tıklayıp dosyanızı yükledikten sonra  size verilen linki kopyayıp yapıştırabilirsiniz.
2.http://www.sosyalbilgiler.org/forum/index.php?action=downloads bu linkten uygun bölüme dosyanızı yükleyebilirsiniz.
3. Yada yeni konu açıp ek özellikler kısmına tıklayıp dosyanızı yükleyebilirsiniz.


!!! Okuyorsun, eğleniyorsun, öğreniyorsun. Paylaş ki başkaları da okusun, eğlensin, öğrensin !!!

bayandogru