Gönderen Konu: Türkiye'de İnkilap, İnkilabıın tanımı  (Okunma sayısı 6666 defa)

Çevrimdışı Sosyal Bilgiler1

  • Administrator
  • Usta Öğretmen
  • *****
  • İleti: 2921
  • Rep +712/-3
Türkiye'de İnkilap, İnkilabıın tanımı
« : Ağustos 07, 2008, 02:20:38 ÖS »
İnkılap

  Sözcük anlamı, değişme, bir durunıdan başka bir duruma dönüşme olan ve
günümüzde daha çok --reform--, --evrim--, --değişme-- sözcükleri yerine kullanılan
--inkılap-- terimi, geçmişte çok daha farklı bir anlam yüklenmiştir (Bu arada
--inkılap-- sözcüğünün ikinci sesli harfinin üzerinde nokta olmadığına, bu
harfin --i-- değil --ı-- olduğuna dikkati çekmek isterim.).

  Özellikle Atatürk yaşarken, Türk devriminin, siyasal bir iktidar
değişikliğinden daha derin, toplumsal ve ekonomik sonuçları olacağını
görenler, buna --ihtilal-- yerine, --inkılap-- demeyi yeğlemişlerdir. Böylece,
genellikle siyasal içerikli olan --ihtilal-- yerine toplumsal ve ekonomik
içerikli olan --inkılap-- deyiminin kullanılmasıyla, o zaman, olay daha geniş
kapsamlı olarak ele alınmıştır.

  Öyle sanıyorum ki, ünlü Kadro dergisinin ilk sayısında yer alan bildirinin
şu satırları, terimlerin 1930'lu yıllardaki kullanılışını çok iyi
belirtecektir:

  --Türkiye bir inkılap içindedir. Bu inkılap durmadı.

  Bugüne kadar geçirdiğimiz hareketler, şahit olduğumuz muazzam kıyam
(ayaklanma) manzaraları, onun yalnız bir safhasıdır. Bir ihtilal geçirdik.
İhtilal, inkılabın gayesi değil, vasıtasıdır.

  Bu ihtilal safhasında dursaydık inkılabımız akim (sonuçsuz) kalırdı. Halbuki
o, genişliyor, derinleşiyor. O henüz son sözünü söylemiş, son eserini vermiş
değildir. Tesviye edilmiş (düzeltilmiş) bir zemin üstünde yarınki Türk
cemiyetinin, kendine has ve kendine uygun binasını kurabilmek için,
inkılabımız derinleşme ve genişleme istikametindedir.

  İnkılap bitaraf bir nizam değildir. Onun içinde yaşayanlarırı taraftar
olsunlar veya olmasınlar, ona intibak etmeleri lazımdır. İnkılap ona taraftar
olanların iradelerine, taraftar olmayanların iradelerinin, kayıtsız ve
şartsız, bağlanması demektir.

  İnkılabın irade ve menfaati, inkılabı duyan ve yürüten azlık, fakat şuurlu
bir avangardın, azlık fakat ileri bir KADRO'nun iradesinde temsil olunur. Bu
kadro, inkılabın şeniyetinden (gerçeğinden) çıkarılan ve onun seyrine uygun
bir şekilde izah edildikçe şekilleşen prensipleri kendine şuur edinir.
İnkılabın derinleşmesi demek, her şeyden evvel, bu prensiplerin ve onların
ifadesi olan inkılap, ahlak ve disiplinin, ileri kadronun dimağından genç
neslin, şehir halkının ve köylünün dimağına inmesi ve yerleşmesi demektir.--
(Ayraç içindeki sözcükler benim. E.K.) (Kadro, 1932, No. 1:31).

  Görüldüğü gibi, Kadro'cuların kullandığı biçimde, --inkılap--, açıkça
--ihtilal--den çok daha geniş ve derin kapsamlı bir sözcüktür. Özellikle
--İhtilal, inkılabın gayesi değil, vasıtasıdır-- sözü, iki terim arasındaki
ilişkiyi ve o zamanki kullanışları arasındaki farkı çok açık seçik bir
biçimde ortaya koyuyor.

  Terimler arasındaki kullanılış farklarını vurgulaması bir yana, yukarda bir
bölümünü aktardığım bildiri aslında --devrim toplumbilimi-- konusuna da
mükemmel bir giriş niteliği taşımaktadır.

  --İnkılap-- teriminin yukarıda belirttiğim kullanılışı ancak bir anlamını
verir. Oysa kimi zaman, --Atatürk İnkılapları-- deyiminde olduğu gibi, ikinci
anlamı da vardır: Buna göre --inkılap--, --reform--, --yenilik-- anlamına gelir
(--İnkılap-- sözcüğünün Arapça anlamının alt üst olma, ters çevirme olduğu da
bu arada anımsanmalıdır.)

  Böylece --inkılap--, bir yandan geniş kapsamlı, toplumsal, ekonomik ve
siyasal bir ihtilal anlamında kullanılırken, öte yandan, şapka, alfabe,
takvim, eğitim konularındaki reformları nitelemek için de başvurulan bir
terim özelliği de kazanmıştı.
.

Sosyal Bilgiler

Türkiye'de İnkilap, İnkilabıın tanımı
« : Ağustos 07, 2008, 02:20:38 ÖS »